Muhammed Mustafa Çetinkaya
İslam nedir?
Arapça bir kelime olan İslam kelimesi, «barış» ve «teslim olma» anlamlarına gelir. Müslüman ise kendisini Allah’a teslim etmeye gayret eden ve böylece hem bu dünyada hem de öteki dünyada kurtuluşu elde eden kişidir. Zaman zaman İslam kelimesi yerine kullanılan «Muhammedî» terimi yanlış bir kullanımdır ve İslam’ın özüne aykırı bir kullanımdır. İslam, Yahudilik ve Hristiyanlıktan sonra semavî dinlerin sonuncusudur. Vahiy kaynaklı, tek Tanrı inancına sahip ve Allah’ın peygamberlere vahyettiği rehberliğe dayalı bir dindir. İslam dini, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Süleyman ve Hz. İsa’yı peygamber olarak kabul eder. Bu nedenle İslam, Allah’ın her millete, bütün peygamberleri aracılığıyla vahyettiği aynı te- 4-5 mel hakikatin kemale ermiş halidir. (Kuran-ı Kerim, 3/84). 610 yılında, Hz. Muhammed (s.a.s.), düzenli olarak çekildiği Hira mağarasında yalnız başına vakit geçiriyor, böylece ticaret şehri Mekke’nin karmaşasından ve gürültüsünden uzaklaşarak tefekkür ediyordu. Hz. Muhammed (s.a.s.), başkalarına karşı her zaman dürüst ve samimi davrandığı için akrabaları ve arkadaşları arasında “güvenilir” olarak anılırdı. Ramazan ayının sonlarına doğru, Kadir Gecesinde, Hz. Cebrail aracılığıyla Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed (s.a.s.)’e nazil olmaya başladı. Bu vahiyler yirmi üç yıl boyunca devam etti. Ayetler ezberlendi, yazıya döküldü ve mushaf haline getirildi, böylelikle bugün Müslümanların okuduğu şekliyle ayetlerin korunması sağlandı. Kur’an’ın yanı sıra, Müslümanlar, peygamberin hadisleri ve uygulamaları anlamına gelen sünnete de uyarlar. Sünnet, namazın nasıl kılındığı, abdestin nasıl alındığı, hac ibadetinin nasıl uygulandığı ile ilgili ayrıntıları ve tek Tanrı inancının gereği olan pek çok ibadeti içerir. Sünnet aynı zamanda döneminin insanları tarafından nakledildiği şekliyle Hz. Peygamberin söz ve davranışlarını içerir. Hadisler, müminlere sahih bir imanın ve hayatın nasıl yaşanılacağını öğretirken aynı zamanda bir rehber görevini de ifa ederler.
Cami, en yalın haliyle namaz için tahsis edilmiş temiz mekandır. Dünyanın dört bir yanındaki camiler, yerel kültürü yansıtan farklı mimari biçimlerini yansıtır. Bu nedenle, Çin’de yerel mimari, Hindistan’da sofistike avlular, Türkiye’de devasa kubbeler ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’nde cam ve çelik yapılar görülür. Müslümanların yüzyıllardır namaz kılmak veya çeşitli dini hizmetleri yerine getirmek için toplandıkları 16-17 camilere girildiğinde bu mekanların mimari yapısından, çoğunlukla Arap harfleriyle yazılan hatlardan, mekanın huzur verici atmosferinden etkilenmemek mümkün değildir. Kadınların tercihine bırakılan, erkekler için ise camide kılınması zorunlu olan Cuma namazı, cemaatle birlikte kılınan bir ibadettir. Dini, sosyal ve ahlaki konularda bilgi, uyarı ve teşvik edici mesajlar içeren hutbe de Cuma namazının zorunlu parçalarındandır. İmamların zaman zaman hutbelerin sonunda okuduğu aşağıdaki ayetler hutbelerde verilen mesajlara bir örnektir: “Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayasızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.” (Kur’an-ı Kerim, 16/90) Allah mekan ve zamandan münezzeh olduğundan namaz kılmak için herhangi bir bina veya yapı zorunlu kılınmamıştır. Ayrıca Hz. Muhammed (s.a.s.) konuya dair: “Yeryüzü mescit kılınmıştır”, buyurmuştur. Camilerin kubbe ve minareyle inşası gelenekselleşmiştir. Cemaatle namaz kılmak için ayrılan yerin yanı sıra Mekke yönünü gösteren bir mihrap, minber, kürsü gibi bölümler vardır.