Halil Öz
Hıdırellez (Ruz-I Hızır)
Rivayet odur ki Hızır ve İlyas peygamberler, Hükümdarın ordusundaki iki askerdir. Hükümdar bir gün ordusuyla birlikte ölümsüzlük suyunu (Ab-u Hayat) aramaya çıkar. Yolculukta, Hızır ve İlyas peygamberler diğer askerlerden ayrılırlar. Bir subaşında durup, yemek için kurutulmuş balık çıkarırlar. Tam bu esnada su balığa sıçrar, balık canlanır ve suya atlar. Böylece Hızır ve İlyas peygamberler ölümsüzlük suyunu bulmuş olurlar. Bu sırada bir melek gelir. Hızır ve İlyas peygamberlere kıyamete kadar yaşayacaklarını, fakat Hızır’ın karada, İlyas’ın denizde ihtiyacı olanlara yardım edeceklerini bildirir. İşte Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak da adlandırılan Hıdırellez günü, yani 6 Mayıs, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır peygamber ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas peygamberin yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır. Halk inanışına göre onların buluşmalarıyla ölü tabiatın canlandığına, 6 Mayıs’ın genellikle yağmurlu geçmesinin ise Hızır ve İlyas peygamberlerin buluştuklarında sevinçlerinden ağlamalarının ve bulutların da onlara katılmalarının bir ispatı olarak düşünülür.
* * *
Aslında baharın gelişi tüm toplumlarda ve dinlerde farklı şekillerde kutlanmaktadır. Türklerde de mevsimsel olarak kutlanan iki önemli gün vardır. Bu günlerden biri Nevruz diğeri de Hıdırellez'dir. Nevruz bütün Türk dünyasında yeni yılın başlangıcıdır. Hıdırellez ise yaz mevsimin başlangıcı olarak kabul edilir. Anadolu'da "Baharın habercisi" olarak da kabul edilen "Hıdırellez" günü insanlık tarihinde çok eski zamanlardan (Ergenekon Destanı zamanından) beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da ülkemizde de farklı gelenek ve inanışlarla kutlanır. Meselâ Hıdırellez günü kır çiçeklerinin kaynatılarak suyundan içilmesinin hastalıklara şifa vereceği, Hıdrellez gecesi bütün sulara nur yağacağından o gece suya girmenin her türlü hastalığa karşı bağışıklık sağlayacağı düşünülür. Genellikle Hıdrellez gecesi Hızır’ın yeryüzünde dolaştığı ve dokunduğu şeylere bereket getirdiği inancı çok yaygın olduğundan o gece evlerdeki yiyecek ve içeceklerin ağzının açık bırakılması, dileklerin bir kâğıda yazılarak veya maketleri çizilip veyahut yapılarak gül ağaçlarının dibine konulması, dilek dileyerek ateşten atlamak, dilek dileyip bir ağaca bez bağlamak, genç kızların kısmet açmak için küpe, yüzük gibi eşyalarını bir gün çömlekte kilitli tutulması gibi bir sürü farklı gelenek vardır. Hızır peygamberin insanlara ak sakallı biri gibi ya da bir tanıdığı gibi görünebileceği, bazen darda olan insanlara yardım etmek için gelirken bazen de onlara bir ilim öğretmek amacı ile gelebileceği düşünülür. Elbette bu gelenekler Şamanizm’den kalma olsa da Kur'an-ı Kerimde de Allah (cc) tarafından Hızır peygambere bazı özel hikmetler ve ilimler verildiğinden bahsedilmektedir. İslamiyet’teki genel davranış ise Hıdırellez günü bereket ve sağlık dualarının edilmesi, ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak şeklindedir.
* * *
Hıdırellez’in herkese, milletimize ve devletimize bolluk bereket getirmesi ve özellikle de paylaşmanın yaşamımızın her alanında hakim olması dileklerimle…
Sağlıcakla kalın…