Muhammed Mustafa Çetinkaya

Muhammed Mustafa Çetinkaya

Işık ve karanlık

Karanlık bir çukurdayım. Her adımda duvarlar daha da üzerime çöküyor, nefes almak zorlaşıyor. Gözlerim, bir zamanlar ışıldayan hayallerimin küllerini tarıyor. Umut denen o narin çiçek, solmuş, kurumuş, toprağa karışmış.

Hatırlıyorum, bir zamanlar gökyüzünü parmaklarımla tutmaya çalışırdım. Rüzgârı saçlarımda hisseder, geleceğe dair umutlarla doluydum. Şimdi ise, o rüzgârın yerini keskin bir soğukluk almış. Kalbim, donmuş bir göl gibi sessiz.

Kelimeler boğazımda düğümleniyor, cümleler kurulamıyor. Tıpkı bir kırık bir ayna gibi, her parçası ayrı bir acıyı yansıtıyor. Neden? Neden bu kadar çaresiz hissediyorum kendimi?

Belki de hayat, bizi sürekli sınayan bir sınavdır. Belki de bu karanlık, yeni bir şafağın habercisidir. Belki de umut, hiç gitmemiştir, sadece bir süreliğine saklanmıştır.

Evet, biliyorum, bu sözler şimdilik sadece bir teselli. Ama içimde bir yerlerde, ufacık bir kıvılcımın parladığını hissediyorum. Belki de bu kıvılcım, bir gün büyük bir ateş olacak ve karanlığı aydınlatacaktır.

En uzun gece bile bir sabahla biter. Ve her fırtınanın ardından güneş yeniden doğar. Belki de şimdi, yeniden doğmak için toprağa düşmüş bir tohum gibiyiz. Ve belki de bu karanlık çukur, yeniden yeşermek için bize verilen bir fırsattır.

Evet, umut var. İçimizde, en derinlerde saklı bir umut. O umudu bulmak, beslemek ve büyütmek bizim elimizde. Çünkü hayat, ne kadar zor olursa olsun, yaşamaya değer.

"Karanlığın en koyu olduğu yerde, şafak en güzel doğar."

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muhammed Mustafa Çetinkaya Arşivi

Emek

15 Kasım 2024 Cuma 00:00