Halime Doğru
Ne Ekersen Onu Biçersin
Küçük bir köyde kendi hallerinde yaşayan bir ailede anne yakalandığı veremden kurtulamayıp hayatını kaybeder. Eşinin ölümünden sonra baba bütün varını yoğunu ve ömrünü küçük oğluna adar. Onun okuması ve ilerde büyük bir ilim ve bilim insanı olmasını ister.. Ve sürekli kitap alır oğlu için ve kendisi de okur aynı zamanda ve kitapları oğluna anlatır. Bu olay böyle yıllarca devam eder; Derken çocuk büyür ve Amerika'da bir üniversite kazanır. Baba elindeki malını mülkünü satar ve oğlunu Amerika'daki okula gönderir. Oğlu ilk yıllını tamamladıktan sonra başarısını öğrenen hocaları tam burslu olarak devam etmesi için ellerinden gelen çabayı gösterirler.. Yıllar yılları kovalar böylece tam altı yıl geçmiştir. Yüksek Lisans derken doktora yapmaya başlayan genç onları da tamamlar. Tabi bu arada vefakâr babasını hiç unutmaz her halini mektup yazarak babasına bildirir. Baba ben iyiyim sayende okuyorum iyi yerlerdeyim gibi güzel mektuplar yazar. Derken gel zaman git zaman Türkiye'ye babasını ziyarete gelir. Baba sevinçten gözyaşlarını tutamaz ve ağlar. Oğluna öyle bir sarılır ki.. Şu sözleri söyler..! Allah'ın verdiği en büyük nimet ve servetsin sen oğlum der. Bir hafta beraber zaman geçirirler ve köye postacı gelir yine bir mektup; Baba şaşırır sen buradasın kimden geldi acaba bu mektup diye.. Bakarlar ki yine Amerika'dan gelmiş. Baba mektubu açar. Mektuba bakar bakar ve derki oğlum oku bakalım neyin nesiymiş bu mektup.. Oğlu güler..!
Babacığım benim hocalarımdan sana gelen teşekkür mektubu bu.. İçinde diyor ki böyle akıllı disiplinli bir evlat yetiştirdiğiniz için size minnettarız ve oğlunuzun buradaki işi ve sizin eviniz hazır sizleri buraya bekliyoruz diye okur bitirir mektubu.. Babanın gözler çakmak çakmak yine dolar ve ağlar oğluna bir kez daha sarılır. Oğlan peki bu arada babacığım neden sen kendin okumadın bu mektubu diye sorar. Babası oğlunun gözlerine bakar ve gülümser ve derki; Oğlum ben okuma bilmem ki.. Nasıl baba yani dalga geçme benimle der oğlu.. Hayır oğlum dalga değil gerçekten bilmiyorum okumam ve yazmam yoktur benim. Oğlan yine baba bu iki oda dolusu kitap okudukların bana anlattıkların nedir peki..Sırf sen oku heveslen diye sayfaları okur gibi yapıp karıştırıyordum ve sana resimlerden anladıklarımı anlatıyordum.
Ve anladım ki çok büyük şey başararak vatana millete hayırlı bir evlat yetiştirmişim.
Bu anlattığım hikayede baba ne ektiyse anladık ki onu biçmiştir. Acaba bizler neler ekiyoruz evlatlarımız için; Bizler örneğiz anne ve baba ne yaparsa çocuk onları örnek alır. Yani anlayacağımız şeker pancarı eken ayçiçeği beklemesin. Çiçek bekliyorsak çiçek tohumları ekmeliyiz ve heryer mis gibi çiçek kokmalı..