Turan Aydın
Adil Adalet Düzeni
Uzun vadede Milli ve Manevi değerlere uygun Ahlaki Eğitimin verilmesi; İslam’a uygun Adalet düzeni/sistemi olacak, olmalı da, aksi halde Batıl Eğitimle gelinen sonuç ortadadır. Haksızlık, hukuksuzluk diz boyu, Cezaevleri tıklım tıklım dolu, Adalet dibe vurmuş, haklının değil, güçlünün adaleti hüküm sürmektedir.
Cezaevlerinin mevcut doluluğunu azaltmak/boşaltmak için gerekenleri Hükümet/İktidar yapmalıdır. Bunun için de kısa ve orta vadeli planlama ile dopdolu olan cezaevlerinin boşaltılması ya da azaltılması, inşaatlarının yapılmasından vazgeçilmesi gerekir.
Uzun vadeli planlamayla, ilk önce insanların Cezaevine düşmesini engelleyecek, suç işleme eylemini ortadan kaldıracak ahlaki eğitimin verilmesi gerekir, bunun için de; Milli Eğitim, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığı ortaklaşa plan ve programlar yaparak, başta İlk ve Orta öğretim Okulları olmak üzere Yüksek Öğretimin bütün Fakülte ve bölümlerinde Manevi ve ahlaki eğitimin verilmesi sağlanmalıdır. Bu Eğitimler Okul ve Fakültelerle sınırlı kalmamak kaydıyla Halk Eğitimini oluşturan kurumları, Kültür Bakanlığı ve Basın yayın kurumları da keza plan ve programlara katkı vermeli ve işbirliği yapmalıdır.
Adaletin tesisi ve yerine getirilmesi için Madde/Ekonomi de önemli, Fertlerin gelir düzeylerinin artırılması, Mesleki ve çalışma ortamlarının hazırlanması, işsizliğin olmaması için, Teknolojik ve Sanayi üretim tesisleri Fabrikalar yapılmalı, yurt sathına yaygınlaştırılmalıdır. Milli görüş lideri Merhum Erbakan hocamın, süratli ve yaygın sanayi hamleleri tekraren devam ettirilmelidir. Adalet söz ve fiziki olarak Adalet binası, sarayı yapmakla sağlanmaz. Adalet kurumunun adil kararlar vermesi, Haklının hakkının verilebileceği bir sisteme kavuşturulması gerekir.
DEVLET YÖNETİMİNDE ADALET
Rasulüllah’ın (s.a.s) ikinci halifesi olan Hz. Ömer, bu anlamda adaleti temsil eden, adalet timsali bir şahsiyet olmuştur. Hz. Ömer’in (r.a) devlet işleri için kullandığı mumu özel işleri için kullanmadığı meşhurdur.
Günümüz insanının çok şaşıracağı bir özelliği de şudur; O devletin en düşük kademedeki Memurlarıyla aynı maaşı almıştır.
Bir gün hanımının eşinin bir tatlı aldığını görünce bunu nasıl aldın diye sormuş, hanımı da uzun zamandır bir tatlı yiyemedik. Günlük nafakamız için bana verdiğinden her gün biraz ayırdım. Bir ay veya kırk gün sonra bunu alabildim diyor.
Hz. Ömer(r.a) “Demek ki maaşımız bize fazlaymış diyerek aldığı maaşını azaltıyor.” Bunu, ancak Allah’ı görür gibi yaşayan, Hak’kı üstün tutan, Dünya ve ahiret nizamı olarak İslam’ı bir bütün olarak kabul eden, Devlet ve Milletin idarecisi/yöneticisi yapabilir.
Bir gün Kureyş kabilesinden asil bir kadın hırsızlık yapmıştı. O kadını cezalandırmaması için ashaptan Üsame’yi Peygamberimize gönderdiler.Bu durumdan rahatsız olan ve üzülen Efendimiz(s.a.s)şöyle buyurdular; “Nasıl oluyor da bazı kimseler, Allah’ın kanunu karşısında aracı olmaya kalkışıyorlar. Sizden öncekilerin mahvolmasınının sebebi şudur; İçlerinden ileri gelen birisi hırsızlık yapınca onu serbest bırakıyor, zayıf ve fakir bir kimse hırsızlık yapınca onu cezalandırıyorlardı. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı onun da elini keserdim.”(Buhari,Hudud,11-12)
KUL HAKKI
Allah’ın;ismi farklı kulları var,Kul Ali, kul Veli, kul Recep, Kul Hakkı;
Helalleşmeden ölmemeli zinhar, Belli ki, en çetin hesap kul hakkı! (Ekrem Şama)