Sigortası olmayan çiftçi ne yapacak? Hasarı nasıl karşılanacak?

Zirai don yaşanmaz diyerek sigorta yaptırmayan çiftçilerin zararının devlet tarafından tazmin edilme hükmünün bulunduğunu açıklan Ali Ekber Yıldırım, “Bu konuda asıl sorun şu herkes sigortalı değil. Zirai don isteğe bağlı bir sigorta, zorunlu bir sigorta değil. Birkaç yıl zirai don olmayınca üretici nasıl olsa don olmayacak diye sigorta yaptırmıyor. Dolayısıyla sigortalılık oranı düşük. Sigorta yaptırmayanlar ne olacak bu konuda? Yasa ve düzenlemeler şunu öngörüyor, üreticinin %40 oranında bir gelir kaybı varsa buradan Tarım Bakanlığı devlet tarafından zararlarının tazmin edilmesi hükmü var. Tabi bunun öncelikle tespit edilmesi gerekiyor. Yani üreticiler öncelikle kredi borçlarının mutlaka ertelenmesini istiyor. TARSİM sigortasının bir an önce ödenmesini, sigorta hasarının bir an önce karşılanmasını bekliyor. Yeniden üretim yapacak olan üreticiler tarlada özellikle tohum desteği, mazot ve gübre desteğinin hem arttırılması hem de mevcut henüz ödenmeyen desteklerin bir an önce ödenmesini bekliyorlar. Bunun yanı sıra sulama olsun, elektrik olsun bu tür masraflarında karşılanmasını bekliyorlar. Bu zirai donla mücadele etmek böyle felaket yaşandıktan sonra kolay değil. Bunun çok önceden planlanması lazım. Hep söylüyorum yani tarımda üretim planlaması şu ürünü ek, bu ürünü ekme değil ki bizim bakanlık ağırlıklı olarak şu bölgede şu ürün ekilecek, şu havza da bu ürün ekilecek, bu yasak, bunu ekebilirsin, bunu ekme olmamalı. Bu bir üretim planlaması değil. Üretim planlaması aslında işte bu zirai don başta olmak üzere diğer iklim olaylarına karşı da bir planlama yapmayı gerektiriyor. Dış ticaret politikası bunun içerisinde, destekleme politikası bunun içerisinde yani planlamayı bir bütün olarak yapmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İHRACAT DURMA NOKTASINA GELEBİLİR
Yaşanan zirai donda ihraç edilen ürünlerin zarar görmesinden kaynaklı ihraçta azalmanın yaşanacağını belirten Yıldırım, “Tabii çeşit seçimi çok önemli yani bu zirai dondan belli bölgelerde mesela erkenci çeşitler ciddi zarar gördü. Bu nedenle çeşit seçimi çok önemli. Diğer taraftan Mart ayını biliyorsunuz çok sıcak geçti. Mart ayındaki sıcak hava nedeniyle birçok meyve ağacı bitkiler erken uyandı çiçek açtı bunun da zararın büyümesine büyük bir etkisi oldu. Bu nedenle çeşit seçimi çok önemli diye hep söylüyoruz. Tabii buradan sadece üretici değil tüketici olarak, ülke olarak ihracat herkes etkilenecek. Çünkü en çok zarar gören ürünlere bakıyoruz. Limon, portakal, fındık, kayısı, üzüm bu ürünler bizim aynı zamanda ciddi olarak ihracatını yaptığımız hatta üzüm, fındık, kayısı gibi ürünlerde hem üretimde hem ihracatta dünya birincisiyiz. Şimdi bu ürünler üretim olarak çok azalacak öyle görünüyor. Üretim olmayınca ne olacak? Ürün bulunamayacak, ürün bulunamayınca fiyatları artacak, fiyat artınca tüketici ürünleri alamayacak, hani kıtlık olur mu olmaz mı diye söyleniyor. Eğer fiyat çok yüksekse siz onu alamıyorsanız o da bir kıtlık zaten. Diğer taraftan sanayici hammadde olarak kullanıyor. Sanayici ürün bulmakta zorlanacak ihracatçı ihraç edecek ürünü bulmakta sıkıntı yaşayacak, herkes mevcut eğer kaldıysa ürün onu almaya çalışırken fiyatlar artacak. Bu arada tabii işte ithalat çok artacak, bu üretim azaldı o yüzden ithalata başvurulacak diye de konuşuluyor. Bazı ürünler için bu söz konusu olabilir yani buğday üretiminiz asla ithal edersiniz işte mısır, kanola, diğer ürünleri fakat fındık, kuru kayısı, kuru üzüm gibi ürünlerde Türkiye dünyada ilk sırada yer alıyor ve bu ürünleri ithal etmek de kolay değil yani fındığı nereden alacaksınız? Zaten alıcı firma gidip oradan alır ama Türkiye bu konuda dünyada en çok üretim yapan bir ülke. Bu nedenle hani ya bu ürünler yandı bitti her şey yok oldu ithalat çok artacak ithalatı zaten hükümet yapıyor gerekli gereksiz yapıyor. Dolayısıyla olaya sadece bu pencereden bakmak doğru değil. Kaldı ki Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın bir açıklaması oldu. Yani bence erken ve talihsiz bir açıklama. Çünkü bakanlık diyor ki stratejik ürünlerde bir problem yok, meyvelerde etkilenme var, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar gibi yurt içi gıda arzını etkileyecek olumsuz bir risk bulunmuyor diyor ve bakanlık bir yandan da hasar tespit çalışmaları devam ediyor diyor” diye konuştu.
ÜRETİCİYE DESTEK VERİLMESİ GEREKİYOR
Yeniden ürün ekimi yapacak olan çiftçiler için zararın hemen karşılanıp ek yardım yapılması gerektiğini söyleyen Ali Ekber Yıldırım, “Oysa dünden itibaren Konya'dan İç Anadolu'dan buğdayda özellikle uzun saplı ürünlerde değil ama kısa saplı ürünlerde ciddi bir zarar var. O bölgedeki uzmanlarla görüştüm yani en az yüzde yirmilik bir zarar söz konusu şu anda. Diğer taraftan buğdayda zarar var yani bunu zarar yok deyip daha tespit yapmadan söylemek doğru değil. Yani bunun mutlaka tespiti yapıldıktan sonraki Tarım Bakanlığı ilk andan itibaren ben de görüyorum sahada Tarım İl Müdürlükleri, İlçe Müdürlükleri tespitler yapıyorlar. Bir yandan TARSİM yapıyor ama burada hani şu ürünlerde zarar yok demek doğru değil. Türkiye tarımsal üretim potansiyeli son derece yüksek bir ülke. Türkiye'nin iki yüzü aşkın ürün üretiyor ama burada bir sıkıntı yok da diyemeyiz yani burada meyvede zaten çok büyük bir sıkıntı var sebzede var yani birçok yerde üreticinin maliyetinde ciddi bir artış olacak. Bazı sebzelerde zarar büyük orada üretici yeniden ekim yapacak. Yeniden tohum kullanacak, yeniden gübre, yeniden mazot kullanacak. Dolayısıyla tespitin doğru yapılıp yorumların da çalışmalarında buna uygun yapılması gerekiyor. Bu hem bakanlık hem sektör yetkilileri bu konuda daha hassas daha dikkatli olmak zorunda çünkü burada sadece üretici de değil tüketici olarak ülke olarak herkes bundan etkilenecek. Zaten ilk açıklamalara baktığımızda hem bakanlık, hem TARSİM, hem de yetkililer bunun çok büyük bir felaket olduğunu çok geniş bir alanda olduğunu ifade ettiler. Son yılların en büyük zirai don felaketli denildi. Aslında meyveler etkilendi ama diğer ürünlerde bir sorun yok noktasına gelindi. Açıkçası bu açıklamayı dediğim gibi erken buluyorum, doğru bulmuyorum çünkü önce tespit yapılması gerekiyor üreticiye sahaya bu tespitler yapıldıktan sonra gerekli önlemlerinde süratle alınması gerekiyor ki Bakanlar Kurulu'nda da bu konu gündeme gelecek. Sağlıklı bir şekilde tespitlerin yapılıp zarar neyse bunun bir an önce tazmin edilmesi gerekiyor. Birçok ülkede bu tür felaketler yaşanıyor görüyoruz üreticilerin nasıl desteklendiğini, nasıl ek paketler açıklanarak o zararın tazmin edildiğini çünkü üretici buradan geçimini sağlayacak, üretici bu ürünle yaşamını sürdürüyor. Dolayısıyla mutlaka üreticiye de tüketiciye de destek olunması gerekiyor. Bunun için doğru tespit, doğru açıklamaların yapılması şart” dedi.