Muhammed Mustafa Çetinkaya

Muhammed Mustafa Çetinkaya

8 Öğüt

Lokmân Suresi’ndeki ayet-i kerimede Rabbimiz, “Andolsun, biz Lokmân’a Allah’a şükretmesi için hikmet verdik.” buyurmuştur. Bu surede onun hikmetli lisanıyla oğluna yaptığı öğütleri bizlere haber verilmiştir. Bir baba ile evladı arasındaki sevgi ve saygıya, bilgi ve hikmete, şefkat ve merhamete dayalı örnek bir ilişki gösterilmiştir.

Geliniz Lokman (a.s)’ın oğluna yaptığı ve her biri hikmet ve merhamet yüklü öğütlere kulak verelim.

Lokman (a.s)’ın oğluna yaptığı ilk öğüt, tevhit inancı olmuştur. O biricik evladına şöyle seslenmiştir:

“Yavrucuğum! Sakın ola ki Allah’a şirk koşmayasın!”

“Çünkü şirk, büyük bir zulümdür.”

Zira insan, Allah’tan başkasına kul olursa Rabbine ve kendisine en büyük zulmü yapmış olur.

Lokman Suresi’ndeki ikinci öğüt, yani anne-babaya iyi davranmaktır.

“Zira annesi, yavrusunu meşakkat üzerine meşakkat çekerek karnında taşır.” İşte bu yüzden Rabbimiz, bizlere şunları emretmiştir: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş ancak banadır. Eğer, annen-baban seni herhangi bir şeyi bana ortak koşmaya mecbur bırakırlarsa onlara itaat etme! Fakat yine de onlarla iyi geçin! Bana yönelenlerin yoluna uy! Dönüşünüz ancak banadır. Ben de yapmakta olduğunuz şeyleri size haber vereceğim.”

Lokman (a.s)’ın oğluna olan üçüncü öğüdü, zerre miktarı bir iyiliğin bile Allah katında asla zayi olmayacağıdır. En küçük bir kötülüğün karşılıksız kalmayacağıdır. Zira Allah, en gizli şeyleri bilendir. Her şeyden hakkıyla haberdar olandır.

Lokman (a.s)’ın oğluna yaptığı dördüncü öğüdü,

“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl.” şeklindedir. Zira namaz, bizim en önemli ibadetimizdir. Dünyanın tükenmek bilmeyen sıkıntılarıyla bunalan kalplerimizin inşirahıdır. Türlü meşakkatlerle daralan zihin ve gönüllerimizin huzurudur. Rağbetimizi Rabbimize arz ettiğimiz muazzam bir buluşmadır namaz.

Lokman (a.s.)’ın evladına olan beşinci öğüdü, “Oğlum! İyiliği emret! Kötülükten alıkoy!” ifadesidir. Zira bize düşen, her daim iyiliğin yanında yer almaktır. Kötülüğe boyun eğmemektir. Kötülerin hizmetkârı olmamaktır.

Lokman (a.s.)’ın altıncı öğüdü, “Evladım! Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol!” ifadesiyle hak ve hakikat yolunda sabretmektir.

“İşte bütün bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.”

Lokman (a.s)’ın yedinci öğüdü kibirlenmemek ve mütevazi olmaktır.

“Yavrucuğum! Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme!”

“Yeryüzünde böbürlenerek yürüme!”

“Zira Allah, kendini beğenenleri ve övünenleri sevmez.”

Lokman (a.s)’ın evladına olan sekizinci öğüdü ise kişinin haddini bilmesidir.

Mükerrem bir insan olduğunu hiçbir zaman unutmamasıdır.

“Evladım! Yürüyüşünde tabii ol.”

“Sesini alçalt.” “Zira seslerin en çirkini merkeplerin sesidir!”

*****

İYİLİK

Vâbisa, yeni Müslüman olmuş bir sahâbîydi. Vâbisa, İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını henüz tam olarak kavrayamadığından Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e sorular sormak istiyordu. Bunlardan birisi de neyin iyi neyin kötü olduğu hususuydu. Sorularını sormak üzere Resûlullah’ın yanına gitti Vâbisa. ‘Yanı başında olmaktan en çok mutluluk duyacağım insan’ dediği Resûl-i Ekrem’e yaklaştı. Onun gelişini fark eden Rahmet Elçisi, “Yaklaş Vâbisa! Yaklaş!” buyurdu ve onu dinledikten sonra sorusunu şu şekilde cevapladı: “Vâbisa! İyilik ve kötülük konusunda kalbine, vicdanına danış! Zira iyilik, kendisiyle gönlünün huzur bulduğu ve vicdanını rahatlatandır. Kötülük ise, insanlar onaylasalar bile gönlünü huzursuz eden ve vicdanına endişe verendir.”

İyilik varlıktır, kötülük yokluktur. İyilik huzurdur. Kötülük zulmettir, karanlıktır. İyilik Rabbimizin rızasını talep etmektir. Kötülük ise O’nun gazabına adım adım yol almaktır.

İyilik akl-ı selime, kalb-i selime, tab-ı selime, yani insanın yaratılmışların en şereflisi olma vasfına uygun güzelliklerdir.

Kötülük ise insanı alçaltan, onu hem Allah katında hem de insanlar nezdinde değersizleştiren çirkinliklerdir. İyilik Yüce Rabbimizin, insanın fıtratına yerleştirdiği yüce bir haslettir. Kötülük ise insanın kalbine sonradan bulaşan siyah bir lekedir.

İyilik tertemiz fıtratın sahibi Yüce Allah’a sadakattir. Kötülük ise bu sadakati yitirmektir. İyilik, yeryüzünden şerri, kötülüğü silecek olan en büyük güçtür. Kötülüğün kaderi ise iyilik karşısında her zaman hüsrandır, mağlubiyettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muhammed Mustafa Çetinkaya Arşivi

Emek

15 Kasım 2024 Cuma 00:00