Muhammed Mustafa Çetinkaya

Muhammed Mustafa Çetinkaya

Kalabalık Yalnızlığın Gölgesinde Kaybolmak

Her geçen gün daha da kalabalıklaşan şehirlerde, milyonlarca insanın arasında yalnızlık çekmek hiç de zor değil. Tıpkı bir denizde tek başına kürek çeken bir kayık gibi, kendimizi bu kalabalık okyanusunda kaybolmuş hissediyoruz. Sosyal medyanın vaat ettiği bağlantıların ardında, bir yandan parmaklarımızla sürekli kaydırırken, diğer yandan içimizde derin bir boşluk hissediyoruz.

Kalabalıklar içinde yalnızlık yaşamak, sadece fiziksel bir mesafe değil, aynı zamanda duygusal bir kopukluk. Birbirine dokunan bedenler, birbirinden uzaklaşan kalpler. Göz göze geldiğimiz halde, ruhlarımızın birbirine değmediği anlar. Sosyal medya hesaplarımızdaki mükemmel hayatlara bakarken, kendi eksikliklerimizi daha fazla hissediyor ve kendimizle barışmakta zorlanıyoruz.

Neden Bu Kadar Yalnızız?

Sosyal medyada yarattığımız mükemmel imajlar, gerçek benliğimizi gizliyor. Kendimizi başkalarına beğendirme çabasında, gerçek duygularımızı ifade etmekten çekiniyoruz.

Hızlı yaşam temposu, yüzeysel ilişkiler kurmamıza neden oluyor. Derin bağlar kurmak için zaman ayırmak yerine, anlık zevklere yöneliyoruz.

Hayatın anlamını sorgulamak yerine, maddi başarı ve tüketime odaklanıyoruz. Bu da içsel bir boşluğa ve yalnızlık hissine yol açıyor.

Saint-Exupéry, yalnızlığın kendimizi daha iyi tanımamıza yardımcı olduğunu söylüyor.

Yalnızlık, kaçınılmaz bir insan deneyimi olsa da, bu durumun üstesinden gelmek ve daha anlamlı ilişkiler kurmak mümkündür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muhammed Mustafa Çetinkaya Arşivi