Emrullah Nergiz
Bisiklet Şehri Konya
Türkiye’de bisiklet kullanımı için en uygun şehir hangisi deseler herhalde Konya ilk sırada yer alır.
Konya Büyükşehir uzun zamandır bisiklet yollarına yatırım yapıyor. Yeni bir iş değil. Tahir Akyürek zamanında başlayan projeleri Başkan Uğur İbrahim Altay üstüne koyarak devam ettiriyor.
Sadece yol değil elbette. Bisiklet parklarını hiç konuşmadık. Daha evvel birkaç kez Konya’da bisikletin yaygınlaşması için öncelikle güvenli bisiklet parklarının oluşması gerektiğini yazmıştım.
Konya Büyükşehir şehrin gerekli noktalarına çok özel ve fonksiyonel tasarıma sahip kimi tek katlı kimi çift katlı bisiklet parkları yaptı.
Hatta belki de alanında ilk bir proje ile bisiklet tramvay projesi hizmete açıldı.
Bunlar oldukça önemli çalışmalar.
Vatandaşlar olarak bu ara bisiklet ve türevlerine en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanları yaşıyoruz zira.
Küresel ölçekte artan petrol fiyatları bizde kur artışı ile daha da tetikleniyor.
Araç kullanımı trafikte nispi oranda da olsa azaldı.
Toplu ulaşıma olan talep arttı.
Yaz için en ideal ulaşım araçlarından biri kuşkusuz bisiklet.
Başta da söylediğimiz gibi Konya bunun için biçilmiş kaftan.
Şehir olarak biraz daha sahip çıkarsak ekonomik anlamda çevresel anlamda (zararlı gazların etkisinden tutun gürültü kirliliğine kadar) çok faydalı bir iş yapmış olacağız.
Bisikletin insan sağlığına olan etkilerini de ayrıca konuşmalı tabi…
Bisikletle ilgili projeleri geliştirmek, tıpkı Hollanda gibi bir bisiklet şehri olmak için ekonomik olarak konjonktürel olarak doğru zamandayız.
Avrupa’da ve Çin’de şehirleri gezerken bisiklet kullanımına hayran kalmıştık.
Şu an için negatif olarak görülen bu durum daha fazla Konyalı için fırsat olur.
Yazla birlikte gözle görünen şekilde artan bisiklet trafiği daha geniş kitlelere ulaşır.
KAPIYI ÇALAN DOST
Kısa bir Mesnevi hikâyesi ile Cuma geleneğimizi sürdürelim.
Bir adam, bir dostunun evine gelip kapısını çaldı.
Dostu:
‘Kapıyı çalan kim?’ diye sordu.
‘Benim’ dedi adam.
‘Git, burası ham kişinin yeri değil! Hamı ancak ayrılık ateşi pişirebilir.’
Adam çekilip gitti, tam bir yıl ayrılık ateşiyle yandı. Sonra döndü geldi, dostunun evi etrafında dönmeye başladı. Ağzından edep dışı bir söz çıkmasın diye korku içinde kapıya yaklaştı, ürkerek çaldı.
Dostu:
‘Kimdir o?’ diye sordu.
‘Ey dost,’ dedi adam, sendin.’
‘Mademki bensin, ey ben, gel içeri. Ev dar, iki kişiye yetmiyor.
İğneye geçirilecek iplik iki tane olunca geçmez. Kendi varlığını yok say ki dosta ulaşasın!’