Şüphesiz bu hafta karşılaştığımız İstanbul ekibi kadro kalitesi ve derinliği olarak bizden üstündü. Sözünü ettiğim istanbul ekibi bize özellikle deplasmanda oynadığımız maçlarda ters gelen bir rakipti. Fakat maç öncesi hepimiz takımımıza sonsuz güveniyorduk. Nitekim maçın özellikle ilk yarısında çok etkiliydik. bu maçta özellikle çok değerli bir konuyu belirtmeliyim ki, Önlem Alan bir Konyaspor yoktu Önlem alınan bir Konyaspor vardı, bu nokta çok önemli ÖNLEM ALINAN BİR KONYASPOR…
Özellikle Zymer’e adım attırmayan, Amir’e gelen her topta 2 kişi tarafından baskılanan bir Konyaspor vardı. İstanbul ekibi çalıştırıcısı Konyasporumuza karşı iyi hazırlanmış. Özellikle Çekici oyundan çıkana kadar çok etkili olduğumuz ortada.. Fakat sonradan giren oyuncularımızdan maalesef destek alamadık, kadro derinliğinin ne kadar önemli bir durum olduğunu tekrar tekrar anladık. 90 dakika oynamışcasına yorgun görünen oyuncularımız vardı. İkinci yarıda golü kalemizde görene kadar ileriye topu taşıyamadık. Bu belirttiğim zaman diliminde Soner’in etkisizliği de önemli. Birşeyler olmuş Soner’e.. Yenilgiyi elbette Soner’e yıkmak gibi bir niyetim yok. Fakat geçen sezonki Soner’den eser kalmamış. Maç içinde de Ahmet’le tartışması da ayrı bir parantez. Allahtan Oğulcan iyileşti de bazı oyuncularımızı Yerli Pasaportu bile kurtarmayacak. Rekabetin olduğu yerde anlamlı oluyor oyunvuların performansları.. Bu cümleleri yazdığım için çok üzgün olsam da gerçekler bunlar maalesef.
Bu Yenilginin hasarının olmayacağından eminim. Gereksiz şişirilen, milyon eurolar harcanan takımların küçük bütçeli takımlarla karşılaşmalarında bu kadar ezilmelerini de Türkiye’nin ve özellikle İstanbul medyasının vicdanına bırakıyorum. Maçtan sonra artık öylesine alıştık ki Konyaspor’u konuşmayacaklarına… Bundan emin olduğum için Twitter’daki dostlarımızın attığı postları okudum. Mutluyum pişman değilim.
Ne mutlu Konyasporluyum diyene.. Ümraniye maçında kendi sahamıza dönüp seriye tekrar başlayacağımıza da inancım tam. İyi haftalar diliyorum.