Ahmet Özkan
Devri Dâim
Birisi devri daim ile ilgili şöyle diyor:
اما الخيام فانها كخيامهم
وارى نساء الحي غير نسائها
Emmalhiyâmu feinnehê kehiyêmihim, ve era nisâel hayyi ğayra nisaihe.
Çadırları gördüm aynı çadırlar ama,(mahallenin daha önce tanıdığım ve bildiğim) hanımları değişmiş.
Bir başkası da bu konuda duygularını şöyle dile getiriyor:
إن الخيام التي قد جئت تطلبها
بالامس كانت هنا والان قد رحلوا
İnnelhiyâmelleti kad ci’te tatlubuhê,bil’emsi kênet hunê vel êne kad rahalû.
Senin gelip sorduğun çadırlar (ve o çadırlarda yaşayan sakinleri) dün burada idiler ama bugün göçüp gittiler.
Her gün milyonlarca insan, babalarının sülbundan analarının rahmine düşüyor,intikal ediyor,yine her gün milyonlar analarının rahminden yeryüzüne, arz’a intikal ediyor, doğup dünyaya geliyor, ve yine her gün milyonlar yeryüzünden yerin derinliğine kabre giriyor, oralarda, berzah aleminde toplanan insanlar belki yüz milyarlar olarak bir gün yüce Allah’ın dilediği bir zamanda Allah’a arz olmak için, onun yüce huzurunda toplanmaya hesap vermeye geleceklerdir.
Hz.Ali efendimize nispet edilen bir sözde şöyle buyurmaktadır :
له ملك ينادي كل يوم
لدوا للموت وابنوا للخراب
Lehû melekün yünêdi külle yevmin,lidû lilmevti vebnû lilharâbi
Yüce Allah’ın her gün nida eden ve şöyle seslenen bir meleği vardır : Ey insanlar! Õlecek çocukları doğurun yıkılacak evleri bina edin yapın, yani bu hayat hem insanlar için, hem de insanların kullandıkları meskenler eşyalar için bir gün son bulacaktır.
Şair de,yukarıdaki beyitlerde bu yolculuk
ve sirkilasyondan,bu göç ve yolculuktan
hasretle ve üzüntüyle bahsederken şöyle diyor : sevdiklerimin ikamet ettikleri oturdukları, mesken edindikleri çadırları ziyarete geldim, bir de baktım ki çadırlar aynı çadırlar fakat içindeki sakinleri değişmiş, başka bir zamanda yine dostları özlediğim için gelip hiç olmazsa çadırlarını göreyim dedim, oralarda benim bu halimi gören birisi dedi ki : Senin özlem gidermek için, ziyaret etmek için geldiğin çadırlar dün buradaydı ama bugün ne çadır var ne sakinleri var, çadırların kazıklarını da söküp gittiler.
Hz Ali efendimiz oğlu Hz. Hasan’a yazdığı bir vasiyette şöyle diyor :
نحن خليفه الاموات
Nahnû halifet ül emvâti
Biz,biz ölenlerin yerine geçtik,önceki insanların halifeleriyiz, onların malları evleri bize kaldı o halde eğer dünya dünya kalırsa, biz de bu malları bu meskenleri bu imkanları bizden sonra gelenlere bırakıp gideceğiz ve böyle devam edip yüce Allah’ın dilediği zamana kadar devam eder gider.
Bu dünya’nın ahvali budur,aldanmamalı mü’min.
Allah’ım! yaşarken yerin üstünde, ölürken kabirde ve berzahta dirilirken ve huzuruna gelirken mahşer günü mahşerde ve hesap gününde ve ileri aşamalarda ve merhalelerde bizlerin ve bütün mümin kardeşlerimizin yar ve yardımcısı ol. Âmîn.