Mehmet Ali Mızırak

Mehmet Ali Mızırak

Zirai ve Ticari Kazanç Ayırımı

Ziraat; kelime olarak "tarım" anlamında kullanılmaktadır. Tarım ise bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasına denilmektedir. 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun (5) 2. maddesinde gelirin unsurlarında bahsedilmiş ve zirai kazançların gelir vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Kanun'un 52. maddesinde de "Zirai faaliyetten doğan kazanç zirai kazançtır." hükmü bulunmaktadır.

Kanun'un 52. maddesinin ikinci fıkrasında ise zirai faaliyet; "arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade eder." şeklindedir.

 Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu'nun 52. maddesinde çiftçi, zirai işletmeyi işleten gerçek kişi;

Mahsul, zirai faaliyet sonucunda üretilen maddeler;

Mamul, tarımsal ürünlerin işlenmesi sonucunda elde edilen maddeler;

Zirai işletme ise zirai faaliyetin içinde yapıldığı yerler olarak tanımlanmıştır.

1.Zirai Kazançların Vergilendirilmesinin Usul ve Esasları

1.1. Zirai Faaliyetin Sınırları ile Ticari ve Sınai Faaliyetlerden Ayrımı

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 52. maddesinin ikinci fıkrasında zirai faaliyetlerin kapsamı tanımlanmıştır. Söz konusu tanımlamaya ilave olarak bazı nebat ve hayvan nevilerinde üretimin doğrudan doğruya arazi üzerinde yapılmaması, zirai faaliyetin mahiyetini değiştirmemektedir. Bu nedenle seralarda ve hususi tesislerde yapılan çiçek ve sebze yetiştiriciliği, arıcılık, ipek böcekçiliği, saksı çiçekçililiği gibi faaliyetlerde üretim doğrudan doğruya arazi üzerinde yapılmasa da söz konusu işler, zirai faaliyet kapsamına girmektedir.

Örneğin, A gerçek kişisinin yapmış olduğu besicilik faaliyetinin zirai faaliyet olarak değerlendirilmesi, bu faaliyetten doğan kazancın da zirai kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

Örneğin, bıldırcın ve bıldırcın yumurtası üretimi zirai faaliyet kapsamına girmekte olup, bu faaliyetten elde edilen kazancın zirai kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Örneğin, civciv, yem, ilaç gibi üretim girdilerinin temin edilmesi suretiyle, civcivlerin beslenip bakımının yapılarak piliç haline getirilmesi ve ilgili firmaya geri verilmesi işleminin zirai hizmet kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Örneğin, aşım yaptırmak maksadıyla erkek damızlık beslenmesi zirai faaliyet olarak değerlendirilir. Şekil 242 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğine (9) göre zirai işletmelerde ücretli durumuna girmeksizin çalıştırılan çiftçilerce bizzat yapılan sulama, süt sağımı, meyve toplanması, kavaklıklarda dikim, kesim, toplama, taşıma, gibi hizmetler de zirai faaliyet kapsamında ifa edilen hizmet olarak kabul edilmektedir.

Zirai faaliyet sonucu elde edilen ürünün satışlarının dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhalar zirai faaliyet sahasında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerinin tedviri için açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu mevzua münhasır kalmak şartıyla dükkân ve mağaza sayılmaz. Bunlara ek olarak ürünün tarlada ağaçta satılması ve hayvanların yetiştirilip satılması da zirai faaliyettir.

Örneğin, zirai faaliyetle uğraşan kişilerin faaliyetlerini icra ettikleri tarla, bağ, bahçe, çiftlik veya hayvancılık tesisleri bu işlerle uğraşanların iş yeri olup anılan yerlerde yapılan işler zirai faaliyet kapsamındadır. Bu itibarla, çiftçilerin kendi ürettiği zirai mahsulleri devamlılık arz etmeyecek şekilde dükkân ve mağaza açmadan pazar takibi suretiyle seyyar olarak mevcut pazarlarda ve pazarcı esnafının satış yerlerinden ayrı olarak oluşturulan bağımsız bölümlerde, günlük işgaliye harcı ödeyerek zirai ürün satmaları zirai faaliyetin devamı olarak nitelendirilecek, ticari kazançla ilişkilendirilmeyecektir. Ancak, dükkân veya mağaza açmak ya da belediyece tahsis edilen yerlerde aylık veya yıllık kira bedeli karşılığı yer kiralamak suretiyle devamlılık arz edecek şekilde zirai ürün satılması halinde ise faaliyetinizin ticari kazanç esasları çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.

Zirai faaliyet sonucu elde edilen ürünün değerlendirilmesi amacıyla işin ehemmiyeti ve genişliği dikkate alınarak yapılan işleme işi de zirai faaliyet kapsamında değerlendirilir. Yani işletmenin sınai bir müessese önem ve genişliğinde olmaması, mahsulün değerlendirildiği tesislerin zirai işletmenin cüzünü oluşturması, faaliyetin ana zirai işletmenin ürünlerine hasretmesi yani sadece kendi ürünlerini işlemesi şarttır. Söz konusu hususları aşan veya şartları sağlamayan işletmeler sınai işletme olarak değerlendirilir. Bir çiftçiye veya ortaklığa ait olup aynı köy sınırları içinde veya birbirine bitişik arazi üzerinde bulunan yahut üretim şartlarına göre birbirine bağlılık ve beraberlik arz eden işletmeler tek işletme sayılır.

Örneğin, domatesin çiftçi tarafından basit usullerle salça yapılarak değerlendirilmesi işlemi, zirai faaliyet kapsamındadır.

Örneğin, fındık patozu tek başına motorlu araç vasfına sahip olmadığından buna sahip olan çiftçiler, işletme büyüklüğünü aşmaları halinde gerçek usulde, aksi takdirde tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilir. Diğer taraftan, kamyon, kamyonet veya traktöre bağlı olarak hareket eden fındık patozu işleten kişilerin çiftçi olmaması halinde ise, fındık patozu makinesi işletmeciliğinden elde edilen gelirler ticari kazanç hükümlerine tabi olacaktır. (11)  

Ayrıca kollektif şirketlerle adi veya eshamlı komandit şirketler zirai faaliyetle iştigal etseler dahi çiftçi sayılmazlar. Zirai faaliyetle iştigal eden kollektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket kârından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir. Anonim ve limited şirketlerin ise zirai faaliyette bulunmaları halinde faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri gelirler bir ticari kazançtır.

Örneğin, tavuk yetiştiriciliği yapan bir limited şirketin, bu faaliyetinden dolayı elde ettiği kazanç, ticari kazanç sayılmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 70. maddesinin son bendinde yer alan "…zirai faaliyete bilfiil iştirak etmeksizin sadece üründen pay alan arazi sahiplerinin gelirleri bu kanunun uygulanmasında gayrimenkul sermaye iradı addolunur." ifadesinden anlaşılacağı üzere, şahsın üretim için sadece arazisini koyması halinde, elde ettiği gelir zirai faaliyet olarak değerlendirilmemektedir. Ayrıca söz konusu maddede yazılı mal ve haklar, zirai işletmeye dahil ise mal ve hakların kiralanması sonucu elde edilen kazançlar, zirai kazançtır. Çiftçiye ait olmakla birlikte zirai işletmeye dahil olmayan zirai makine ve aletlerin başka çiftçilerin zirai üretiminde çalıştırılmasından elde edilen kazanç zirai kazanç değildir.

Son olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 9. maddesiyle, ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler gelir vergisinden muaf tutulmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Ali Mızırak Arşivi