"Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşiyle helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir. Şayet sevabı yoksa hakkına girdiği kişinin günahlarından alınarak kendisine yüklenir." (Buhari)

Selamünaleyküm değerli okurlar,

Bugün sizlerle İslam'ın en temel ilkelerinden biri olan "hak" ve bu hakkın ihlali olan "hak yemek" üzerine düşüneceğiz. Hak, sadece maddi bir kavram değildir. Can, mal, namus, söz, emek gibi pek çok alanda karşımıza çıkar. İslam, her bir insanın hakkını korumayı emreder ve hak yiyenleri şiddetle uyarır.

Hak yediğimizde içimizde bir sızı, bir rahatsızlık duymaz mıyız? Vicdanımızın sesini bastırsak bile, bu ses bizi asla rahat bırakmaz.

Hak yemek, insanın Allah'a olan güvenini sarsar. Zira Allah'ın rızkını haksız yollardan elde etmeye çalışmak, O'na olan inancımızı zayıflatır.

Kıyamet gününde her bir insan, yediği hakkın hesabını verecektir. Hak yemenin cezası ise oldukça ağırdır.

Hak yemek, toplumda güvensizlik ve adaletsizliği artırır. İnsanlar birbirine güvenmez hale gelir ve toplumsal huzur bozulur.

Hak Yemekten Nasıl Korunabiliriz? Hak yemenin ne kadar büyük bir günah olduğunu bilmeli ve bu konuda hassasiyet göstermeliyiz. Rızkımızı helal yollardan kazanmaya özen göstermeliyiz. İş hayatımızda, sosyal ilişkilerimizde ve her alanda dürüst olmaya çalışmalıyız. Eğer bir şekilde birinin hakkını yemişsek, ondan helallik almalıyız.

Hak yemek, sadece bir kişiyi değil, tüm toplumu etkileyen büyük bir günahtır. Müslüman olarak, hakkı gözetmek, haksızlığa karşı durmak ve helal kazanç peşinde koşmak bizim en temel görevlerimizdendir.

Unutmayalım ki, dünya hayatı bir imtihan yeridir ve yaptığımız her işin hesabını ahirette vereceğiz.