Dert-derd

ما أحسن الدين والدنيا اذا اجتمعا
لا بارك الله فى دنيا بلا دين

Mê ahseneddîyne veddünyê izectemeâ,lê bêrekellâhu fî dünye bilê diynin.
Din ve dünyâ ikisi birlikte bir arada olsa ne güzel olur,yok dünya (ve dünya derdi,dünyalık,mal mülk) var ama, din(derdi,ahiret derdi) yoksa böyle bir dünyanın bereketi olmayıversin,(olmaz da.)

Dert, insana ızdırap veren her türlü hal, sıkıntı,zorluk, üzüntü demektir.
Dert, ya din ve âhiret derdi olur,ya da dünya ve dünyalık derdi olur.

Ahiret yolcusu mü’min’in derdi din derdi olur ve bu onun için şereftir, aklı fikri iyi bir kul olmak,yüce
Allah’ı razı etmek ahirete hazırlanmak olmalıdır.

Ashab-ı kiram’dan biri işten geliyor, hanımı onu kapıda karşılıyor ve ona hoş geldin diyor,cübbesini katlıyor sonra yüzüne bakıyor onun kederli,hazîn olduğunu görünce ona soruyor: Hayırdır,sen niye böyle üzgünsün,bir derdin mi var? Eğer senin bu derdin âhiret derdi ise, yüce Allah senin derdini artırsın yok eğer bu derdin dünya derdi ise(bugün bir şey kazanmadım eve bir şey getiremedim gibi) üzülme, dünya hayatı iki üç günden ibaret, geçer.

Rasulullah efendimiz bu hususta bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
” Kimin işi gücü,derdi âhiret ise,Allah o kişinin zenginliğini kalbine yerleştirir, işi derli toplu olur, dünya ona mecbur gelir,kimin de işi gücü ve derdi dünya ise, fakirliğini iki kaşının arasına yerleştirir,işi dağınık olur, dünya’dan ona ancak takdir(ve taksîm) olan kadar gelir”
Tirmizî Hadis no:2465

Basra’nın yüz akı ve tâbiî olan Hasan-ı Basrî: Dünya öğle bir şeydir ki, varlıklı olan için fitne ve imtihan,
fakir ve yoksul için hüzün sebebidir.

İnsan, dünyalığı ve dünya malını hattâ rızkı sadece yenip içilen giyilen bazı şeylerden ibaret zanneder, halbuki öyle şeyler nimet ve lütuflar vardır ki bunlardan çok çok daha hayatî önem taşır.

Bu hususta da Rasulullah Efendimiz şöyle buyurur:
“Kim ki (canı malı namusu tehdit altında olmadan) güven icinde, bir günlük yiyeceği var ve bedeni sağlık ve afiyet icinde kendi evinde sabahlarsa sanki bütün dünya herşeyi ile buna verilmiştir”
İbn-i Hibbân Hadis no:671

Sonuç olarak bizim için garanti edilen rızkı değil,nasıl karşılanacağımız ve nelerle karşılaşacağımız ahiretimizi dert edinirsek isabet etmiş oluruz.

Allah’ım! Bizlerin ve bütün mümin kardeşlerimizin iki dünyasını,evlerimizi kalblerimizi zikrin ile,
kabirlerimizi de nur’un ile ma’mur ve şâdân
eyle.dunyanın işe yaramaz,sevaba vesile olmaz dert ve kederinden hıfzınla hıfz eyle
Hedefimiz ve
matlubumuz olan rızanı cümlemize nasîb eyle.Amin

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Özkan Arşivi