Seyyid Mansur Baba Kimdir?

Uzun süredir devam eden Konya Velileri yazı dizime yeni bir parantez açarak, Anadolu’nun birçok noktasında medfun olan ve dönemini ilmiyle aydınlatmak için gayret gösteren velilerini de vurgulamak gerektiğini düşünüyorum. İstifade etmek isteyen herkes için göz aydınlığı olması duasıyla.

Bu hafta sizlere Elazığ Harput'ta bulunan eski adıyla Cami-i Kebir Mahallesi'ndeki zaviyeden, bugün halk arasında “Mansur Baba Türbesi” olarak bilinen kıymet bir zattan bahsetmek isterim.

Mansur Baba, Ahmet Yesevi’nin hocası Arslan Baba’nın oğludur. Kazakistan’da türbesi bulunan Arslan Baba’nın vasiyeti üzerine oğlu Mansur Baba önce babası tarafından yetiştirilmiş daha sonra ise Ahmet Yesevi’ ye emanet edilerek onun yanında eğitim görmüştür. Hocası Ahmet Yesevi’ nin halifelerinden biri olan Mansur Baba, Ahmet Yesevi’ nin isteği üzerine 12 Türkmen aşireti ile birlikte Anadolu’ya göç etmiştir. Ünü Sultan Alaadin Keykubat’a kadar ulaşmıştır. Mansur Baba’nın Doğu Anadolu’da hüküm süren ve Selçuklulara bağlı Artuklu Beyliği’nde yaşamını sürdürdüğü Sayın Yapıcı’ya ait kaynaklarda kesin bir dille ifade edilmiştir.

Sunguroğlu ve Yapıcı’nın da eserlerinde geçen rivayete göre vaktiyle cami önündeki mezarlıklara bitişik bir evde oturan Şahende isimli bir kadın rüyasında, aksakallı, nur yüzlü birini görür. Bu kişi rüyasında Şahende isimli kadına “Üzerime pis sular döküyorsunuz, ya dökmeyin ya da yerimi değiştirin.” der. Üçüncü defa gördüğü rüyada kadın bunu kendisinin yapamayacağını söyler. Bunun üzerine rüyasında gördüğü kişi “Öyleyse git bu rüyayı Beyzade’ye haber ver.” der. Kadın sabah hemen Beyzade Efendi’yi bularak rüyasını anlatır. Harput’un manevi büyüklerinden ve keşif ehli Beyzâde Efendi hemen Hacı Hamid Efendi’ye, müftüye ve evkaf dairesine haber göndererek konuyu görüşürler. Bir grup insanın huzurunda yapılan kazıda büyük bir lahit meydana çıkar ve içinde bir erkek, bir kadın ve iki de çocuk mezarının bulunduğu görülür. Erkeğin mezarı açıldığında çürümemiş bir cesetle karşılaşılır ve durum telgrafla Meşihat’a bildirilir. Gelen cevap üzerine bir türbe ve yanına da bir zaviye yapılması istenilmiştir. Türbeye “mezar taşına atfen” Mansur Baba, zaviyeye ise Mansuriye adı verilmiştir. Ancak söz konusu tarihte ifade edilen Zaviye, sonraları tamamen yıkılmıştır.

Türbe İki katlı üst katı mescit, alt katı ise cenazelik veya mumyalık bölümüdür. Aslına uygun olarak sekizgen kaideli kalın kesme taşlardan yapılmıştır. Mumyalık bölümüne basık kemerli bir kapı ile girilmektedir. İç mekân çokgen yüzlü tonozla örtülüdür. Mumyalık bölümünde üç adet pencere bulunmaktadır. Mescit bölümüne çift taraflı basamaklarla çıkılmaktadır. Batı yönde kapı düz lento bir girişi olan türbenin doğu, güneye kuzey cephelerde birer adet pencere açıklığı bulunmaktadır. İçten kubbe, dıştan ise piramidal sekizgen bir külahla örtülmüştür.

Ülkemizde bulunan büyüklerimizin kıymetlerini bilip himmetlerine lâyık olabilmek duası ve ruhaniyetlerine birer Fatiha hediye etmek temennisiyle.

Sevgi ve saygı ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Özel Arşivi