Eylül ayında Konya’ya uçak inmez mi? İnmezmiş. Yaşadık ve gördük. 5 Eylül olarak planlanan Özbekistan gezimiz o akşam yoğun yağmur yağışı ve şehir merkezine düşen yıldırım sebebiyle iptal oldu. İstanbul-Konya seferini yapan THY uçağı şehrimize gelemedi. Silsile uçuşlar da kaybolunca gezimiz 3 Ekim tarihine ertelendi.
Konya’nın önemli iş adamları, çoğunluğu inşaat sektöründen 10-15 yıllık dostlarımızla birlikte Buhara, Semerkand ve Taşkent’i görmek üzere yola çıktık.
İlk olarak UNESCO korumasındaki Buhara şehrine indi uçağımız. Buhara tam bir kadim şehir havasında. Tarih korunmuş. Bazı eserler aslına uygun şekilde restore edilmiş. Şah-ı Nakşıbend hazretlerinin diyarı… Onun maneviyatı sanki şehrin her köşesine sinmiş.
Altın silsile olarak bilinen 7 İslam alimi burada medfun. Emir Külal Hazretleri, Abdülhalık Gücdevani Hazretleri…
BUHARA İLE BAŞLADIK
Buhara’da sırasıyla İsmail Samanı Türbesi, Çeşme Eyüp Türbesi, Bolo Havuz Mescidi, Ark Kalesi, Mir Arab Medresesi, Leb-i Havuz Külliyesi, Nasriddin Hoca Heykeli, Nakşibendi Hz. K.s. ve Valideleri’nin türbe ve külliyelerini ziyaret ettik.
Nasreddin Hocamızı Buharalıların da sahiplendiğini görünce Konyalılar olarak biraz şaşırdık. Buhara sakinliği ve maneviyatı ile gezimizin gözde yerlerinden biriydi.
Ardından hızlı tren ile Semerkand’a geçtik.
ŞAH-I ZİNDE PEYGAMBERİMİZE EN SON DOKUNAN İNSAN
Semerkand şehir turumuzda; İmam Abu Mansur Al Maturüdi ( Rahimullah) Türbesi, Emir Timur’un Türbesi, Registan Meydanı, Bibi Hanım Mescidi ve Türbesi, Şah-ı Zinde Türbesi, Uluğbey Rasathanesi’ni gezdik. Yapım halinde olduğu için İmam Buhari Hazretlerinin Türbesi’ni uzaktan görebildik.
Şah-ı Zinde yani Kusem bin Abbas Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı yıkayıp kefenleyen isimlerden biri. Ayrıca kabre koyup oradan son ayrılan mübarek bir zat. Kabrindeki maneviyat bambaşkaydı…
İmam Maturüdi Hazretleri Hanefi mezhebine itikadi anlamda kazanç sağlamış önemli bir İslam âlimi. Türbesinde huzur var.
Semerkand Buhara’ya göre daha gelişmiş bir şehir. Geçmişte dünyanın en ünlü medreseleri buradaymış. Timur’a saygı had safhada. Özellikle Sovyet ayrılığından sonra Timur lider olarak kabul edilmiş. Her yerde heykellerini görmek mümkün…
BAŞKENT TAŞKENT
Son olarak yine hızlı tren ile Başkent Taşkent’e geçtik. Burada Barak Han Medresesi’nden oluşan Hazreti İmam Kompleksini, Halife Osman`ın kendi el yazmasıyla yazmış olduğu Kuran-ı Kerimi gördük. Taşkent bizim gelişmiş büyük şehirlerimize benziyor. Bir metropol. tarihi yerler az. Lakin ülkenin beyni konumunda…
Özbekistan’da tarihi yapılarda devasa kapılar ince el işçiliği zarif ahşaplar, küçük küçük taşlarla sabırla örülmüş duvarlar hemen hemen bütün eserlerde dikkatimizi çeken ortak özelliklerdendi.
Özbekistan tarih ve kültür anlamında gezilip görülmesi gereken bir ülke. Hem manevi değerlerimizi hem de kardeşlik bağımızı pekiştirebiliyoruz.
Son 5 yıla kadar Türkiye burada aktif değilmiş. Lakin darbeden sonra işler değişmiş. Cumhurbaşkanımızın girişimleri ile Türkiye vatandaşlarına her türlü kapı açık. İş anlamında çok fazla ihtiyaç var. Üretim çok az. Halk tarımla uğraşıyor. Giyim sektörünün çoğu Türk markalarından.
KOMÜT Başkanı Adem Bulut Bey’e ve yönetimine böyle bir gezi organize ettiği için teşekkür ederiz. Yaklaşık 30 kişiydik, çok sıcak sohbetlerin yapıldığı dostluk bağlarının kurulduğu ve güçlendiği hafızamızda hep yer edecek bir program oldu…
