Emrullah Nergiz
Basın Tarihinde Yeni Bir Dönem
Meclis açıldı. Cumhurbaşkanımız yeni bir Anayasa vurgusu yaptı. Türkiye modern bir anayasayı hak ediyor. İktidar ve muhalefet bu süreçte birlikte hareket edebilme kabiliyetine erişmeli…
Bu dönem gerçek olur mu, elbette zor. Lakin medya için çok önemli bir yasaya ramak kaldı.
Geride kalan yasama yılında TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi yeni yasama yılında ele alınacak. Mecliste "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" olarak da bilinen yasa görüşülecek.
Yazın bu yasa ile ilgili çok gürültü koptu. Tabii ki artıları ve eksileri var. Yapılmak isteneni de bizim cenahın yasaya itirazlarını da dikkatli bir şekilde inceliyoruz.
Evvela bazı gerçekleri kabul etmemiz lazım.
Basılı gazeteler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe kan kaybediyor. Teknolojik gelişimin doğal sonucu olarak kâğıt yerini dijital mecralara bırakıyor.
Açık konuşmak gerekirse toplum olarak okumayı zaten az severiz. Avrupa ülkelerinde gazete tirajları 50 milyon iken biz de ancak bunun %10’u kadar rakamlara ulaşabildik. Oranlara girersem daha da işin içinde çıkılmaz bir hal alır mesele.
10-12 YIL ÖNCE SON ÇIRPINIŞLAR
2009 yılında büyük gazetelerin dijitale karşı çare aramayı yoğunlaştırdığı dönemde Konya ve çevre illerde Sabah Gazetesi’nin abone, reklam, haber temsilciliğini yaptım. Çok uzun ve farklı hikayelerden söz edebilirim ama tek bir paragraf ile yetineceğim. İlk yılın sonunda Konya’da ulaştığımız okur sayısı yaklaşık 40 bindi. Bu şehrimiz için çılgın bir rakamdı. Tabii bu ulaştığımız rakam, elimizde kalan abone kaçtı diye sorarsanız o yıllarda Konya’da sadece 2 bindi. Ulaştığımız kişilere promosyon veriyorduk. Kuponla abonelik şartı ile… Haliyle 1-2 ay içinde hediyeler alınınca abonelikler iptal oluyordu.
Gazete okutmak için promosyon vermenin çare olmadığı birkaç yıl içinde anlaşıldı. (90’lı yıllarda verilenleri büyüklerimiz hatırlar.) Hürriyet gibi diğer büyük gazeteler de bu işlere girdiler. O dönem bizlerle de anlaşma yoluna gittiler ama hiçbiri çözüm olmadı. Büyük zararlar ederek geri çekildiler.
Habertürk gibi farklılık gözeterek yola çıkan bir gazete 2018’de basılı gazetesine son verdi. Star, Güneş gibi gazeteler de 2019’un son aylarında basılı nüshalarına son verdiler. Bu yasadan sonra diğer gazeteler de sıraya geçecek…
Dünya ölçeğinde de birçok örnek verebiliriz.
Osmanlı’da matbaaya direnen kitleleri bir hatırlayın. Sanki aynısını şimdi yaşıyoruz.
Elbette kâğıdın bambaşka özellikleri var. Dijitalde asla bu ruhu yakalamayacağız. Günümüzde ‘el yazması’ olarak nadide bir şekilde saklanan eserlere bir bakın. Gelecekteki halimizi görmek adına önemli bir örnek bu.
Sektör temsilcileri bilir. Son yıllarda kâğıt, kalıp, boya dolayısı ile baskı maliyetleri aşırı derecede arttı. Birçok gazete ha kapandı ha kapanacak. Bu yüzden dezenformasyon yasası belki de sektöre ilaç gibi gelecek.
EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞALIM
Türkiye’de büyük gazeteler dâhil hiçbir basılı gazete ciddi bir satış rakamına ulaşamıyor. Bayileri hepimiz gözlüyoruz. Abone dağıtımlarının ne durumda olduğu ortada…
Hatıra gönle iş yapılıyor. Gün içinde olan bir haberi anında elindeki telefondan öğrenen bir okur neden yarın basılı nüshada aynı şeyi görme zahmetinde olsun ki? Yorum ve analiz arayanlar zaten sosyal medyada. Öyleyse tartışmamız gereken gazeteciliğe nasıl yeni bir soluk kazandıracağımız olmalı. Can çekişen basılı gazeteleri diriltmeye çalışmak nafile bir uğraş… Kabul edelim. Basılı gazete olayı bitti bitiyor…
İnternet sitelerimizden veya sosyal mecralarımızdan paylaştığımız bir haber anında on binlerce okurumuza ulaşıyor.
Bu sürece direnmek nafile. Elbette kazanılmış bazı hakları adalet terazisinin dışında devretmek hak değildir. Ancak en son Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç Bey’in Konya’da yaptığı toplantı sonrası içimiz rahatladı. Yerel gazetelerin yıllar içinde kazanılmış hakları ellerinden alınmayacak. Aksine künyesiz isimsiz internet sayfalarının hoyratlığı dizginlenmiş olacak. Gerçek haber veren güvenilen kaynaklar daha da değerli hale gelecek.
Çıkacak olan yasayı inceledim. Teklifle, internet haber siteleri süreli yayın kapsamına alınacak. Basın kartı başvurusu İletişim Başkanlığına yapılacak, resmi nitelikte kimlik belgesi olarak kabul edilecek.
Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.
Resmi ilanlar, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nca belirlenecek, internet haber sitelerinde de yayımlanacak. İhaleler, işin yapılacağı yerde çıkan bir gazetenin yanı sıra bir internet haber sitesinde de duyurulabilecek.
Gazetecilere itibar kazandırmak, internet sayfalarının başıbozukluğunu kontrol etmek için önümüzde bir fırsat var. Değerlendirelim.
Hayırlı bir hafta diliyorum…