Kahramanmaraş depremi ile büyük bir imtihanı yaşadık acılarını yaşamaya devam ediyoruz. Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu ne yazık ki hep acı bilançolarla hatırlıyoruz. Sonrasında ise yeterince önlem almadan hayatın akışında ders almadan devam ediyoruz.
*** *** ***
Maraş depremi bir kez daha gösterdi; ‘önce tedbir, sonra takdir’ şiarını mutlaka benimsememiz, uygulamamız gerektiğini…
*** *** ***
10 ilimizde yaşanan felaket psikolojik olarak sadece o bölge halkımızı değil, tüm Türkiye’yi etkiledi. Herkes oturduğu evden şüphe duymaya, rahat uyku uyumamaya başladı. Geçen hafta Konya’da yaşanan 3.0’lık bir deprem bile şehir olarak bizde de bir hareketliliğe, sorgulamalara vesile oldu..
*** *** ***
Evet birçok profesör Konya’yı en güvenli iller listesinde birinci-ikinci sıraya yazıyor. Lakin buna sarılıp rahat olamayız. Konya’daki üniversitelerde görev yapan jeoloji profesörleri Konya’da aktif fay hatlarının olduğunu bas bas bağırıyor. Buna mutlaka kulak vermeliyiz. İkinci büyük sorunumuz yapılaşma. Çok üzülerek söylüyorum ki verimli alüvyal topraklarımızın üstüne şehir inşa ettik. Tarım arazilerimizi heba ettiğimiz gibi, canları da tehlikeye atacak yapılar oluşturduk. Bugün Şefikcan, Şeker, bölgesinden geçerken insan korkar. 16 kat binalar var. Bunu eleştirmek şimdilik bir işimize yaramaz.
*** *** ***
Ama bundan sonrası çok önemli. Şehir merkezine çok yakın dağ eteklerlimiz atıl bir şekilde duruyor. Buralara yatay mimari ile yayılmak şu an Konya olarak yapacağımız en önemli eylem planı olmalı. Dün Ardıçlı TOKİ’nin yapıldığı alanı gezdik. Yaklaşık 4 bine yakın konut var. Dağ eteklerine, kaya zemine oturtmuşlar hepsini. Binalar maksimum 5 katlı. Çok güzel de olmuş. Oradaki görevlilere sordum sağlamlık durumunu. Hepsinin dediği, hem sağlam zemine yapıldı hem işçilik ve malzeme kalitesi yüksek hem de yatay mimari… Ne güzel değil mi. Bunun için geç değil, yeni dönem imar planlarımızı bu profilde oluşturmalıyız…
*** *** ***
İkinci bir önemli konu ise eski binaların güçlendirilmesi. Bizim ne yazık ki şehir olarak sicilimizde 93 canı kaybettiğimiz bir Zümrüt Apartmanı faciası var. Zümrüt’ün olduğu alanı da baz alarak Nalçacı, Kerkük Caddesi, Maliye civarındaki yapıların güçlendirilmesi elzem. Nitekim kat yüksekliği ve yapıldığı tarihler itibarıyla baya bir risk oluşturuyor. Binalara bakınca bile anlıyorsunuz. Ama bunların mutlaka denetlenip, gerekli önlemlerin alınması şart. Allah muhafaza Konya deprem kuşağı değil söyleminin altına sığınıp, büyük bir enkazın altında kalmayı hiç birimiz istemeyiz.
