Artılarıyla, eksileriyle çok konuşuldu, tartışıldı, övüldü, eleştirildi ve bitti…
Evet, dün güzel bir kapanış yaptı 5. İslami Dayanışma Oyunları…
Futbolseverleri mutsuz eden bir saha problemi vardı ki herkes bir ara oyunlardan çok bunu konuştu. Fakat Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu, gazetemize yaptığı açıklamada, ‘Tüm stadyumlar bizimdir. Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu içinde gereken ne ise onu yaparız’ diyerek bunun Bakanlığın kontrolünde olan bir mesele olduğunu gösterdi aslında…
Son birkaç gündür de stadyumda hummalı bir çalışma söz konusu… Stat Fenerbahçe maçına yetişir mi orası tartışılır ama en azından gözle görünür bir adım atıldı diyebiliriz.
Tekrar oyunlara dönecek olursak, Konya’da 10 gündür bir şölen havası vardı.
Seyirci alınan bütün müsabakalara Konyalıların yoğun ilgi gösterdiğine de şahit olduk. Özellikle çocuklarıyla birlikte gelen aileler çok fazlaydı. En başta da söylediğimiz gibi bu on gün Konya açısından bence uzun süre hafızalardan silinmeyecek günlerdi. Bu yüzden bu anlara çocuklarla şahitlik etmek ayrı bir keyif oldu. Onların kesesine çok güzel hatıralar birikti…
Bunların yanı sıra Türkiye’nin, organizasyonun hem ev sahibi hem lideri olduğuna da ayrı geniş bir parantez açmak lazım.
Ülkeler klasmanında Türkiye diğer ülkelere ezici bir üstünlük kurarak organizasyonu açık ara önde bitirdi.
Milli sporcularımız 317 madalyayı da çantalarına koyarak rekorlarla Konya’ya veda ettiler.
Bu hepimiz için gurur verici bir durum… En başta yazdığım yazımda da bunun bir başlangıç olduğunu söylemiştim. Uğur Başkan’da son basın toplantısında, olimpiyatlara Konya olarak hazır olunduğunun sinyalini verdi. Bu sadece başkanın söyleminden değil, genel oyunların işleyişi ve verilen emekten de gayet iyi anlaşılıyor.
Elbette ilk kez böyle bir organizasyona ev sahipliği yaptık. Ve elbette hatalar, kusurlar oldu. Ancak ilk elin günahı olmaz…
Gelecek dönemlerde yeni organizasyonlar olacak ve eminim Konya o zaman daha ustaca hareket edecektir.
Daha güzelini daha efsanesini de yaparız… Biliyoruz ki şehir olarak her zaman gözümüz yükseklerde…
ANTİKACI PAZARI
AYAĞIMIZA GELMİŞ
Her ayın ikinci pazar günü Melikşah Kapalı Pazar yerinde kuruluyor Antika Pazarı…
Bir yanda çalan nostaljik bir şarkı diğer tarafta annelerimizin zamanından kalma oyuncak bebekler… Mısır piramidi de var Müslüm Gürses’te…
Bir tatlı huzur almaya gelenlerin uğrak noktası...
Güzel bir ambiyans yakalanmış. Benim gibi geçmişe ve antikalara meraklı Konyalılar toplanıp geliyorlar. Sadece satıcı-alıcı ilişkisi de yok burada… Bir antikacıyla bir eşyanın ruhunu dakikalarca konuşabilirsiniz… Geçmişten gelecekten söz açıp birer çay alıp sohbetler edebilirsiniz.
Bu yüzden burası bir pazar olmaktan öteye geçmiş.
Katılım ilk zamanlar daha azdı ama her ay basından ve sosyal medyadan duyup gelenlerin sayısı artıyor.
Zaten Konya’da böyle bir pazar oluşturulması için geç bile kalındı. Antika meraklıları Konya gibi bir şehirden Ankara ve Bursa gibi yerlere antika pazarı için gidiyorlardı. Böyle bir açığı yakalayıp değerlendiren Meram Belediye Başkanımız Mustafa Kavuş’a teşekkür etmek lazım…
Hatta bunun sadece Meram’da değil Selçuklu ve Karatay’da da yapılması gerekiyor. Zaten pazardaki antikacıların da isteği bu yönde…
İlerleyen süreçte böyle bir adım mutlaka atılacaktır.
Gidip görmeyenlerin uğramasını tavsiye ederim.
