Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Düşman Oklarını Takip Edelim

Zamanında İmam-ı Şafi’ye sormuşlar; “Fitne arttığında, hakkı kimin temsil ettiğini nasıl anlayacağız?” Hazret şöyle yanıt vermiş, “düşman oklarını takip edin, düşman okları sizi hak ehline götürür”… Kısa ve öz!... Söylendiği zamanın şartlarında son derece anlamlı ve bilgece bir ders!.

*

Zaman değişti, şartlar değişti. Günümüz şartlarında da geçerli midir acaba böyle dersler? Günümüzde bu dersi düşman da öğrendiyse ne yapacağız?

*
Bu dersi öğrenen düşmanın ne yapacağı belli de asıl konu biz ne yapacağız? Elbetteki düşman perde arkasında, görünmez ortamlarda yetiştirip, besleyip desteklediği adamlarını sahneye çıkarınca, sahnede onlara düşmanca davranacaktır. Herkesin gözü önündeyken kendi adamlarının aleyhinde konuşacaktır! Değil mi?

*
Bu sayede kendi adamlarının takip edilmesini sağlamaya çalışacaktır!. Değil mi?

Geçmiş zamanın derslerini, günümüze uygulayanları kandırmaya çalışması normal değil mi?

*

Bu oyuna kananları, zaman zaman “düşmanı, bize düşmanlık ediyor diye suçlayarak gazlayanları” destekleyecek laflar da sallayacaktır! Değil mi? Düşman bizim adama düşmanlık ediyor diye kandırılan halkların, kendi adamlarına daha çok sarılmasını sağlamaya çalışacaktır! Değil mi?

*

Tabi ki bunu "kör göze parmak sokar" gibi yapmayacaktır! Oyun, taktik, strateji yürütecektir. Milletin böyle görüntü oyunlarına kanması bir yana, siyaset adamlarımız bunun farkında mı acaba?

*

Bence sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a büyük bir görev düşüyor tam da burada; kendisini dost yada düşman söylemleri ile konumlandırmayı bırakmalıdır artık! Zira dostum dostum diye hitap ettiği, ABD başkanı Mr. Trump, arkamızdan dolanıp, bölücü terör örgütlerine Türkiye’ye karşı kullanılacak silahlar göndermedi mi? Neyin dostu, ne dostluğu?
*
Şimdiki ABD başkanı Mr. Biden, Ermeni iftiralarını doğru kabul ederek Türkiye aleyhine adımlar atmıyor mu? Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a hiç kulak vermiyor! Hatta, kapalı kapılar ardında “Erdoğan’ı indireceğiz” diye düşmanca açıklamalar yapığı anlaşılıyor… Reva mı bu! Uluslararası ilişkilerde dostluk olur mu?
*
Millet tanımını doğru yapamayanlar, dost ve düşman tanımını da doğru yapamadıkları için kolayca kandırılıyorlar. Bunlar milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı da anlamadıkları halde milliyetçiliği ayaklar altına alarak, Türk milletini başta Araplar ile işbirlikçisi ABD ve İngiltere’nin ırkçı emellerine hizmetçi ediyorlar. Hak mı bu! Reva mı milletimize?

*

Hatırlayanlar daha iyi anlayacaktır, Sn Erdoğan, Trump’dan önceki dostu! Başkan Obama döneminde, ABD ordusunun komşumuz Irak’a yapacağı operasyonda vatanımız üzerinden geçmesine TBMM’den izin çıkarmaya çalışmıştı… Partisinin oy sayısı buna yetmemiş ve merhum Erbakan’ın da çabaları ile bu yanlış önlenmişti. Sn Erdoğan bu çabayı hangi dostluk için sergilemişti… Ne oldu o dostluklar?
*

Dostu(!) Putin’den aldığı S400 savunma sistemini hiç hatırlamak bile istemiyorum.

*

Tüm bunlar bir yana, görüntüyü millete çarpıtarak anlatan, akla ve mantığa hitap etmek yerine algı yönetimine çalışan medyadan medet uman siyasetçilerin, dostluğu da düşmanlığı da vatanı da milleti de gerçek manası ile anlamasını sağlayacak bir “devlet adamlığı” dersi alması gerekiyor bence.

*

Hatta, milletler arasında dostluk düşmanlıktan ziyade menfaat yarışı ve rekabet var artık… Marifet ise düşmanı düşmanlık etti diye suçlamak değil, düşman bize düşmanlık edecek fırsatı ve cesareti hangi yanlış politikamızdan, hangi eksik uygulamamızdan aldığını sorgulamak için kendine bakma zamanındayız artık.

*

Ne dersiniz, düşman oklarını mı takip edelim yoksa aklımızı algı yönetimi oyunlarından korumayı mı öğrenelim? Geç olmadan inşallah. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi