Yeni Nesil Binalar Yangına Davetiye Çıkartıyor

Yeni Nesil Binalar Yangına Davetiye Çıkartıyor
Yangın yönetmeliği, denetleme mekanizmaları, uygulama aşamaları ve ruhsat konularını İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi İnşaat Mühendisi Hasan Özgür Yetiştirici, Konya’nın Sesi’ne özel anlattı.

Yüksek katlı binalar metropollerin neredeyse olmazsa olmazı haline geldi. Sayıları hızla artan bu binalar uzadıkça uzuyor, yüzlerce hatta bazen binlerce insanı barındırıyor. Dolayısıyla bu binaların planlamasının doğru yapılması büyük önem taşıyor. Ancak son dönemde rezidans tipi binalarda çıkan yangınlar, planlamanın doğru yapılıp yapılmadığı sorusunu akıllara getiriyor.

Yangın yönetmeliği, denetleme mekanizmaları, uygulama aşamaları ve ruhsat konularını İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi İnşaat Mühendisi Hasan Özgür Yetiştirici, Konya’nın Sesi’ne özel anlattı.

YENİ NESİL CAM BİNALAR YANGIN İÇİN BÜYÜK RİSK TAŞIYOR!

“İnşaat mühendisliğinin amacı sadece inşaat yapımı değil; aynı zamanda can ve mal güvenliğinin sağlanması olduğu için yangın risklerini de göz önünde bulundurmaktır” şeklinde konuşan Hasan Özgür Yetiştirici, “İster tek katlı, isterse yüksek katlı olsun; bütün yapılarda yangın riski bulunmaktadır. Yapılarımızı sadece konut olarak görmemeliyiz. En temel ihtiyacımız olan barınma ihtiyacımızı karşılayan konut yapılarımız yanı sıra okullarımız, hastanelerimiz, havaalanları, barajlar, alışveriş merkezleri, köprüler, sanayi yapıları, oteller, yurtlar, akaryakıt istasyonlarına varıncaya kadar birçok alt ve üst yapı niteliğinde yapılaşmalar mesleğimizin temel konularını oluşturmaktadır. Patlama, parlama gibi yangın riskleri göz ardı edilmemelidir. Değişik türlerdeki yapıların yapım ve kullanım kaynaklı farklı çeşitlerde yangın riskleri taşıdıkları da bilimsel bir gerçektir. Yüksek katlı gökdelen türü yapılarda çelik malzemenin kullanılması ve çeliğin malzeme davranışı olarak betona göre daha sünek oluşu yangın çıkma durumunda yıkılma ihtimalini de beraberinde getirmektedir. 11 Eylül olayı gibi. Betonarme ve ahşap yapılarda da yangın riski bulunmakta olup bunlara dair önlemler alınması hayati önem taşımaktadır. Cam giydirme binalarda ise yangın yine büyük bir risk taşımaktadır. Yangına dayanımı az olan yanlış malzeme kullanımı da yangın risklerini artırmaktadır. Hem taşıyıcı sistemde hem de kaplama malzeme olarak yangın dayanımı yüksek malzemeler binanın tasarım aşamasından itibaren tercih edilmeli ve doğru bir şekilde uygulamalıdır” ifadelerini kullandı.

TEKNOLOJİ ACEMİ ELLERE BIIRAKILMAMALI

Teknolojinin acemice kullanılması yeni nesil akıllı binalarda yangın ve diğer risklere yol açacağını belirten Yetiştirici, “Akıllı binalar son dönem modern mühendisliğin harika yapıları. Ancak bazen çok da akıllı davranmadıkları da olmuyor değil. Akıllı binalar sonuçta belirli bir yazılım ve bilgi işlem entegrasyon ürünü binalar. Belirli kodlamalarla binalarımıza konfor ve kullanım kolaylığı sağlamaktalar. Bazen devrelerinde oluşan hatalardan dolayı yangın çıkma ihtimali de söz konusu. Örneğin eve gelmeden yanlış bir kodlama yazılımı ile belirlenen bir saatte mikro dalga fırında bekletilen bir yemeğin ısıtılması, ocağın açılması ya da dairenin ısınması adına kat kaloriferinin yakılması yangın riski doğurabilir. Bizler biliyoruz ki teknoloji yadsınmaz bir gereklilik ama acemi ellerde kurulumu sağlanırsa çok büyük felaketlere de gebe olunabilir” şeklinde konuştu.

YANLIŞ İŞÇİLİK FELAKETE YOL AÇMASIN!

Oluşan felaketlerde sadece malzemelerin hatalı olmadığını yanlış işçiliğinde riskler barındırdığını ifade eden Yetiştirici, “Günümüzde yapı malzemelerinin tasarım aşamasından, kullanımına kadar birçok testten geçtiğini söyleyebiliriz. Ülkemizde ve dünyada birçok standartlara göre yapı malzemeleri üretilmektedir. Yangın riski oluşturabilecek malzemelerin kullanım hataları kaynaklı problemlere rastlıyoruz. Ancak bunların montajlarının da belirli bir kuralda ve standartta olması gerekir. Yani sadece malzemelere suçu yüklemek yanlış olur. Doğru malzemenin yanlış işçilik kaynaklı kötü sonuçlar doğurduğunu görmekteyiz. Bun hem binaların taşıyıcı sistemlerinin oluşturulması hem de yangın riskleri için de geçerli bir konudur” dedi.

‘BİNANIN DIŞINDA ÇIKAN YANGIN ALARM SİSTEMİNİ DEVREYE SOKMUYOR’

Yangının nerede başladığı rezidans tipi binalar için hayati önem taşıyor. Yetiştirici, binanın dışında çıkan yangınlarda, içeride bulunan alarm sistemlerinin devreye girmesinin mümkün olmadığını söylüyor. “Binalarda kullanılan genel yangın uyarı sistemleri duman detektörleridir. Bu detektörler, binaların yaşam alanlarında kullanıldıkları kadar ortak sirkülasyon alanlarında da etkin bir erken uyarı sistemlerinin bir parçasıdır. Ancak bina dışında kurulacak bahsi geçen duman detektörleri kullanım amaçlarına uygun değildir. Çünkü bu sistemlerin çalışma prensipleri; kapalı alanlardaki yangın dumanı algılamaları ile ilgilidir. O yüzden bina dışı kurulmaları etkin ve verimli bir çare olarak literatürde de kabul görmemektedir” açıklamalarını yaptı.

‘PROJEYE SADIK KALMAK RİSKLERİ ORTADAN KALDIRIR’

“Çok katlı bina projelerinde her şeyin eksiksiz bir şekilde sunulabildiğini ancak asıl mesele projede gösterilen, kullanılacağı beyan edilen malzemelerin uygulamada ihmal edilebiliyor olması” ifadelerine yer veren Yetiştirici, “İnşaatlarımızın yapım sistemi her ne kadar teknoloji ile ilgili gelişme yaşasa da halen insan emeğine bağlıdır. Yapımda kullanılan makinelerin (vinç, asansör, robot teknolojisi vb.) varlığı tam olarak fabrikasyon niteliğinde değildir. İnşaatlarımızda prefabrik yapı elemanları günümüzde özellikle de sanayi yapılarında tercih edilse de tamamen fabrikasyona geçilmemiştir. Çoğu yapı malzemelerimiz ileri teknoloji ürünü olsalar dahi montajları halen insan gücüyle yapılmaktadır. Binalarımızın yapımı ilgili resmî kurumların onayıyla mühendislik marifetiyle ortaya konmaktadır. Mimari, statik, elektrik ve makine projeleri güncel yönetmelik esas ve usullerine göre hazırlanmaktadır. Daha sonra da ilgili resmî kurumların kontrol ve onaylarından geçmektedir. Uygulamada ise bu projelere harfiyen uyulması yangın riski dâhil her türlü riski ortadan kaldıracaktır” ifadelerini kullandı.

‘BİNALAR MÜHENDİSLİK MARİFETİ İLE YAPILMALI!’

Yapılan binaların mühendislik marifetiyle yapılması gerektiğinin altını çizen Yetiştirici, “Bu güzide mesleğin temsilcileri inşaat mühendisleri olarak binalarımızın mühendislik marifetiyle tasarlanması, yapılması konusunda ısrarcıyız. Bu olduğu zaman yangın riski dahil her türlü tehlikenin önüne geçilebilecektir. Ülkemizin deprem kuşağında bir ülke gerçeğini de unutmadan hatırlatarak mesleğimiz ve meslektaşlarımız adına güvenli yarınlar diliyorum” dedi. •Gizem Başar