Muhammed Mustafa Çetinkaya
Mümin Olabilmek
Yüce Rabbimiz, âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerine dostturlar. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Peygamberimiz (s.a.s), bir gün sahabeye “Hanginizin iyi, hanginizin kötü insan olduğunu size haber vereyim mi?” diye sordu ve ardından şöyle buyurdu: “İyi olanınız, kendisinden herkesin hayır umduğu ve şerrinden emin olduğu kimsedir. Kötü olanınız ise kendisinden hiç kimsenin hayır ummadığı ve şerrinden emin olmadığı kimsedir.” 2 Resûlullah (s.a.s)’in dilinde mümin, her şeyden önce teslimiyet ve sadakat sahibidir. O, tıpkı altın gibi değerlidir. Hayatı boyunca İbrahimî bir duruş sergiler ve vakarını korur. Her şart ve durumda “Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz.” diyerek imanından, değerlerinden asla taviz vermez. Kur’an-ı Kerim’in ve sünnet-i seniyyenin rehberliğini terk etmez, sırat-ı müstakimden yüz çevirmez. Resul-i Ekrem (s.a.s)’in dilinde mümin bal arısı gibidir. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer, hep güzel şeyler üretir. Kimseyi kırıp incitmez.4 Onun gönlünde kötüye değil iyiye, zararlıya değil faydalıya, olumsuza değil olumluya yer vardır. Peygamberimizin ifadesiyle hurma ağacı gibidir mümin. Her daim imanından aldığı kuvvetle canlılığını, diriliğini korur. Yaratılış gayesini unutmadan insanlığa yararlı olur. Mümin, türlü musibetlerle imtihan edilse de yıkılmaz, ayakta kalır. 6 Bilir ki kula düşe