Emrullah Nergiz
Küçük Kıyamet ve İbret
Binlerce kardeşimiz Güneydoğu depreminden can verdi. Kalanlar için alınması gereken tek bir ders var o da ibret.
Dünya hayatının nasıl boş, bomboş olduğunu anlamamız için bölgeye gitmeye gerek yok.
Fitne fücur kin haset düşmanlık… Dedikodu, reklam, riya, birbirini çekememe, yalan…
Bu dünyanın gelip geçiciliğini idrak etmek yerine…
Bakıyorum.
Sosyal medyada rol kapma yarışına girenleri mi ararsınız, yardım için gönderilen malzemeleri çalmaya çalışanları mı?
Koca koca siyasiler şunu yaptık bunu yaptık diye reklam yapma peşinde.
Susmak bazen en hayırlı amellerden biridir.
Bölgede çalışma yapan, depremden kıl payı kurtulan, enkazdan çıkan insanlarla görüştüm.
İnanın gündemlerinin sosyal medya ile alakası yok. ‘Burada kıyamet koptu’ diyorlar.
Nasıl bir can daha kurtarılır diye düşünüyorlar… Bir kişinin daha karnı doyar mı diye gayret ediyorlar.
Neler neler gördük, dinledik değil mi? Çocuğunu kucağına basıp kendini zorla dışarıya atanlar mı, seccadesi üstünde can verenler mi, milyonlarca doları olup da bir litre mazota muhtaç olanlar mı, 6-7 gün sonra hiçbir şey olmamış gibi enkazdan çıkan çocuklar mı…Dilediğini küçücük delikte koruyan yaşatan da ALLAH, her şeyin sahibi de…
Yüzlerce hikâye çıkacak bu depremden. Kim bilir kaç hayat, kaç aile yok oldu.
Dedim ya kalanlara koca bir mesaj var: İbret alın bu dünya geçici!
PEKİ, NE YAPMALI?
Oturup televizyon başında son dakika izlemenin ya da telefonda her an sosyal medya takip etmenin bizlere ve sürece faydası yok.
Boş boş tartışmalarla uğraşmak birbirimize laf yetiştirmeye çalışmak kadar lüzumsuz bir iş yok şu dönemde.
Yapabiliyorsak karınca kararınca maddi yardım.
Yapamıyorsak kalbi bir imanla dua etmek ve orada can veren kardeşlerimize rahmet için bol bol Kur’an okumak…
İlk günden beri alanda çalışan kardeşlerimize dua etmek…
Teknik personel dışında bölgeye gidenlerin faydadan çok zarar verdiğini her fırsatta belirtiyor uzman arkadaşlar.
Devletimiz her zerresi ile bölgede faaliyette. Rabbim yardımcımız olsun.
KONYA HER ZAMAN ORADA
Nerede bir başı sıkışan olsa bu şehrin koca yürekli insanları hep orada. Onlar reklamlarını yapmıyorlar bizler haklarını en azından bu satırlar vesilesiyle teslim edelim.
Küçüğünden büyüğüne bir şehir sanki her an her dakika organizasyona hazır vaziyette. Yıllardır İslam ülkelerine gönderilen yardımlar yönünü vakit kaybetmeden Güneydoğu bölgemize çevirdi.
Depremden etkilenen ilçelerin nüfusundan fazla araç bölgeye aktı. Hemen bir lojistik merkez kuruldu alanda. Gelen yardımlar koordineli bir şekilde oraya alındı. Akabinde küçük kamyonetler bulundu kimi askeriyeden alındı. Bu kamyonetler aracılığıyla sağ kalan muhtarlardan bilgi alınarak mahalle mahalle yardımlar yapıldı. KOSKİ yoğun bir şekilde Hatay’ın su sorununu çözmek için gece gündüz demeden çalıştı, çalışmaya devam ediyor.
Konya her zamanki gibi en başta koştu darda olanlara. Depremin üzerinden birkaç saat bile geçmemişti ki Konya Valimiz Vahdettin Özkan ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay Hatay’a gitti. Onlarla birlikte yüzlerce teknik ekip personeli kardeşimiz alana koştu.
Acaba rahat yatağımı bırakmasam mı diye düşünmedi hiçbiri…
Büyüklerimiz belki anlatmaz ama yanındaki ekiplerden birebir dinledim. Günlerdir 2-3 saat uykuyla ayakta durmaya çalıştılar üstelik arabada ne kadar uyunursa!
Elektrik yok, su yok, lavabo duş yok. Doğru düzgün yeme içme yok.
Kendinizi onların yerine bir dakika olsun koyar mısınız? Bu insanlara minnet borçluyuz. Hepimizin yapması gerekeni bizler adına öncü olarak yerine getirdiler.
Rabbim hepsinden razı olsun.