Hasan Özdemir
Alternatif Yapı Sistemlerine Geçiş
Türkiye inşaat sektöründe dünyada en fazla yapılaşmanın olduğu ülkelerden biridir. Dünyada kabul görmüş, gelişmiş ülkelerin standarttı haline gelmiş yapı malzemeleri ve yapı sistemleri bizde kullanımı genel sektörün durumu içinde yok denecek kadar azdır.
Bunlara örnek olarak Ahşap ve Çelik sistemleri gösterebiliriz.
Sektörünün bazı çıkmazlarına birkaç örnek verelim
* Mimarlık, mühendislik, müteahhitlik, tanımlarının zihinlerde karıştığı kimin Sorumluluğunun nerede başlayıp nerede bittiği mesleği icra edenler tarafından bile tam olarak bilinmediği bir sektör.
*Bazı kurumsal firmalar haricinde meslek içi eğitimi az olan iş kazalarının fazlalığı, ranttın fazlalığı, ARGE ve inovasyonu ve nitelikli binaların az olduğu yapılanmasını tamamlayamayan bir sektör.
*Fazlasıyla yönetmeliğin olmasına rağmen depremlerde binaların ayakta duramaması.
*Sektörde yerleşik detayı çözülmüş malzemenin azlığı.
*Yapı fiziği uygulamaları, yapım ve yalıtımda, uygulama hatalarının yapılması ve küçük uygulama detaylarının farklılık göstermesi.
*Resmi olarak iskanı alınmış binalarda sonradan müdahalelerin yapılması.
*Sektör çok sık bir şekilde aflarla gündeme gelmesi.
*Depremlerde dış müdahalelerle yıkılan binalarda günah keçisi belli olan tek lider sektör
O kadar sorun var ki şimdilik bu kadarıyla yetinelim.
Peki ne yapılmalı?
*6 Şubat 2023 Depreminden sonra tünel kalıp ve kazık temel sistemiyle olayı çözmeye kalkan bir takım yerel yönetimler oldu. Aynı zamanda birtakım yönetmeliklerde aceleye getirildi. Oysaki konu çok daha derin olup sistemsel sıkıntıların giderilmesi gerekir.
*Betonarme dahi sorgulanmalı hafif yapım sistemlerine ağırlık verilmeli
*Her şeyi kamudan beklememeli kendi içinde denetim mekanizması kurulmalı.
*Yol haritaları bir an evvel çizilmeli.
*İnşaat yapım malzemesi olarak Beton ön plana çıkmış olup Ahşap ve çelik çok az inşaatlarda tercih edilmektedir. Sistem olarak Ahşap ve Çelik, Emlak konut, Toki ve Belediyeler uygun yerlerde bu malzemeleri kullanıma geçmeli ve ön ayak olmalı.
*Yapı sektöründe malzeme ve işçiliğin niteliği çok düşük; insan inisiyatifini asgariye indiren kural ve sistemler geliştirmeli.
* İcranın, endüstriyel yapı sistemleri ve malzemeler için pozitif ayrımcılık yapması gerekir.
*Pilot bölgelerde pilot projeler seçilip, sektörü çeşitlendirecek sistem ve malzemeler için teşvikler, destekler sağlamalı. Okullar, kreşler, yurtlar, hastaneler, sağlık ocakları, sosyal konutlar yenilikçi sistemlerle yapılmalı.
*Geri dönüşümü olan Ahşap ve Çeliğin ekonomik hale getirilmesi için çalışılmalı.
*Üniversitelere, Meslek odalarına, Meslek liselerine de burada rol düşüyor. Üniversite ve Meslek okullarında betonarmeye dayalı tek boyutlu eğitim
Çeşitlendirilmeli.
*İnşaat sektörünün sistemleşmesi tasarım sürecinin şekillenmesiyle başlamalı. Hem düşünce hem dijital anlamda değişimlere meslek odaları STK’lar, üniversiteler, uygulayıcılara iş düşüyor işin büyük bir kısmı da yönetmelik ve şartname ihtiyaca binaen düzenleyecek olan kamudadır.
* Yapı fuarları, seminerler, toplantılar, yayınlar bu konuya özel başlıklar veya oturumlarla, çalıştaylarla müteahhit, yatırımcı, malzeme tedarikçisi ve diğer ilgililer bilgilendirmeli.
*Sektörde alternatif dönüşüm için ciddi adımlar atılsa bile betonarme bizde her zaman öne çıkan ana malzeme olacak, bunun için betonarmenin standarttı sağlanıp, denetimin artırılıp, kişilerin inisiyatifinin ön planda olmaması için çözümler geliştirilmeli mimarlar, mühendisler, işçiler, kamuoyu bilgilendirilmeli.
*Hafif çelik yapılar yönetmeliğinin mevzuata daha 2010’dan sonra girdiğini, ahşap yapılara dair yönetmeliğin olmadığını hatırlatmak isterim.
Depremler bir kez daha gösterdi ki yapı sektörünün kendisini dönüştürmesi kaçınılmaz hale geldi depremde sadece binalar ayakta kalmayacak kaliteli ve uzun ömürlü yapılar oluşacak, iş kazaları azalacak, üretim süreleri kısalacak, atık malzemeler azalacak genel olarak dönüşüm de başarı sağlanırsa Türkiye’nin ihracatta önemli bir kalemi haline gelecek.
Sağlıcakla kalın