Muhammed Mustafa Çetinkaya
Konya'nın Kalbinde Bir Mimari Şaheser
Mevlâna Müzesi'nin hemen yanında yer alan Selimiye Camii, Osmanlı döneminin en önemli külliyelerinden biri olarak kabul edilir. Bu görkemli yapı, sadece mimari özellikleriyle değil, aynı zamanda karmaşık ve tartışmalı tarihiyle de dikkat çekmektedir.
Camii'nin yapım tarihi ve mimarı hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, kaynaklar genellikle II. Selim döneminde inşa edildiğini ve Mimar Sinan'ın eserlerinden biri olduğunu öne sürmektedir. Ancak bu iddiaları destekleyen kesin bir belgeye henüz rastlanmamıştır.
Yapının adının Sultan Selim'den gelmesi ve bazı kaynaklarda II. Selim'in inşa ettirdiği imaretten dolayı bu padişaha mal edilmesi, bu görüşü destekleyen en önemli kanıtlardandır. Ancak Osmanlı arşivlerindeki kayıtlar, caminin "Cami-i Cedîd" veya "Cami-i Şerif-i Sultan Süleyman" olarak adlandırıldığını göstermektedir. Bu da caminin yapımının Kanuni Sultan Süleyman dönemine uzanabileceği ihtimalini akla getirmektedir.
Mimar Sinan'ın İmzası Var mı?
Mimar Sinan'ın eserleri arasında sayılan Selimiye Camii, XVI. yüzyılın önemli bir mimari örneği olarak kabul edilmektedir. Yapının İstanbul Eski Fatih Camii ve Kırım Gözleve'deki Sinan camileriyle benzerlikleri, bu iddiayı güçlendirmektedir. Ancak Sinan'ın otobiyografisinde Konya'da yaptığı hiçbir yapıdan bahsedilmemesi, bu konuda kesin bir yargıya varmayı zorlaştırmaktadır.
Bir Külliyenin Kalıntıları
Selimiye Camii, günümüze gelemeyen imareti, iki adet medresesi, kütüphanesi ve muvakkithanesi ile birlikte büyük bir külliyenin merkezini oluşturmaktaydı. Bu külliye, döneminin dini ve sosyal hayatında önemli bir role sahipti.
Restorasyon Mücadelesi
XX. yüzyılın başlarından itibaren birçok onarım gören cami, günümüzde de ciddi restorasyon çalışmalarına tabi tutulmaktadır. Yapının temellerinde tespit edilen statik problemler, restorasyon çalışmalarının zorluğunu artırmaktadır.