Ahmet Özkan
Cebbâr ve Rezzâk
يا من ألوذ به فيما اؤمله
ومن اعوذ به مما احاذره
لا يجبر الناس عظما انت كاسره
ولا يهيضون عظما انت جابره
Yê men eluzu bihi fiyme uemmiluhı ve men euzu bihi mimme uhêziruhu,lê yecburunnêsü azmem ente kêsiruhu velê yehidûne azmen ente cêbiruhu.
Ey bütün umutlarımda kendisine ilticâ ettiğim, sakındığım bütün şeylerden de kendisine sığındığım yüce Allahım! Bütün insanlar
bir araya gelseler bile senin kırdığın kemiği (parçalarını bir araya getirip eski haine getirip)kaynaştıramaz,
Senin sağlam kalmasını istediğin onardığın,sardığın ve İslâh ettiğin kemiği de hiç kimse kıramaz.
Hz.Dâvûd’un da şöyle bir duası vardır:
يا رازق النعاب في عشه
وجابر العظم الكسير المهيض
Yê râzikenne’âbi fî işşihî ve cêbir el azmil kesîr il mihyezi
Ey yuvasında olan karga yavrusunun rızkını veren, kırılıp ufalanan, dağılan kemiği kaynaştıran, onarıp saran yüce Allah.
Niye Karga yavrusu?Karga yumurtayı kırıp içinden yavru çıkıyor,bu yavru bir yağ parçası gibi ne ağzı,ne gagası hiç bir şeyi yok ve (varsa da) hiç görünmüyor,anne karga bu yavrusundan tiksinir onu terk eder gider, yüce Allah bunun da rızkını verir ve aksatmaz,nasıl ama? Şöyle; Sivrisinekler yağ parçası zannederek üzerine konarlar bu yavru üzerine konan sivrisinekleri yüce Allah’ın verdiği hidayet ve imkan ile kapar ve yer,biraz güç ve kuvvet kazanır,palazlanır ve kısa zaman sonra rengi siyah olur güzelleşir, güzelleşince annesi ona sahip çıkar terk edildiği bu zaman zarfında rızkını Yüce Allah verir,işte bunun manası budur.
Burada hem yüce Allah’ın,mahlukatın rızkına kefil olduğunu,dolayısıyla hiç bir canlı rızkını yemeden ölmeyeceğini, başkasının rızkını
yemesinin mümkün olmadığını, hiç kimsenin rızkından fazla bir lokma da olsa alamayacağını bilmek ve buna inanmak gerekiyor, böyle inanan rahat eder, sebeblere sarılır,sonra tevekkül eder,gayri mesrû’
yollardan kazanmaya son verir,harama tenezzül etmez, tevessül etmez.
Ayrıca yüce Allah’ın mutlak kudretine inanır,Allah’a râm olur, teslim olur,O’na her konuda iltica eder, dâima O’na döner,O’na sığınır.
Kâmil tevhid budur.
İhlas budur, ihlas sadece ihlas süresini okumaktan ibaret değildir tâbi, ihlâs Allah merkezli hayat sürmektir, rızasına kilitlenmektir, zararı ve faydayı ondan görmektir,”O görüyor ya,biliyor ya yeter diyebilmektir”
Yüce Allah bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize amellerde ihlası, sözlerde sıdk’ı ve yaşantımızda safâ’yı ve net olmayı nasip etsin Âmîn.