Mehmet Ali Mızırak

Mehmet Ali Mızırak

İş Hukuku

İş hukuku işçi, işveren ve devlet arasındaki ilişkileri düzenler. Bağımsız çalışanlar ve devlet memurları iş hukukunun kapsamına girmezler. Kişinin işçi olup olmadığının belirlenmesi için ilişkinin niteliğine bakmak gerekir; kamu kurumları da işçi çalıştırabilirler, önemli olan işveren tarafı değil, ilişkinin niteliğidir. İşçinin, iş sözleşmesinin güçsüz tarafı olması sebebiyle taraflar arası eşitliği esas alan borçlar hukuku düzenlemeleri işçilerin korunması bakımından yetersiz kalmaktadır. Bu durum devletin işçileri koruyucu düzenlemeler getirmesini gerektirmiştir. Bu nedenle, iş hukukunun kapsamına işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin yanında sözleşmenin taraflarıyla devlet arasındaki ilişki de girmektedir.

İş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku birbiri ile yakın ilişki içinde olmakla beraber her iki hukuk dalı birbirinden ayrıdır. Sosyal güvenlik toplumun tamamını ilgilendirir, ayrıca bağımsız çalışanların ve memurların haklarını da ele alır. Sosyal güvenlik hukuku kamu hukuku alanındayken iş hukuku karma bir hukuk dalıdır. İş hukuku işçilerin çalışma şartlarını düzenlerken, sosyal güvenlik hukuku sosyal riskler gerçekleştikten sonra getirilecek kamusal koruma ve yardımları ele alır. Her iki hukuk dalının kullandığı tekniklerde de farklılıklar bulunmaktadır.

2.İŞ HUKUKUNUN AMACI

İş hukukunun ortaya çıkış amacı işçinin korunmasıdır. İş hukukunda borçlar hukukundaki soyut sözleşme taraflarının yerini somut olarak işçi ve işveren almaktadır. Borçlar hukukundaki geniş sözleşme serbestisi, iş sözleşmesinin zayıf tarafı olan işçiyi korumaktan uzak kalmıştır. Zira işçi işverene hem ekonomik yönden bağımlıdır hem de iş sözleşmesinde emeğini ortaya koymakla kişiliği, yaşamı ve sağlığı da risk altına girmektedir. Dolayısıyla devletin işçi lehine bu alana müdahale ederek işçiyi koruyucu düzenlemeler getirmesi gerekmiştir. Devletin bu müdahalesi, maddi eşitliği sağlamaya yöneliktir; bu sebeple eşitlik ilkesine aykırı olmadığı gibi eşitliğin gerçek anlamda sağlanmasına hizmet etmektedir. Hukukun tamamında olduğu gibi iş hukukunun da genel amacı nihai olarak toplum yararının korunmasıdır. Bu durum işçi ve işveren, genel olarak toplum yararı arasında bir dengenin sağlanmasını gerektirir. Bu sebeple işçinin korunması amacı sınırsız değildir. hem ülke ekonomisinin hem de işletmelerin korunması da gerekmektedir. İşçilerin çıkarlarıyla ekonomik gerekler arasında hassas dengenin sağlanması gerekir. Ancak belirtilmelidir ki işçinin korunması amacı ile ekonomi arasındaki dengenin aranması gereği, parasal sonuçları ön planda olan birtakım haklar söz konusu olduğunda geçerli olup, iş sağlığı ve güvenliği söz konusu olduğunda işçinin korunması tek amaç olmalıdır. Zira iş sağlığı ve güvenliği bakımından işçinin yaşam, beden bütünlüğü ve sağlık hakları korunmaktadır ve bu amaç her türlü ekonomik amacın üzerindedir.

3.İŞ HUKUKUNUN YERİ

İş hukuku bağımsız bir hukuk dalıdır. Ancak iş hukukunda boşluk bulunan hallerde borçlar hukukuna gidilir. Borçlar Kanunu hükümlerinin iş hukuku alanında uygulanması halinde ilgili hükmün uygulanması iş hukukunun amacına ve ruhuna ters düşmekteyse, hükmün uyarlanarak uygulanması gerekir. Nitekim MK m. 5 uyarınca da “Bu Kanun ve Borçlar Kanunu’nun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.”

İş hukuku karma bir hukuk dalı olup hem özel hukuk hem de kamu hukuku karakterlidir. Bu hukuk dalı taraflar arasında özel bir hukuk ilişkisini düzenlemekteyse de devletin bu alana müdahalesi aynı zamanda kamu hukuku karakteri kazandırmaktadır.

4.İŞ HUKUKUNDA YORUM

Anlamı açık olmayan iş mevzuatı kurallarının işçi lehin yorumlanması genellikle kabul edilmektedir. Ancak burada önemli husus, her normun somut amacının iş hukukunun genel amacı olan işçinin korunmasına tercih edilmesinin gerekmesidir. İş hukukunda bazı normlar esnekleşme getirmeyi amaçlamış ya da işçi lehine de olsa aşılamayacak mutlak emredici sınırlar getirerek toplumun genel yararını korumayı amaçlamış olabilir. Bu gibi normlar bakımından doğrudan işçi lehine yoruma gitmek doğru olmaz, amaçsal yorum yapılması gerekir. Amaçsal yorumla da normun amacı belirsiz kalıyorsa işçi lehine yoruma gidilir. “Kanun koyucuya İş Kanunlarını kabul ettiren tarihi sebepler ve bunlar arasında iktisadi durumca zaif olan işçiyi iktisadi durumu daha kuvvetli olan işverene karşı özel şekilde koruyacak içtimai muvazeneyi ve cemiyetin sükununu sağlama hedefi ve hukuk hükümlerinin tefsirinde lafzın gayenin ışığı altında manalandırılmasının gerektiği göz önünde tutulunca, iş hukukuna ait hükümlerin tefsirinde tereddüt halinde işçinin lehine olan hal şeklinin kabul edilmesi, iş hukukunun ana kaidelerinden olduğu neticesine varılır. Zaten mahkemelerin iş hukuku tatbikatında bu esas benimsenmiş bulunmaktadır.

İş hukukunda yorum yapılırken aynı zamanda sosyolojiden de faydalanılmalı ve normun amacının belirlenmesinde uygulanmasındaki sosyolojik sonuçlar dikkate alınmalıdır. Yine kural yasaların anayasaya uygunluğu olduğundan iş hukuku normları anayasadaki haklara en uygun olacak şekilde yorumlanmalıdır. Normun amacını yine de anayasayla bağdaştırmak mümkün olmazsa yargıç somut norm denetimine başvurmalıdır. İş sözleşmelerinin yorumunda önce tarafların ortak sözleşme iradesi aranmalıdır; bunu tespit etmek mümkün olmadığı takdirde işçi lehine yoruma gidilmelidir. Toplu iş sözleşmelerinin yorumu bakımından da iş sözleşmelerinin yorumundaki

5. İŞ HUKUKUNUN KONULARI NEDİR?

İş hukukunun konuları bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olmak üzere ikiye ayrılır.

  1. Bireysel İş Hukuku Nedir?

İşçi ile işveren arasındaki bireysel iş ilişkilerini düzenleyen hukuk dalına bireysel iş hukuku denir.

Bireysel İş Hukukunun Konuları:

  • İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin kurulması,
  • İş ilişkisinin sona ermesi,
  • İş ilişkisinin sona ermesinin sonuçları,
  • İşçi ve işverenin karşılıklı hakları ve borçları,
  • İşçilerin yönetime katılmaları,
  • Çalışma yaşamının denetlenmesi.

B) Toplu İş Hukuku Nedir?

İşçi sendikaları ile işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işverenler arasındaki ilişkilerini düzenleyen hukuk dalına toplu iş hukuku denir.

Toplu İş Hukukunun Konuları:

  • Sendikalaşma hareketleri,
  • Hak ve menfaat uyuşmazlıkları,
  • Toplu iş sözleşmeleri,
  • Arabuluculuk ve uzlaştırma,
  • Hakem kurulları,
  • Grev ve lokavt.

6.İŞ HUKUKUNUN KAYNAKLARI NELERDİR?

İş hukukunun kaynaklarını resmi kaynaklar, uluslararası kaynaklar ve özel kaynaklar olmak üzere üçe ayırabiliriz.

A) Resmi Kaynaklar:

  • Yasama kaynakları: Anayasa, İş Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Hafta Tatili Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Mesleki Eğitim Kanunu.
  • Yürütme kaynakları: Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Yönetmelikler.
  • Yargı kaynakları: Anayasa Mahkemesi Kararları, Yargıtay Kararları, Danıştay Kararları, İçtihadı Birleştirme Kararları.

B) Uluslararası Kaynaklar:

  • ILO kararları (Uluslararası Çalışma Örgütü)
  • Anayasa Konseyi Kararları

C)Özel Kaynaklar:

  • İş sözleşmesi
  • Toplu iş sözleşmesi,
  • İşyeri iç yönetmelikleri,
  • Çalışma koşulu haline gelen işyeri uygulamaları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Ali Mızırak Arşivi