Konyalı 15 Temmuz Gazisi Karanlık Geceyi Anlattı!
Hain darbe girişimi sırasında dışarıda arkadaşları ile birlikte olduğunu söyleyen Konyalı gazi Ufuk Arabacı, “Konya’dan İstanbul’a 15-20 yıl önce gittim ilk olarak fabrika işçisi, garsonluk yaptıktan sonra en son özel güvenlik görevlisiydim. Hain darbe girişimin yaşandığı akşam arkadaşlarımla dışarıya gezmeye çıkmıştım. Metrobüsten iki durak gittikten sonra polisler bizi indirdi. Hatta biz güvenlik görevlisi olduğumuz için bazı ihbarlar geldi. Şüpheli şahıs, bomba yüklü araç vesaire diye bir mesaj gelmişti ama sadece 4 tane bomba yüklü araç İstanbul'a giriş yaptı mesajı geldi. Güvenlikler arasında eşkal tarifi veya araba rengi yoktu. O sırada polislerin yanına gittim. Kartımı gösterdim güvenlik görevlisi olduğumu söyledim. Bomba yüklü araç mesajı geldiği için araçlardan bir tanesini orada buldular ve infilak etmeden önce vatandaşları orada kurtarmaya çalışıyorlar. Güvenli yerlere alıyorlar diye düşündüm aslında olay çok farklıymış. Polisler sadece kendinizi güvenli yerlere alın, bir şey söyleyemiyoruz dediler. Orada taksiler, dolmuşlar, otobüsler durdu. Vatandaşları oradan alıp evlerine götürmek için hepsi seferber oldu. Ben tekrar eve doğru tekrar döndüm. Hatta Haliç Köprüsü'ne kulaklığımı taktım, müzik dinleyerek eve gidiyordum. Böyle hiçbir şeyden haberim yok. O zamanlar Okmeydanı'nda oturuyordum. Orada parkın içinde dolmuş içerisinde çay satan bir yer vardı orada çay içerdim, akşamları serin serin güzel oluyordu. Orada çay için gittim. Baktım dolmuş çaycı kapalı oradaki parka biraz nefeslenmek için oturdum. Sonra bir şeyler almak için büfeye doğru gittiğimde büfede insanların kargaşa yaşadığını gördüm. Büfe ağzına kadar doluydu, insanlar bisküvi, kek gibi aperatifleri alıp poşetlere atıyordu. O kadar kalabalıktı ki aldıklarımın parasını elden ele anca uzatabildim. Sonra tekrar parka döndüm kendi kendime bir şeyler oluyor ama ne oluyor ki acaba filan derken telefondan son dakika haberleri diyerek haberleri açtığımda Cumhurbaşkanımızın çağrısına denk geldim” dedi.
ASKERLERİ İKNA ETMEYE ÇIKTIK
Boğaz Köprüsü’ne askerleri ikna etmeye giden grubun içine dahil olduğunu ifade eden Arabacı, “Darbe girişimi ne zaman başlamıştı tam saatlerini bilmiyorum. O çağrıyı görünce askerliğini yapmış biri olarak dedim ki herhalde savaşa giriyoruz. Oturdum düşünüyordum ne yapacağım diye. Baktım tekbir sesleri gelmeye başladı. Kağıthane tarafından ve Okmeydanı tarafından sesler çoğalmaya başladı. Sonra kısımdan böyle gruplar çıkmaya başladı tekbir getirerek. Ben de onların arasına girdim. “Ne yapacağız, nereye gidiyoruz?” dedim. “Boğaza gidiyoruz, askerlerimizi ikna edelim. Aynı vatanın, aynı milletin çocuğuyuz” dediler. Grubun içerine girdim daha metrobüs yoluna doğru varmadan önümüzü kesmeye çalışıyorlar. O grubun içerisinden insanlar grubun arkasına saldırı var, taş atıyorlar dediler hatta bir çocuğun kafasına taş gelmiş, orada vefat etmiş. Ondan sonra bizim grup durmadı. Biz devam ettik, metrobüs yoluna girdik. Tersten araçlar geliyordu. O bize gelen mesaja istinaden ben düşünmüştüm bomba yüklü araçlar ile metrobüs yoluna girelim. Kalabalık olduğu için tehlikeli olabilir diye düşünüyordum. Meğerse insanlar vurmaya başlamış, insanlar hastaneye taşımaya başlamışlar. Metrobüs yönünden baya bir yürüdük tekbirler getirerek. Polisler bizi göndermeye çalıştılar önce, sonra dedik ki bizim gitmemiz lazım, askerlerimizi ikna edelim biz birbirimize girmeyelim derken yol açıldı devam ettik” şeklinde konuştu.
ŞEHİT OLMAK İÇİN ORAYA GİTTİM
Yaşanılan arbede sonrasında yükseklikten düşerek, yerde sürüklendiğini dile getiren Ufuk Arabacı, “Mecidiyeköy’e vardığımızda silah sesleri duyulmaya başladı arkamı döndüğümde sokak arasında 4-5 kişi sivil elbiseleri koşmaya başladılar zaten silah sesinde karışıklık oldu. Yol kenarında iniş yeri varmış, kenardan devam edildiğinde atlayarak inilecek bir yer ama çarpışma falan olunca dengemi kaybettim, aşağıya düştüm. Orada sürüklendim, aşağıya uçtum. Ondan sonrasında zaten ayaklarım hiçbir şekilde hissetmedim. Kalkmaya çalıştım ama polis memuru zorlama ayakların kırılmıştır dedi. Allah razı olsun oradaki taksiciye, en yakın hastaneye götürün, onun ayakları kırılmıştır, kalkamıyor dedi. Beni tuttular hep beraber taksiye bindirdiler, en yakın hastaneye beni bıraktılar. Ondan sonrasında devam edemedim. Hastanenin içi zaten kan gölüne dönmüştü. Kolu, bacağı kopan insanlarla doluydu. Sonra ben bayılmışım, alçının acısıyla uyandım. Sonrasında hastanede ameliyatlar filan oldu. Toplamda 11 gün hastanede kaldım. Boğaza 15-20 dakikalık bir yolumuz kalmıştı ama hastaneye gittiğim için ben devam edemedim. Biz Allah'ın izniyle bu ülke için, vatanımız için şehit olmak için oraya gitmiştik. Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Cumhurbaşkanının çağrısını gördükten sonra seferberlik niyetiyle hareket ettik elhamdülillah. Kanla alındı, kanla verilir. Allah'ım bir daha kimseye bu şekilde bizi sınamasın” ifadelerini kullandı.
O gece orada kimse de korku olmadığını söyleyen Arabacı, “Biz asimile olduk diye düşünüyordum. Gençlerimizde, insanımızda bazı şeylerin değiştiğini düşünüyordum fakat o geceyi yaşadığımda bunların hepsinin yanlış olduğunu anladım. Milletimiz düğüne gider gibi korkmadan savaşa gider. O gece tekbir getirmekten sesimiz kısıldı. Orada binlerce insan vardı hiçbirinin gözünde korku yoktu” şeklinde konuştu. -Buse Aşcı
KONYALI GAZİNİN O GECEKİ GÖRÜNTÜLERİ