وما سمى الانسان الا لنسىيه
ولا القلب الا انه يتقلب
Ve mê sümmiyel insênü
İllê linesyihi velel kalbu
İllê ennehû yetekallebu.
İnsan nisyan/unutkanlık
İle malul olduğu için ona insan ismi verilmiştir,kalb de dönüp dolaştığı ve bir kararda kalmayıp tekallub ettiği için, kalb diye isimlendirilmiştir.
Kalb, bedenin solunda
olunca, tavafta da Ka’be’nin solda oluşu belki de bu kararsız kalbin karar ve huzur bulmasına katkı sağlaması içindir.
Yakında ve uzakta olanların kendisine namazda yöneldiklrrinde bedenlerini birleştiren kabe-i muazzama/kible yakınında olunca kalpleri de birleştirme ve arındırma vazifesi görür.
Nasıl ki kalp kanı temizleyip damarlar vasıtasıyla diğer organlara iletiyor ve organlar da bundan hazzını payını ve tadını alıyorsa huzur buluyorsa, aynen Kâbe-i Muazzama da kalp misali kendisini tavaf eden ziyaret eden kan misali insanları temizliyor ve damarlara benzeyen yollarla memleketlerine arınmış tertemiz gönderiyor, geldiklerinden daha güzel dönüyorlar ki bu mesela mebrûr bir Haccın ve mebrûre bir Umrenin şartıdır.
Veyahut da Ka’be-i Muazzama Ay gibi, tavaf edenler de yıldızlar gibidirler.
Nasıl yıldızlar Ay’dan istifade ediyorsa,tavaf eden,Ka’beyi seyreden kişinin yüzü gözü kalbi ruhu parlar.
Mü’min elde ettiği ve edeceği kazanımları korur ve üstüne koyarsa kârlı bir mümin olur.
Bu kazanımları ölünceye kadar devam ettirmesi kendi gayreti ve lütfi ilahiye bağlıdır.
اللهم حسن العمل وبلغ الاجل
Allahümme hassin il amele ve belliğ il ecele.
Allah’ım bizlerin ve bütün mümin kardeşlerimizin amelimizi düzgün eyle ve bunu ruh boğaz’a gelinceye kadar devam ettirmeyi nasîb eyle.
Amîn