Ligin ilk beş haftasında gol yemeden namağlup bir şekilde on bir puan ile adeta geçen sezonun tekrarını yaşatan Konyaspor’da, geçen sezonki yenilmezlik serisi, dokuzuncu haftada oynanan Galatasaray maçı ile son bulmuştu. Geçen sezondan farklı olarak, Galatasaray ile önümüzdeki Hatayspor maçından sonra yedinci haftada oynayacağız, dokuzuncu hafta oynayacak olsak da bunun bizler açısından bir kıymeti harbiyesi olmayacaktı. Mantık çerçevesi açısından düşününce, yenilmezlik serisinin de önemi yok, çünkü dört beraberlik küçüktür iki galibiyet artı iki mağlubiyetten! Demek istediğim; geçen sezon dört beraberlik serisinin ardından aldığımız ilk mağlubiyet sanki takımın üstündeki baskıyı kırmış ve ardından galibiyet serisi gelmişti, tabi ki inşallah mağlup olmaz ya da gol yemeyiz ama bunun ligin son maçına kadar da böyle gitmeyeceğini hepimiz biliyoruz.
Geldik geçen sezon kazansaydık mevzunun çok başka boyutlara gelebileceği altıncı haftaya, geçen sezon altıncı haftada oynadığımız Trabzonspor maçında eksik kalan rakibe karşı oldukça dominant bir oyun sergilemiş ama bir türlü kaleciyi geçmemiştik ve bu sezon aynı haftada Hatayspor ile karşılaşıyoruz. Eskişehir’de oynayacağımız maçın biletleri satışa çıktığında, pek çok taraftarımız fiyat politikasına tepki gösterdi ama ben bu fiyat politikasına farklı bir pencereden bakmayı tercih ediyor ve sebebi düşündüğüm gibi ise fiyat politikasını takdir ediyorum.
Hatırlayacağınız üzere geçen sezon Konyaspor, Hatayspor’a karşı iki maçta da üç-birlik skorlar ile galip gelmişti, maç sonrası Hatay yerel basından bir gazetenin, Hataysporlu taraftarların tepkilerini yansıtan manşetini hatırlayalım: “HAYIRDIR İLHAN! ŞAMPİYON MU OLDUN?” Öyledir veya değildir bilemeyiz ama ben fiyat politikasının, İlhan Hocaya yapılan bu saygısızlığa tepki niteliğinde olduğunu düşünüyor ve takdir ediyorum!
Hatayspor maçından üç puanı alıp Galatasaray’ı da evinde mağlup ettik mi geriye tek bir şey kalıyor “dejavu” olmak için; ulusal medyada ki futbol efsaneleri ve duayen yorumcuların; Konyaspor için, “yarışta olmayacaklarını onlar da biliyorlardır muhtemelen…” demeleri!
Önümüzdeki bu iki maçı kaybedebiliriz ama bunun da problem olup olmaması camia olarak bizim elimizde; Avrupa kupaları ön elemesinde elenen ilk takım bizmişiz psikolojisinden kurtulmalıyız mesela, zeminle alakalı sürekli olumsuz görüşler belirtmekten de vazgeçebiliriz, geri dönüşü olmayan yapılmış yanlışlar üzerinden sürekli kendimizi üzmenin ve camiayı yıpratmanın şu noktada kimseye bir faydası olmaz! Konuştuk, olumlu-olumsuz eleştirilerimizi yaptık, sitemde bulunduk ve Allah razı olsun Büyük Konyaspor Taraftarı yine kendinden feragat ederek takımının yanında oldu. İki maç sonra inşallah yuvamıza kavuşacağız; yeni zemin üzerinde yeni bir döneme girercesine, şimdiden kenetlenerek, camia olarak bir ve beraberlik içerisinde, bizim dualarımız ve sahadaki oyuncularımızın inancıyla, neden o müzedeki eksik kupayı tamamlayacağımız sene, bu sene olmasın…?
