Önce Hobi Olarak Başladı Sonra Koleksiyona Dönüştü

Yıllarca bir hobi olarak kibrit, pul, kartpostal, gazoz kapağı ve eski paralar biriktiren Mehmet Şimşek birikimiyle tarihe olan tutkusunu gösteriyor. Mehmet Şimşek koleksiyona başlama hikayesini ve koleksiyona olan yaklaşımı Konya’nın Sesi Gazetesi’ne anlattı.

GEÇMİŞİN İZLERİ KOLEKSİYONDA SAKLI

Bir hobi olarak koleksiyonculuğa başladığını ifade eden Aydede Koleksiyon sahibi Mehmet Şimşek, ”1956 Kadınhanı doğumluyum. 1966’lı yıllarda Konya’ya taşındık. O zamanlar esnaflık yapıyorduk. Koleksiyonculuğa çevrede bulunan çöpten bulduğum pullarla başladım. Ancak onları biriktirip saklamayı çok beceremedim. Daha sonra kibrit biriktirmeye başladım. Koleksiyona kibritle başladım diyebilirim. 1971’de babam öldükten sonra ben iş hayatına atıldım. 2015 yılına kadar biriktirdiğim paraları, pulları, kibritleri bir yerde sakladım ve artık hepsi gün yüzünde. Hobi olarak çok seviyorum koleksiyonla ilgilenmeyi. Her biri içinde çocukluktan ve geçmişten kalan değeri saklıyor. Her sabah buraya geldiğimde koleksiyon düzenlemesini ya da temizliğini yaptığımda bana 10 tane antibiyotik içmişim gibi güç ve mutluluk veriyor. Çeşit çeşit kibritlerim var. Sosyal medyadan başta kibrit üretimi en fazla olan ülke Hindistan’la birlikte başka ülkelerden de tanıştığım insanlarla koleksiyonumu tamamlamaya çalışıyorum. Aslında istediğim geçmişten geleceğe oluşan bir Türk kültürü yapısı var ve buna sahip çıkalım istiyorum” şeklinde konuştu.

KOLEKSİYON BEYNİ GELİŞTİRİYOR

Koleksiyonun bireylerde gelişim sağladığını belirten Mehmet Şimşek, “Aslında koleksiyon bir biriktirme işinden ziyade biriktirilen şeyleri belli bir anlam dizisine göre sınıflandırmayı öğreniyorsun. Detaya inmek var. Beynini çalıştırıyor gelişime katkı sağlıyor. Bir şeyler yaratmaya sebep veriyor. Bu yönden seviyorum. İlk başlarda toplarken zaten bir amacı yok diye düşünüyorlar ama bu yanlış bir düşünce. Onun dışında zaten hem tasarruf ediyorsun hem de çevreyi korumuş ve geri dönüşüme kazandırmış oluyorsun. Daha fazla koleksiyona eriştiğimde müzelere katkı sağlamayı çok isterim. Yaptığım şeyleri birine gösterdiğimde şaşırdığında ya da hikayesini merak ettiğinde mutlu oluyorum. Koleksiyon meraklısı gençlere her zaman destek olmaya çalışırım. Onlara tavsiyeler veririm. Yeter ki geçmişi merak etsinler hayatta bir şeyler olmuş, şuan nasıl devam ediyor ve bununla birlikte bir şeyler üretmek istesinler” dedi.

‘EKRANLA OYNAMA AKRANLA OYNA’

Çocukların teknolojiye bağımlı olduklarını ve ailelere bu konuda birçok sorumluluk düştüğünü söyleyen Şimşek, ”Çocuğun kendine ait bir odası olmasa bile kendine ait kilitli bir dolabı olmalı oraya bir şeyler atabilmeli. Ben hep derim ekranla oynama akranla oyna diye. Çocuk telefon, tablet, bilgisayar, televizyon araçlarını kullandığı zaman bir paylaşım içinde olmuyor, içe kapanıyor, dünyayla bağı kopuyor, dışarıda oynamıyor, sosyalleşemiyor, hayatı yaşayamıyor ama akranlarıyla bir olduğunda bir paylaşımı bir diyaloğu, iletişimi oluyor. Bu konuda ailelere tavsiyem çocuklarımızı maddi değerlerle donattığımız kadar manevi değerlerle de donatabilmeliyiz. Çocuklar koleksiyonla uğraşarak sosyal medya bağımlılığından kurtulabilirler. Çocuklarımız geçmişe ilgi duymalı ve geleceklerine yön verebilmeli. Hayatın anlamını kazandırmalı onlara merak duygusu aşılamalıyız. Tek başlarına değil de iletişim içerisinde olacağı ortamlara sokmalıyız” dedi.