Emrullah Nergiz
2023 Umut ve Bereket Yılı
Beklenen yıl geldi. Türkiye, yüzyıllardır var olduğu topraklarda yeni bir evreye geçiyor. En son yıkılan devletimizden sonra ara verdiğimiz dünya liderliği yeniden gündemimizde. 20 yıl önce Recep Tayyip Erdoğan ile başlayan süreç bu yılla birlikte bambaşka bir olguya dönüşüyor.
Neler var heybede?
Birkaçını saymaya çalışalım.
Ağır sanayide meyvelerin toplanacağı yıla geldik.
Savunma sanayinde bozuk ‘heron’lardan kendi İHA/SİHA’sını üreten; üstelik onlarca ülkeye ihraç eden güçlü Türkiye’ye geldik.
Dünyada bu teknolojiye sahip 3-4 ülkeden biriyiz! Dile kolay.
Şaka gibi… Kendi uçak gemisini üreten bir ülke var artık. Kendi savaş uçağını ortaya koyan; henüz açıklanmayan birçok teknoloji üreten bir devlet…
Dünyanın her yerinde Türk üretimine rastlamak mümkün…
İhracatta rekorlar kıran fabrika üstüne fabrika açan bir ülke olduk.
Elbette bunu göremeyen gözler var. Elbette her dönem olduğu gibi bu dönem de sancılar var.
Yurtdışında birkaç ülke gezseniz pandemiden sonra dünyanın geldiği hali çok daha iyi anlarsınız.
Ekonomik buhran her yerde var. Enflasyon belası dünyanın en ciddi sorunu.
Bırakın enerji fiyatlarındaki artışı, gaz elektrik bulamayan adı büyük devletler var etrafımızda.
Ülke olarak özellikle enerji alanındaki gelişmelere bakarak 2023 ve sonrasında çok daha iyi yerlerde olacağımıza inanıyoruz.
Özellikle Avrupa’ya gaz satan bir transfer merkezi olma fikri şimdiden içimizi ısıtıyor.
Çok güçlü bir devlet altyapımız var. Türkiye Yüzyılı ifadesi laf olsun diye ortaya atılmış bir kavramdan ibaret değil. Onlarca yıldır bu dönem için hazırlık yapılıyor.
Umudumuz çok yüksek.
Rabbim bereketini de nasip ederse önümüzde durabilecek bir ülke yok. Öyle ya da böyle bizimle anlaşma uzlaşma yoluna gidecekler.
GENÇLERİ ANLAMAYA ÇALIŞALIM
Evet, bizim de yaptığımız birçok araştırmada bazı gençler özellikle sosyal medya etkisiyle daha az umutlu ve mevcut şartlarını beğenmiyor. Bazı organlarca düzmece şeklinde hazırlanan ‘bu ülkede yaşamak istemiyorum’ videolarının gazına geliyorlar.
20 yıl öncesinin Türkiye’sini aklıma dahi getirmek istemiyorum.
Maalesef ‘şimdiki gençler o yıllar bilmez’ demek gençler üzerinde bir etki sağlamıyor. Bazı şeyleri yaşayıp görmek lazım.
80’li yıllardaki yokluğu ben sadece dinledim mesela. 90’ların çocuğu olarak büyüklerimin bahsettiği tüp, sigara, yağ, şeker ve petrol ürünlerini kuyruklarını sadece onlardan dinledim. Bu yüzden şimdiki 20 yaş gençliğinin çoğunun 2000’lerin başını anlamasını bekleyemeyiz.
Başka bir anlatım şekli bulmak gerekiyor. Umudu yeniden hâkim kılmak ve geleceğe daha da güvenle bakmak gençlerimiz için her şeyden daha önemli.