Muhammed Mustafa Çetinkaya
Sağlığımız
Çevremizde gördüğümüz tüm canlılar yani bitkiler, hayvanlar ve biz insanlar için olmazsa olmaz yaşam standartları bulunmaktadır. Bu standartların oluşumu sırasında meydana gelebilecek en küçük bir sorun dahi sağlıklı bir yaşam sürdürülmesini engelleyebilir. Bu bağlamda sağlık tüm canlılarda olduğu gibi insanoğlu açısından da en önemli unsurlardan birisidir. Sağlıklı bir yaşam sürdüremiyorsak eğer yaşadığımız anın zorluğu son derece çetin bir hale dönüşebilir ve bu durum yaşam kalitesini doğrudan etkileyebilir. Tüm bu nedenlerden dolayı sağlık, insan yaşamının olmazsa olmaz önceliğidir.
İnsanoğlu çağın her döneminde insan sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerin minimuma indirilmesi için çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar neticesinde sağlık alanının temel bakım ve sorumluluklarını tıp bilimi sayesinde oluşturmuş ve günümüzün modern tıp dünyasına kadar bu süreç devam etmiştir. Tıp her dönem birikerek ilerlediği için insanoğlunun geçmişte yaşadığı büyük sağlık sorunları bugün basit bir tedavi yöntemi ile bertaraf edilebilmektedir. Özellikle de teknoloji ve bilim sayesinde sağlık alanı hızla gelişmiş ve insanlığın ortalama yaşam ömrü günümüzde maksimum seviyesine yükselmiştir.
Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetler ve emanetler vardır.
İnsanın bu maddî ve manevî değerleri koruyabilmesi için öncelikle sağlıklı olması gerekir. Zira sağlıksız bir insanın bu değerleri koruyabilmesi zordur. Sağlığına dikkat etmeyen insan, ailesine ve çevresine faydalı olamaz, Allah’a karşı gereği gibi kulluk yapamaz.
Sağlık, insanın her türlü faaliyet ve hareketlerinde aşırılığa gitmeden uygun olanı yapmasına bağlıdır. Yani sağlığını korumak isteyen insan, her konuda ifrattan tefritten kaçınmalıdır. Meselâ, ihtiyaçtan fazlasını yemek ve içmek sağlığımıza zararlı olduğu gibi; gerekli olan gıdayı ihmal etmek de sağlığımıza zarar verir.
Hepimiz biliriz ki; yaşlılıktan başka her derdin bir devası vardır. Bunun için Peygamberimiz (s.a.s.) “Allah, şifası olmayan hiçbir hastalık vermemiştir.” ve “Her hastalığın mutlaka bir ilacı vardır.” buyurarak sağlığımızı koruyabilmek için tedbir almamızı emretmişlerdir.
Allah Rasulü’nün bu tavsiyesine göre herhangi bir sebepten dolayı insan, sağlığı bozulduğu zaman, vakit geçirmeden tedavi olmalı ve bununla beraber Yüce Allah’tan da şifa dilemelidir.
Şüphesiz sağlık Allah’ın, imandan sonra kullarına bahşettiği en önemli nimetlerden birisidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in “İki nimet vardır ki; çoğu insan onların kadrini bilmemiştir, aldanmıştır: Biri sağlık, diğeri de boş vakittir.” hadis-i şerifi, sağlığımıza verilmesi gereken önemi açık bir dille ifade etmektedir. Bir başka hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s.) “Kula verilen nimetlerden kıyamet gününde ilk olarak sağlık nimetinden sorulacaktır.” buyurmuşlardır.
Bir gün Hz. Peygamber (s.a.s.) amcası Hz. Abbas’a: “Ey Allah Rasûlünün amcası! Allah’tan dünya ve âhiret için sağlık dile” buyurmuştur.
Bir diğer hadiste ise; “Allah’tan iman ve sağlık isteyiniz. Şüphesiz ki, imandan sonra kişinin sahip olacağı en önemli şey sağlıktır.” buyurulmuştur.
Bir gün bir adam Hz. Peygamberimize gelerek;
-Ya Resûlellah, beş vakit namazdan sonra Allah’dan ne isteyeyim? diye sormuş,
-“Allah’tan sağlık dile” cevabını almıştır. İkinci defa aynı soruya Peygamberimiz aynı cevabı vermiş, üçüncüsünde de; “Allah’tan dünya ve âhirette sağlık iste.” buyurmuştur.
Şu halde Dünya hayatımızda Yüce Rabbimize daha iyi ibadet edebilmek ve kıyamet günündeki hesabımızı kolay verebilmek için sağlığımızı korumalıyız. Başkasına muhtaç olmadan yaşayabilmek, hatta başkalarına yararlı olabilmek için sağlığımızı korumak zorundayız. Bu bizlere Yüce Rabbimizin ve O’nun kutlu elçisi Hz. Peygamberimizin bir emridir.