Uzmanı Uyardı! Hayatınızla Kumar Oynamayın!
Son zamanlarda popüler hale gelen en tehlikeli diyetin ‘Karnivor Diyeti’ olduğunu ifade eden yapan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürü Prof. Dr. Fatma Hümeyra Yerlikaya Aydemir, kişilerin bağırsak sağlığı ile kumar oynadığını vurguladı. Karnivor diyetinin sindirim sistemini olumsuz etkilediğini belirten Aydemir, “Rus Ruleti, popüler kültürde genellikle tek bir mermiyle dolu bir tabanca içeren tehlikeli bir oyun olarak tasvir edilir. Oyuncu silindiri döndürür, mermiyi ateşleme riskiyle silahı başına dayayıp tetiği çeker, Oyun, aşırı riski ve kişinin hayatıyla kumar oynamanın pervasızlığını sembolize eder. Bu aralar, sosyal medya akışımda oldukça fazla Karnivor Diyeti yapan, deneyen, savunan gördükçe aklıma Rus Ruleti geliyor. Bana göre bu diyet ile kişiler özellikle bağırsak sağlığı ile sanki kumar oynuyorlar. Ve bugüne kadarki en tehlikeli diyet trendlerinden biri” diye konuştu.
KARNİVOR DİYETİ NEDİR?
Karnivor beslenmenin tamamen hayvansal ürünlerden oluşan bir tüketim modeli olduğunu söyleyen, Aydemir, “Karnivor diyeti, kişilerin sadece et, yumurta ve hayvansal yağlar gibi hayvansal ürünler tükettiği aşırı, et merkezli bir beslenme planıdır. Bu diyette sığır eti, kümes hayvanları ve av hayvanları gibi etler, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, tereyağı, sert peynirler ve belki krema ve/veya krema gibi laktoz oranı düşük süt ürünleri, su ve kemik suyu bulunmakta. Evet, sadece bunlar. Peki, geriye kalan bir dünya besin? Onlar yasak. Karnivor diyetinde, tahıllar, sebzeler, meyveler, diğer tüm süt ürünleri, çay, kahve veya diğer içecekler yasak” dedi.
KARBONHİDRATLAR YASAK
Diğer diyet türlerinden tamamen bağımsız olan karnivor diyetinin sadece et yemeye odaklandığını aktaran Aydemir, “Karnivor diyetinin ne Ketojenik ne de Paleo diyeti ile alakası yok. Ketojenik diyetler az miktarda da olsa karbonhidrata izin verir oysa karnivor diyeti karbonhidratları tamamen ortadan kaldırmayı amaçlar. Karnivor diyeti et yemeye odaklıdır ve bitkileri kesinlikle yasaklarken, Ketojenik diyet bitkilerden elde edilen fındık, tohum ve avokado gibi yiyeceklere izin verir. Paleo diyeti meyve, sebze, kuruyemiş ve tohum gibi bitki kaynaklı olanlar da dahil olmak üzere tüm tam gıdalara izin verir. Paleo diyeti ayrıca bitkisel yağların kullanımına da izin verir. Bu arada Karnivor diyeti Paul Saladino (Psikiyatrist) ve Anthony Chafee (Nöroşirürji uzmanı) tarafından 2020 yılında popüler hale getirildi. Yani çok yeni olan bu diyetin en önemli argümanı sizi tok tutarak kilo vermenizi sağlama iddiası” ifadelerini kullandı.
HIZLI KİLO VERMEK İLLÜZYONDAN İBARET
Popüler diyet kültüründe en çekici faktörün yapılan diyetlerin kısa sürede hızlı sonuç vermesiyle insanları etkilediğini ancak bu durumun bir illüzyondan ibaret olduğunu vurgulayan Aydemir, “Protein tüketimi kilo vermede önemli bir argüman; Ketojenik, Paleo veya Karnivor diyetin de en azından başlangıçtaki kilo verme olayı, biraz illüzyon. Öncelikle ona bir değinelim. Yani bu tür diyetleri yapanlarda ilk günlerde 3 veya 5 kilolar hemen gider gibi gözükür. Bu durum bir realite değil. Az biraz illüzyon. Karbonhidratlar vücudunuzda depolanırken çevrelerine çok su çekerler. Siz açlıkla veya total kalori açığı ile ilk olarak karbonhidrat depolarınızı tüketirsiniz. Ayrıca uzun süre insülin ortada olmaz ise böbrekten su atılımı fazla olur. İnsülin genellikle aldosteron yoluyla su tutulmasını artırmaya çalışır. Doğal olarak tartıda gördüğünüz neşeli kayıplar birazdan fazla ve sudan ibaret” şeklinde konuştu.
TÜM BESİNLER DENGELİ ALINMALI
Kilo verme sürecinde uzun süre tokluk sağlamanın yüksek proteinli bir öğünle mümkün olabileceğini belirten Aydemir, “Söz konusu kilo vermek ise protein ağırlıklı beslenme total kalori açığı oluşturmak kaydı ile doğru bir durum. Ama bunu meyveden sebzeden tam tahıldan zeytinyağından vazgeçmeden de yapabilirsiniz. Midede protein sindirimi karbonhidrat sindiriminden daha uzun, yağ sindiriminden ise daha kısa sürer. Yüksek proteinli bir öğün yemek, öğünün midede yeterince parçalanması için gereken süreyi artırır. Yiyecek midede daha uzun süre kalır ve daha uzun süre tok hissetmenizi sağlar. Dahası, protein tüketiminin yağ oksidasyonunu yani yağların parçalanıp enerjiye çevrilebilmesini diğer besinlerden daha fazla uyardığına dair kanıtlar vardır. Özellikle egzersiz kaynaklı yağ oksidasyonu varsa yüksek protein tüketimi bunu daha da alevlendirir. Bu arada protein deyince sadece et, süt ve yumurta aklınıza gelmesin. Fasulye, badem, fıstık, mercimek, nohut vs. bunlarda harika protein kaynakları” dedi.
KARNİVOR DİYETİNİN SAĞLIĞA RİSKLERİ
Karnivor diyetinin doymuş yağ açısından aşırı yüksek olduğunu ve meyve, sebze, baklagiller, tam tahıllar ve kuruyemişler gibi pek çok sağlıklı gıdayı dışarıda bıraktığı için çok sayıda sağlık riskiyle ilişkilendirildiğini ifade eden Aydemir karnivor diyetinin risklerini sıraladı:
Mikrobiyota ve Kanser: Meme, bağırsak ve prostat kanserlerinin yüzde 80 kadarı beslenme alışkanlıklarına atfedilir ve birçok araştırma yüksek et tüketimini listenin başına oturtur. Olası mekanizmalar arasında pişirildiğinde ette oluşan bazı yapıların veya bağırsaktaki bakteriler tarafından proteinin sindirimi esnasında üretilen yapıların (heterosiklik aminler, N-nitroso bileşikler) bu kanserlerin oluşumuna sebep olduğunu artık sağır sultan bile duydu. Bununla beraber, yazılarımda o kadar çok bahsediyorum ki, belki sağır sultanı bıktırdım. Ama bıkmadan usanmadan gene aynı konuya değineceğim. Çünkü Karnivor diyetinin yapabileceği en büyük zarar elbette bağırsak mikrobiyotanıza. Bağırsak mikrobiyomu, hayatta kalmak/gelişmek için çeşitli karbonhidratlara ihtiyaç duyan birçok koloniye sahiptir. Bu kolonilerden bazıları sindirim sistemimizi korumada, bağışıklık sistemimizin başarılı bir şekilde sürdürülmesinde, vitaminlerin ve hormonlarımızın sentezinde görevlidir. Bu koloniler ihmal edildiğinde, beslenmediğinde sistem tehlikeye girebilir. Ve bu tehlike durumunda bizler bedel öderiz. Bu diyette kişilerin en çok gördüğü kabızlık veya ishal bu sisteme yaptığımız zararın ilk sinyalleridir.
Kalsiyum Metabolizması: Karnivor diyetin vücuda en önemli faturalarından bir diğeri de kalsiyum metabolizmasındaki etkileridir. Çünkü yüksek protein tüketimi vücut sıvılarında büyük miktarda asit üretir. Böbrekler bu asit atılımını kemiklerinizden kalsiyumu çözerek ve kalsiyuma bağlayarak yapabilir. Dahası, bu işlem ile beraber böbrekten kalsiyum geri emilimi inhibe olur, aşırı kemik kaybıyla birlikte hiperkalsüri yani kanınızda fazla kalsiyum seviyeleri de ortaya çıkar.
Böbrek Sorunları: Yüksek protein tüketimi böbrek taşları için önemli risk faktörüdür. Dahası, hayvansal proteinin yıkımı ile bol miktarda ürik asit oluşur. Bu nedenle aşırı hayvansal protein alımı gut hastalığını ve bazı ürik asit taşlarını oluşturabilir. Ürik asit çözünürlüğü büyük ölçüde idrar pH'ı tarafından belirlenir. pH 5,5 ila 6,0'ın altına düştüğünde (protein atılım ürünlerinin asitik ortamı hazırladığını biliyoruz) ürik asidin çözünürlüğü azalır ve idrarda yüksek ürik asit mevcut olmasa bile ürik asit çökmesine yani ürik asit taşları oluşmasına sebep olur.
Besin Eksiklikleri: Bitkisel gıdaları beslenmenizden çıkarmak, yalnızca bitkilerde bulunan vitamin, mineral özellikle C vitamini ve folik asit ve yararlı fitobesinleri yeterince tüketememenize yol açabilir.
Kardiyovasküler Hastalık: Karnivor diyeti, LDL kolesterolü yükseltebilen ve kalp hastalığı ve felç riskini artırabilen doymuş yağ açısından zengindir.
Sosyal Zorluklar: Diyetin kısıtlayıcı yapısı, aile ve arkadaşlarla sosyal ortamlarda yemek yemeyi zorlaştırabilir. Çoğunlukla etten tiksinme ve mide bulantısı problemlerini de taşımaktadır.
-Büşra KÖSE