Son dönemlerde resmen bir salgın yaşıyoruz. Her ne kadar gündeme getirilmese de ortada maalesef yoğun bir hastalık var.

Kime sorsak hasta kime sorsak yorgan döşek yatıyor.

Eskiden gribi ayakta atlatan bünyeler her ne hikmetse halden kesiliyor. Ayağa bile kalkamıyor.

Gerçekten korkutucu bir tablo söz konusu…

En çok da çocuklarımızdan korkuyorum.

Vücutları dirençli olmadığı için ufal bir hastalıkta epey kötü oluyorlar. O yüzden 15 tatilin gelmesine ilk defa bu kadar sevindim diyebilirim.

Çünkü uzmanların anlatımlarını dinlediğimizde adeta pandemi dönemindeki gibi büyük kalabalıklardan kaçınmamızı, kalabalık-sıkışık insanların birbirine çok yakın olduğu yerlerden mümkün olduğu kadar uzak durmamızı üstüne basa basa söylüyorlar.

Geçtiğimiz günlerde dinlediğim bir doktor çocuklar için şunları söylemişti:

“Çocuklarda bağışıklığı güçlendirmek için özellikle hazır yiyecekler ve sağlıksız içeceklerden uzak durulması gerekiyor. Mineraller, vitaminler, özellikle D vitamini ve balık yağının tüketilmesinin çocuk bağışıklık sisteminin güçlenmesinde başlıca önlemler. Çocukların illa çok temiz olmasını beklemiyoruz, onların oldukları ortama alışmaları bağışıklık sağlamaları için özellikle bunlara maruz kalması gerekiyor ki bir bağışıklık kazansınlar. Beslenmelerinde çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle çocuklara hazır yiyecekler yedirmezsek onların temiz ortamlarda bulunmasına dikkat edersek, sağlıksız içeceklerden uzak durmalarını temin edebilirsek zaten onlar bağışıklık kazanacaklar. Çocukların bağışlılıklarının ideal seviyede olması için mineraller, vitaminler, özellikle D vitamini ve balık yağına dikkat etmeliyiz, günlük kullanmalarını sağlamalıyız.”

Bu sebeple hem çocuklarımız konusunda hem kendimiz konusunda dikkatli olmalıyız. Özellikle dışarda çalışan kişilerin ekstra dikkat etmesi gerekiyor.

Rabbim herkese şifa versin. Bir an önce bereketlerin yağmasını nasip etsin. Yoksa bu mikrop dağılmayacak.

Hayırlı haftalar…