Konya denince akla ilk gelen şey Mevlana Celaleddin Rumi ve Mevlevilik oluyor. Haklı olarak da, bu manevi miras şehrin kimliğinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Fakat Konya'nın keşfedilmeyi bekleyen daha birçok yönü var. Bu yazıda, şehrin gizli kalmış hazinelerinden bazılarını sizlere tanıtmak istiyorum.

1. Sille Köyü:

Konya'ya 45 kilometre uzaklıktaki bu şirin köy, Roma döneminden kalma antik kent kalıntılarıyla dolu. Köyün içinde dolaşırken, Roma hamamlarını, agorayı ve tiyatroyu görebilirsiniz. Ayrıca, Bizans döneminden kalma kiliselerin de izlerini bulabilirsiniz. Sille Köyü, tarihi atmosferi ve doğal güzelliğiyle Konya'nın en özel yerlerinden biri.

2. Alaaddin Tepesi:

Konya'nın kalbinde yer alan Alaaddin Tepesi, şehrin panoramik manzarasını sunan bir tepe. Tepenin üzerinde Selçuklu döneminden kalma Alaaddin Tepesi Selçuklu Sarayı ve Alaaddin Camii bulunuyor. Sarayın avlusunda bulunan Mevlana Türbesi ise her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor.

3. İplikçi Camii:

Konya'nın en eski camilerinden biri olan İplikçi Camii, 13. yüzyıldan kalma bir eser. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan cami, turkuaz çinileriyle dikkat çekiyor. Caminin avlusunda bulunan güneş saati ise oldukça ilginç bir eser.

4. Karatay Medresesi:

13. yüzyılda inşa edilen Karatay Medresesi, Konya'nın en güzel medreselerinden biri. Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerini görebileceğiniz medrese, günümüzde müze olarak kullanılıyor. Medresenin avlusunda bulunan taş hamam da oldukça etkileyici bir eser.

Konya'nın gizli kalmış hazineleri bunlarla sınırlı değil. Şehrin her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve kültürel zenginlikler var. Konya'ya yolunuz düşerse, bu hazineleri keşfetmeye zaman ayırın.