Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”
Hayatımız boyunca pek çok sıkıntı, keder ve musibetle karşılaşırız. Sonuçları ne olursa olsun başımıza gelen her olay, dünya imtihanının bir parçasıdır. Ömür dediğimiz sermaye, aslında imtihan için bize tanınan sınırlı süredir. Önemli olan bu süreyi iman ve salih ameller ile geçirebilmek, karşılaştığımız hadiseler karşısında doğru tavırlar ortaya koyabilmektir. Nitekim Cenâb-ı Hak bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!”
İyi günlerimizde olduğu gibi, zor zamanlarda da Allah’a olan sevgimizden ve güvenimizden güç almalıyız. Çetin sınavlar karşısında mümin olarak öncelikli sorumluluğumuz, elimizden gelen bütün tedbirleri almaktır. Olaylara soğukkanlı ve metanetli yaklaşmak, çözüm için çaba sarf etmektir. Asla umutsuzluğa kapılmamak, inancımızı ve direncimizi kaybetmemektir.
Sebeplere başvuran; ilmin, aklın ve tecrübenin ışığında her türlü tedbiri alan mümin, aynı zamanda tevekkül etmeyi ve ilâhî takdire rıza göstermeyi bilmelidir. İsyan ve taşkınlıkla değil, teslimiyet ve sekînetle hareket etmelidir. Korku, endişe ve karamsarlıktan uzak kalarak, Rabbinin mutlak iradesine sığınmalıdır. En güvenli sığınak, Cenâb-ı Hakk’ın eşsiz kudreti, ilim ve hikmeti, yardım ve inayetidir. O’na olan inancını bir an bile yitirmemek, O’na dayanmak, O’na güvenmek ve O’ndan yardım dilemek müminin hayat ışığıdır. Dua ve niyazla, tevbe ve istiğfarla, hamd ve şükürle Allah’a iltica etmek, kulluğun özüdür.