Ramazan ayı beni her zaman çok heyecanlandırır. Ramazan başlamadan bir hafta önce hazırlıklar evimizde başlar. Bedesten’e giderek heyecanla ailecek alışveriş yapardık. Ramazan geldiğinde ise evlerde yemekler pişer sofralar hazırlanır, misafirlerle evde az uz ne varsa paylaşılırdı. Sofralara bir tabak fazla konurdu onun da sahibi elbet gelir diye. Herkes sofralarını misafirlere açarlardı.
Komşular bir araya gelir Allah ne verdiyse sofraya getirilir. Sofralar zenginleşirdi. Her gün bir başka komşuda ya da mahallenin bir ucundan bir ucuna sofralar kurulur komşular ve davetliler dualar eşliğinde orucumuzu açardık.
Büyüklerimiz bize Karagöz -Hacivat oyunlarını anlatırdı. Bazen evlerde anneler ve teyzeler toplanıp müzik ziyafeti çekerken bizlerde abiler ve ablalarla meydandaki ip cambazları, hokkabazlar, kukla gösterisine katılır. Macun, leblebi tozu ve kâğıt helvalar yerdik...
Sahurda cama çıkıp davulcunun söylediği manileri dinlerdik. O maniyi gün boyu söyleyerek evde dolaşırdım. Dualar okunur sevinçle sahur hazırlıkları yapardık.
Eskiden sahurda çalan davullar, söylenen maniler ve yanan lambalar. Şimdi sahurda davulcular mani söylemiyor dahası geçmiyorlar bile camdan ezan sesi yerine televizyona bakıyoruz... İftar yemeklerini neredeyse konuk çağırmadan yapıyoruz. Sahura davulcu yerine cep telefonunun alarmı ile kalkıyoruz..
Artık Ramazan’ın
Özündeki Ruhu Hissetmiyoruz…
İnsanların Ramazan ayına saygısı gittikçe azalıyor. Bırak oruç tutmayanları, oruç tutanlara karşı saygısı tamamen yok olmuş...
Ben 33 daire ve 9 bloktan oluşan bir sitede oturuyorum . Ramazan ayında hatim duası için toplanırız. Diğer bloklardan gelen hanımlarla.
Ne güzel burada her derdimizi paylaşıyoruz diye düşünürdüm, yanılmışım. Sadece sohbet için toplanıyorlar sonrası yok… Ne hastalıkta, ne düğünde kendilerini göremezsiniz. Demek istediğim Ramazan ayında da komşuluk çok ve birlik olmak önemli…
Düşünüyorum da gelecek nesile nasıl bir dünya bırakıyoruz. Ramazan ayı deyince ne anlayacaklar acaba?
Sevgi ve Saygı ile…