Takvayı Unuttuk

Gel de alma kaleme, gel de yazma kelama. Nedir bu haller nedir bu gidişat nereye kadar bu halde gider bu dünya böyle bu şekilde. Yorgun düşler yorgun gülüşlerle bitmiş hayaller sönmüş insanlıktaki tüm umutlar. Gülümsemeleri gözde, tebessümleri yüzde, yaşama savaşı verecek takatları kalmamış dizde. Her yerde mi böyle yoksa, bu haller sadece bizde mi? Dünyanın sonu diyorlar dünyanın sonunu bilmem de insanlığın sonuna gelmiş gibiyiz.

***

Oturup saatlerce düşünsem çıkılmaz sorulara boğarım kendimi. Hatta ve hatta bu çekilmez dedikleri dünya labirentinde kaybolurum. Neden diye soracak olursanız her yer negatif enerji dolu hiç pozitif düşünen yok derim. Şükretmeyi unutmuşuz aza kanaat etmeyi az ile yetinmeyi unutup bollukta yüzmüşüz. Neydik ne olduk, şaha kalkarken ne olacağımızı hiç düşünmeden  yaşamışız. Geçmişi çok çabuk unutup benlik fırkası ile bolluk okyanusuna dalmışız. Halbuki yüzmeyi bilmiyoruz boğulacağımız hiç hesapta yoktu. Alın işte yüzemedik boğuluyoruz.

***

Şu da bir gerçek bizi boğan okyanusun suyu değildir bizi boğan şey yine biziz. Biz görüyorduk okyanusu, derinliğini, uçsuz bucaksız oluşunu hiç hesap kitap yapmadan batar mıyız, bu su bizi yutarmı demeden daldık derinlere. Ee ne oldu çıkamıyoruz şimdi boğuluyoruz. Keşke okyanus yerine köylerdeki pınar önünde olan yalaklarda devam etseydik aza kanaat ederek. Demem o ki alıştık fazla lükse boğuluyoruz bizi dibe çekiyor haberimiz olmadan. Ha boğdu ha boğacak diyoruz can simidi veya can yeleği yok mu? İşte o da eksik bizde.

***

Bizim en güçlü can simidimiz takvaydı; Maalesef ki onu da unuttuk. Böylelikle kendimizi kaybettik gülüşümüz yorgun hayallerimiz bitik bir hale geldik. Gelin biz yine pes etmeden Allah var Allah yar diyerek onun azametinden bile ona sığınarak kurtulalım. Kurtuluşa erenlerden olalım inşallah.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Halime Doğru Arşivi