Somuncu Baba Kimdir?

Bu hafta sizlere Anadolu’nun pek çok yerinde gerek yetiştirdiği talebeleri gerekse İslamiyeti yaymak için yaptığı çalışmaları ile hepimizin adını muhakkak duymuş olduğumuz Anadolu’nun manevi mimarlarından Somuncu Baba’dan bahsetmek isterim.

İsmi kaynaklarda; Hamid-i Veli, Şeyh Hamidi Veli, Hamidüddün-i Veli, Hamid Hamideddin-i Veli gibi şekillerde geçmektedir. Somuncu Baba 1331 yılında Kayseri’nin Akçakaya köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Anadolu’ya manevi fetih için gelen Horasan erenlerinden Şemsettin Musa Efendi’dir.Şey Hamid-i Veli’nin, Peygamber Efendimiz(sav)’in 24. kuşak soyundan gelen asil bir Seyyid olduğu bilinmektedir.

Somuncu Baba ilk eğitimini babasından almıştır. Sonrasında ilim tahsilini Şam, Tebriz, Hoy ve Erdebil’de sürdürmüştür. Kendisi Erdebil Tekkesi’nde seyrüsülûkünü tamamladıktan ve bir süre inzivâ hayatı yaşadıktan sonra şeyhinin emriyle Anadolu’ya dönüp Bursa’ya yerleşmiştir. Yıldırım Beyazıt Han’ın Niğbolu Savaşı’nın kazanılmasına Allah’a şükür nişânesi olarak yaptırdığı Bursa Ulu Camii Osmanlı Devleti’nin ilk selâtin camisidir. Bursa’da çilehanesinin yanına yaptığı ekmek fırınında somun pişirerek çarşı pazar dolaşıp “Mü’minler, Somunlar” nidâlarıyla ekmek dağıtan Şeyh Hamidi Veli manevi yönünü gizlemiştir. Kendisine Somuncu Baba veya Ekmekçi Koca lakabının verilmesi de bundan dolayıdır.

Dönemin en önemli manevi önderlerinden olan Emir Sultan Hazretleri Somuncu Baba'nın nâmını duymuş ve fırınında onu ziyaret etmiştir. Onun sıradan bir fırıncı olmadığını düşünen Emir Sultan Hazretleri, fırında ateş olmadığını görünce Hazrete bu işin sırrını sormuş o da: “Aşk ateşiyle pişer” cevabını vermiştir. Çünkü bu fırında ekmekler gönül ateşiyle pişmektedir.

Cami inşaatı tamamlanıp da açılış günü geldiğinde Padişah Yıldırım Beyazıt Han ilk hutbeyi okuması için dönemin tasavvuf büyüklerinden Emir Sultan Hazretleri’ni görevlendirmiştir. Şeyh Hamidi Veli Hazretleri’nin manevi yönünü keşfeden ilk kişi olan Emir Sultan Hazretleri;

“Padişahım bu beldede benden daha âlim kimseler vardır. Onlar aramızda iken hutbe okumak bize düşmez” diyerek bu görev için Şeyh Hamidi Veli‘yi işaret etmiştir. Padişahın huzurunda görevi reddetmeyen Hamidi Veli Hazretleri hutbede Fatiha Suresi’ni 7 farklı şekilde yorumlayarak işârî tefsirini yapmıştır. Bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemâat Somuncu Baba olarak bildikleri Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin manevi büyüklüğünün farkına varmıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk şeyh’ül islâmı Molla Fenâri Hazretleri ise bu tefsir üzerine “Ayn’ul Ayan” isimli Fatiha Tefsiri kitabını kaleme almıştır.

Cemaat Somuncu Baba’nın ne kadar büyük bir Allah dostu evliya olduğunu görünce cami çıkışında onun elini öpmek istemiş, Somuncu Baba cemaatin isteğini kırmamış ve Ulu Camiin üç kapısından çıkan cemaate elini öptürmüştür. Böylece bütün cemaat Hazret ‘in elini öpme şerefine erişmiştir. Dağılmaya başlayan cemaat kendi aralarında konuşurken kendilerinin somuncu babanın elini öptüğünü anlatırken camiden birbirinden farklı kapılardan çıktıkları halde elini öptüklerini anlamışlardır. Bursa’da manevi büyüklüğü ortaya çıkan ve kendi ifadesiyle “sırrı fâş” olan Hamidi Veli Hazretleri bu olaydan sonra talebeleri ile birlikte Bursa’dan ayrılmıştır.

Somuncu Baba’nın en önemli halifesi ve kendisinden sonra fikirlerinin Anadolu coğrafyasına yayılmasını sağlayan şahsiyet Akşemseddin ve Bıçakçı Ömer Dede gibi iki farklı meşrebe ve karaktere sahip şahsiyeti yetiştiren, II. Murad devri Anadolu sûfîliğine damgasını vurmuş Hacı Bayrâm-ı Velî’dir. Hacı Bayrâm-ı Velî, Bursa’da iken tanıştığı Somuncu Baba’ya intisap ederek tasavvuf yoluna girmiş, onunla birlikte Adana’ya, Dımaşk’a (Şam), Mekke’ye ve nihayet Aksaray’a gitmiş, bir süre sonra şeyhinin izniyle yaklaşık 1403-1405 yıllarında Ankara’ya yerleşmiş, vefatında (Darende) yanında bulunmuştur. Şeyh Hamidi Veli Hazretleri ömrünün son kısmını daha önce de yaşadığı Darende’de geçirmiştir.

Kaynaklarda Hıdırlık mevkii adı verilen günümüzdeki Zaviye Mahallesi’nde Tohma Irmağı’nın yanına halvethanesini kuran Şeyh Hamidi Veli SomuncuBaba Hazretleri 1412 yılında Osmanlı kaynaklarında da belirtildiği üzere Darende’ye defnedilmiştir. Cenaze namazını halifesi Hacı Bayramı Veli kıldırmıştır. Vefatından sonra türbe haline çevrilen bu mekan zamanla cami olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin Darende’deki soyunu devam ettiren evlâdı Halil Taybi Hazretleri de babasının yanına defnedilmiştir. Günümüzde Darende’de bulunan ve külliye şeklinde hizmet veren Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi her yıl binlerce misafir tarafından ziyaret edilmektedir.

Ülkemizde bulunan büyüklerimizin kıymetlerini bilip himmetlerine lâyık olabilmek duası ve ruhaniyetlerine birer Fatiha hediye etmek temennisiyle.

Sevgi ve saygı ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Özel Arşivi

Kavuk

15 Ağustos 2024 Perşembe 00:00