Gülşen Çopur
O ‘Peri’ler Geri Geldi
"Nasıl da güzel. Ama ben yapamıyorum. Şey yapamıyorum, yani kızı dinliyorum, içimde kaçamadığım, kurtulamadığım bir öfke! Bu duyguyu engelleyemiyorum. Ne zaman başı kapalı biri gelse, otursa karşıma her seferinde 'saçmalama Peri' diyorum. 'Onca sene okudun, ettin. Bu ne' diyorum; 'bu ayrımcılık. Düpedüz ayrımcılık. Ötekileştirme bu işte. Sen ne yapıyorsun? Sen bunu yaparsan… Delirdin mi yani? Her anlamda yanlış mesleki olarak, tamamen yanlış zaten de insan olarak yanlış ya! 'Ayrımcı, düşüncesiz, empatiden yoksun, korkunç birisisin sen. Yapma bu işi, yapma bari. Çözemiyorsan bu konuyu yapma bu işi, görme, hasta görme.' Öyle değil mi yani? Bırak. Yok, durduramıyorum kendimi Gülbin. Bu düşünceler, çocukluktan beri yerleşmiş benim kafamın içine bir şekilde."
Bu yukarda okuduklarınız Netflix’te yayınlanan Bir Başkadır dizisindeki Psikiyatr Peri’nin ağzından dökülen cümleler… Terapi için kendisine gelen başörtülü hastasından ve tüm başörtülü insanlardan bu şekilde bahsediyor.
Peri, gibiler biter diyoruz artık dizilerde kalır diyoruz ama biri çıkıyor hoop başa sarıyor.
Son günlerde sosyal medyanın gündemine oturan ve tıpkı dizideki Peri gibi Psikolog olan Üstün Dökmen inatla bize 20. yüzyıl ‘Peri’lerinin bitmediğini geri geldiğini gösterdi maalesef….
Üstün Bey bir programda, "Rehber öğretmenlerin çoğunluğu başörtülü. Söylediğim aynen şu, bir eczacı başörtülü olabilir, mimar olabilir, Milli Eğitim izin verdiği için öğretmen olabilir, hakim, savcı benim alanım değil karışmıyorum. Fakat başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine aykırıdır" diyor ve ekliyor, “Başörtülü kişi ben nötr değilim benim bir dünya görüşüm var" der.
Kendince kategorize etmiş, Milli Eğitim izin vermese belki öğretmene de olmaz diyecek ama hakime savcıya sağ olsun alanı olmadığı için karışmıyor! Ama psikolog asla olmuyor!
Yani bir bitmediniz!
Herkesle barıştınız, bütün dünya görüşlerini kucakladınız da bir başörtüsünü sığdıramadınız evrensel(!) düşüncelerinizin içine!
Ön yargılarını hala askıya almayı becerememiş bir insanın psikolog olması ne denli akla yatar? Öyle ya kendisine başörtülü bir danışan geldiğinde o kokuşmuş ön yargılarını rafa kaldırıp o kişiyle nasıl ilgilenecek değil mi?
Üstün Bey yaşı itibariyle Türkiye’de sığ düşüncelere sıkışılan dönemin insanı…
Onu bu anlamda yadırgamamak lazım…
Aslında keşke herkes gerçekte bu ve benzeri düşüncelere sahip olduğunu böyle açıkça dile getirse de biz de muhataplarımızı bilsek… Mesela siyasette de bazen içinden başörtülü bir kızı parçalamak geçerken kendisini bastıran ve tatlı(!) gözükmeye çalışan insanlarla karşılaşıyoruz. Oy için oynayan insanlarla… Neyse oraya sonra gireriz….
Konumuza dönecek olursak bir de şöyle bir handikap var ki başörtüsü ile alakalı böyle ara ara yargı dağıtanlara herhangi bir eleştiri getirmeyen sözüm ona özgürlükçü düşünceli insanlar, tepki gösteren kişileri hemen belli bir siyasi görüşe dahil edip ‘başörtüsü mağduriyeti yapıyorlar’ yaygarası koparabiliyorlar. Ne kadar trajikomik…
Üstün Bey’in açıklamalarının ardından gelen tepkiler üzerine sosyal medya hesabından yaptığı videolu açıklamayı da izledim.
Diyor ki, ‘Bir yerde çok sorun varsa orada ıvır zıvır konuları birileri körükler.’ Üstün Bey, başörtülü psikolog olmaz derken ıvır zıvır konuşmuş meğerse…
Gerçekten anlamak çok güç…
Oraya çıkıp birinin giydiği eteğe laf etse de ıvır zıvır olur muydu?
Yani bu görüşünün birilerini ilgilendirdiğini düşünüp özür dilemek yerine aman canım ıvır zıvır demek hangi psikolojisi kitabında yazıyor bilmiyorum ama Üstün Bey’in bir psikoloğa ihtiyacı olduğu kesin…