Muhammed Mustafa Çetinkaya

Muhammed Mustafa Çetinkaya

Ömür Nimeti

Mühim olan, günlerimizi, yılımızı nasıl değerlendirdiğimizdir. Zamanın birer şahidi olan ay da Allah’ın âyetidir, güneş de Allah’ın âyetidir. Aslolan, Rabbimizin bir nimeti ve emaneti olan zamanın içini nasıl doldurduğumuzdur. Sayılı nefeslerimizi nasıl ve hangi amaçla harcadığımızdır. Ömür sermayemizin her bir ânını, her bir gününü yaratılış ve varlığımızın gayesine uygun olarak kullanıp kullanmadığımızdır. Rabbimizin dünya imtihanında bizlere takdir ettiği kısa bir zaman vardır. Bizler bu zamana “ömür” diyoruz. Beyhude geçirilmiş bir hayata ömür denilemez. Ömür, iyilik ve güzelliklerle geçirilmiş bir hayattır. Ömür, insani ve ahlaki erdemlerle tezyin edilmiş bir hayattır. Ömür, emanet ve sorumluluk bilinciyle iman ve salih amellerle mamur kılınmış bir hayattır.

Peygamberimiz (s.a.s), “Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz.” buyurmuştur. Hesabını vereceğimiz ilk nimet, ömür nimetidir nasıl ,nerede Ömrümüzü geçirdiğimizden, zamanımızı nasıl değerlendirdiğimizden, hâsılı bütün yapıp ettiklerimizden sorguya çekileceğiz.

Kıyamet gününde bize yöneltilecek olan ikinci soru, nasıl ,nerede gençliğimizi geçirdiğimizdir. Bu soruyu hiçbir zaman zihnimizden çıkarmamalıyız. Zira kimi zaman, ibadet etmeyi, iyi işler yapmayı gençlikten sonraya ertelemek gibi bir yanlışın içerisine düşebiliyoruz. Oysa Peygamberimiz (s.a.s), ideal gençleri, ve Neşeyi “huzuru Rabbine ibadette bulan gençler” diye tarif etmiştir.

Hesap günü bizlere sorulacak bir diğer soru ise Allah kazancımızla ilgili olacaktır. Rabbimiz, malını nereden kazandın, nereye harcadın? Helale harama riayet ettin mi? Yoksulun, ihtiyaç sahibinin hakkını gözettin mi? diye soracaktır bizlere. Zira mal, servet, her türlü imkân ve kazanç Yüce Rabbimizin bizlere birer emanetidir. Bütün bunlar zihnimizi, kalbimizi, geleceğimizi esir almamalıdır.

Unutmayalım ki; ömür sermayesinden geçen bir yılın sonunda kendini ve yaratılış gayesini unutarak, değerlerimizle örtüşmeyen, insan hayatına katkısı olmayan gayr-i meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz. Yeni bir yılın ilk saatlerinin başka kültürlere, başka dünyalara ait yılbaşı eğlenceleriyle israfa dönüştürülmesi ne kadar da düşündürücüdür. Sevap-günah, hayır-şer konularında muhasebe yapılması gereken saatlerin, emek harcamadan zengin olmak arzusuyla kumar, piyango gibi şans oyunlarıyla heba edilmesi ne kadar da üzücüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muhammed Mustafa Çetinkaya Arşivi

Emek

15 Kasım 2024 Cuma 00:00