Tülin Şimşek
O Kimseler…
“Biz onları, özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık”
(Sad Suresi, 46. Ayet)
Yüce Allah canlılar içinde hiç kimseyi başı boş yaratmamışken insanın başı boş hareket etmesi düşünülemez, insana bir takım sorumluluklar yüklemiş ve bu sorumluluğun bir gereği olarak da kulluk etmesi istenmiştir. İnsanın bu kulluk vazifesini, sırf Allah’a has kılınması ve O’nun rızasını elde etmek için ortaya konması özellikle hem Kur’an-ı Kerim’de hem de hadis-i şeriflerde vurgulanmıştır.
İhlas Suresi müslümanlar için çok önemli! İnsanın, inanç, ibadet ve sosyal hayat çerçevesinde yaptığı ya da yapacağı davranışların Allah nezdinde değer ifade edebilmesi için, bu davranışların şu temel noktayı içerisinde barındırması gerekmektedir. O temel nokta da ihlastır. İhlas kelime olarak iyi niyet, samimiyet, temiz olmak, riya ve gösterişten uzak olmak manalarına gelirken, dini terim olarak ise ibadetlerde ve bütün işlerde yalnız Allah’ın rızasını gözetmek, maddi bir çıkar ve dünyevi bir menfaat içerisinde olmamak manalarına gelmektedir. O halde yapılacak her türlü davranışın özünü ihlas oluşturmalı ve her davranışın temeline de Allah’ın rızası konmalıdır. Aksi takdirde bu davranışların Allah katında bir değerinin olması söz konusu olamaz. Nitekim peygamber efendimiz bu gerçeği “Şüphesiz Allah Teala, sadece kendisi için ve ancak kendisinin rızası gözetilerek yapılan amellerden başkasını kabul etmez.”[Nesai, Cihat 24: Ahmet b. Hanbel 4/126] buyurarak dile getirmiştir.
Mü’min, ibadetlerini ihlas ve samimiyetle sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapar. Bu ibadetleri yaparken gösterişi, riyayı, maddi ve dünyevi bir beklentiyi ön planda asla tutmaz. Düşündüğü tek şey Allah’ın hoşnutluğu ve O’nun rızasıdır. Nitekim aksi tavır ve düşünce içerisinde olanlar “Vay o namaz kılanlara ki. Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla ancak) gösteriş yaparlar.”[Maun, 107/4-6.] şeklinde eleştirilmiştir. Yine Allah’u Teala Bakara suresi 264. ayette, insanlara malından sırf gösteriş için sadaka veren kişinin misalini vererek, ihlastan yoksun olan her türlü ibadetin kendi katında hiçbir değeri olmadığını açıkça belirtmiştir.
Gizli ve aşikar her amelimizin farkında olan yüce Allah, bizim o ameli yaparken içimizden geçen niyeti ve düşünceyi gayet iyi bilmektedir. O halde bize düşen, hayata dair ortaya koyduğumuz hem dünyevi hem de uhrevi her davranışımızın temeline ihlası ve samimiyeti koymak ve en büyük hedefimiz olan Allah’ın rızasını elde etmek olmalıdır. Bunun içinde tavır ve davranışlarımızı riya, gösteriş ve maddi beklentilerden arındırmalı ve amellerimizi sırf Allah’a has kılmalıyız.