2025'e girdik derken Ocak ayı da bitti bile. Zaman o kadar hızlı akıp gidiyor ki, yetişmek mümkün değil. Bu hız çağında sürekli koşturuyoruz, yoruluyoruz. Hafta bitsin, hafta sonu gelsin derken bir bakmışsın ömür bitmiş.

Bu koşturmaca içinde durup bir nefes almak, kendimizi dinlemek gerek. Sevdiklerimizi ve kendimizi yakalamamız lazım. Yoksa hayatı ıskalamış oluruz.

Kendimize bir dönüş yaşamalıyız.

Günler o kadar yoğun geçiyor ki, kendimize bile vakit ayıramıyoruz. İş, ev, faturalar derken unuttuğumuz bir şey var: Kendimiz.

Halbuki hayatın anlamı sadece bunlardan ibaret değil. Durup şöyle bir etrafımıza bakalım. Gökyüzünün maviliğini, kuşların sesini duyalım.

Kendimize bir iyilik yapalım. Sevdiğimiz şeyleri yapalım, hobilerimize zaman ayıralım. Kitap okuyalım, müzik dinleyelim, spor yapalım.

Anı Yaşamak Gerek derler ya…

Geçmişi düşünmek ya da geleceği planlamak yerine anı yaşamaya odaklanalım. Çünkü hayatın en güzel anları, yakaladığımız anlardır.

Şimdi ve burada olalım. Anın tadını çıkaralım. Sevdiklerimizle birlikte gülelim, eğlenelim.

Sevdiklerimizle vakit geçirelim, onlara değer verdiğimizi gösterelim. Çünkü hayatın en değerli varlıkları, sevdiklerimizdir.

Onlara sarılalım, onlarla konuşalım, onlara destek olalım. Onların hayatımızdaki önemini unutmayalım.

Hayat bir nefestir, onu dolu dolu yaşayalım. Zamanın kıymetini bilelim, onu en güzel şekilde değerlendirelim.

Unutmayalım ki hayat, bizim için bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirelim.