Burcu Çiçek Yağcı
Çocuklarda görülen öğrenme güçlüğü ne demektir ve nasıl anlaşılır?
Öğrenme güçlüğü; dinleme, konuşma, okuma, yazma, mantık yürütme, problem çözme ya da matematik alanındaki yeteneklerin kullanımında zorluk yaşanmasıdır. Çocukların düzenli bir öğrenme haline geçtiği zaman fark edilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Öğrenme güçlüğü tipik olarak genç yaşta gelişir ve okuldaki birincil odak noktası öğrenme olduğundan, genellikle kişinin okul yıllarında teşhis edilir. Teşhis edilemeyen durumlarda olabilmektedir. Üniversiteye gidene kadar ya da düzenli bir işe başlama zamanına kadar anlaşılmayabilir. Bu durum hayatındaki basit şeylerin neden daha zorlaştığını anlamadan uzun yıllar devam edebilir.
Öğrenme güçlüğü yaşayan kişilerin ortalamadan üstün zekâya sahip olduklarını ve daha çok bilim, matematik, güzel sanatlar ve diğer özel yetenek gerektiren alanlarda daha iyi olduklarını anlamak önemlidir. Kişi genellikle parlak ve zekidir, ancak potansiyelleri ile yaşıtlarından beklenen beceriler arasında geriden gelme ihtimali olabilir.
Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Thomas Edison ve Winston Churchill gibi tarihteki en başarılı ve etkili insanlardan bazılarının öğrenme güçlüğü vardı.
Ulusal Öğrenme Geliştirme Enstitüsü’ne (NILD) göre, hayal kırıklığı bu durumun ayırt edici özelliğidir, çünkü öğrenme güçlüğü olan insanlar genellikle bazı şeylerde başarılıdır, ancak diğer alanlarda çok başarısızdır ve genellikle yapabilecekleri ile yapamayacakları arasındaki boşlukların son derece farkındadırlar.
Öğrenme güçlüğünün ilkokul dönemindeki belirtileri Okuma yazmayı ve sayıları öğrenmede zorluk,
Matematik işaretlerini karıştırma (Örn; “-” yerine “+”),
Kelimeleri tersten okuma (Örn; “kaç” yerine “çak”),
Yüksek sesle okumayı ve yazı yazmayı reddetme,
Saati öğrenmede zorluk,
Yön kavramlarını ayırt edememe (sağ-sol, kuzey-güney),
Yeni becerileri öğrenmede yavaşlık,
Arkadaşlık ilişkilerinde zorlanma,
Ev ödevlerini yapmayı unutma,
Nasıl çalışması gerektiğini bilememe,
Mimik ve beden hareketlerini idrak edip anlamlandırmada güçlük çekme.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından oluşturulan tanı konabilmesi için kaynak olan DSM 5 e göre bu belirtilerin en az 6 ay sürüyor olması gerekmektedir.
Özgül Öğrenme Güçlüğü ise okuma bozukluğu (disleksi), matematik bozukluğu (diskalkuli) ve yazılı anlatım bozukluğu (disgrafi) olarak üç alt tipe ayrılır. Alt tipler birlikte ya da ayrı ayrı görülebilir.
Tanı konulduktan sonra tedaviye başlarken ilk adım psiko-eğitimdir. Aileye, öğretmenlere ve çocuğa yapılan eğitsel terapi, durumun anlamlandırılması ve nasıl bir yol izleneceğinin belirlenmesi açısından önemlidir. Sonraki süreç için evde ve okulda eş zamanlı devam edecek bir özel eğitim ve müdahale programı hazırlanmalıdır. Ebeveynlerin ve çocukla ilgilenen bireylerin dikkat etmesi gerekenler vardır.
Çocuğun olumlu yanlarına odaklanın,
Yalnızca okul başarısı ile çocuğunuzu sınırlandırmayın,
Başarı sağlayabileceği farklı alanları keşfederek bunları yapması konusunda cesaretlendirin (müzik ya da spor gibi),
Beklentilerinizi yapabilecekleri ile sınırlı tutun,
Basit ve anlaşılır açıklamalarda bulunun,
Her çocuğun ÖZEL olduğunu ve sevgi dili kullanmak gerektiğini unutmayın... Sevgi HER ŞEYİN ilacıdır..