Mehmet Akif’in gençlere doğru anlatılması lazım!

Mehmet Akif’in gençlere doğru anlatılması lazım!
Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı'nın Yazarı Mehmet Akif Ersoy’un 86’ncı vefat yıl dönümü dolayısıyla Akademisyen-Yazar Abdullah Harmancı gazetemize değerlendirmelerde bulundu

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı'nın Yazarı Mehmet Akif Ersoy’un 86’ncı vefat yıl dönümü dolayısıyla Akademisyen-Yazar Abdullah Harmancı gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un hakkında açıklamalarda bulunan Yazar Abdullah Harmancı, “Mehmet Akif’in şiirleri okuyucusuna misyon yükler. Rahmetli Orhan Okay Hoca, ‘Cemiyet Mistiği’ ifadelerini kullanır Mehmet Akif Ersoy için. Bu ise toplumun sorunları ile ilgilenen kişi anlamındadır. Buradaki toplumdan kastı ise İslam ümmetidir. Mehmet Akif, İslam Milleti’nin milliyetçisidir. Akif bütün şiirlerini ümmete arz etmiştir” ifadelerini kullandı.

AKİF’İN ESERLERİ BİREYSEL DEĞİLDİR

Mehmet Akif Ersoy’un eserlerinde İslam Ümmet’inin sorunları olduğuna değinen Harmancı, “1892 yılında bildiğimiz kadarıyla ilk şiirini yayınlamış. İlk kitabını ise 1911 yılında. Ölene kadar da şiir yazmış. Bazı suskunluk dönemleri de olmuş elbette. Diyeceğim odur ki, Akif’in tek derdi İslam milletinin perişan haliydi. Bunun acısıyla yanıyordu. Edebiyat veya kendi kişisel dertleri hiçbir zaman umuru olmadı. Ama ürettiklerinin edebiyatın konusu olduğuna kuşku yok. Mehmet Doğan hocanın belirttiği gibi, İstiklal Marşı’nı anlamak için Akif’in şiir serüveninin başlarına gitmemiz lazım. En azından meşrutiyet döneminin başlarına gitmemiz lazım. Neden? Yazdığı birçok şiirde İstiklal Marşı’nda işleyeceği temaları işlemiştir. Yani bu şiir evet fiziksel görünüm itibariyle iki günde kaleme alınmıştır. Ama bir ömürlük geçmişi vardır. Şiirin yazıldığı tarihten geriye doğru gittiğimizde on bir senelik de adeta bir ‘yazılış süreci’ vardır. Mehmet Doğan hocanın son kitabı bu noktada önemli şeyler söyler” dedi.

AKİF’İ KALIPLARA SIKIŞTIRMAYALIM!

Mehmet Akif’i yeni neslin tanımasını önünde bazı sınırlı engeller olduğunu ifade eden Harmancı, “Akif’i anlamamıza iki engel var. Birincisi, onu idealize ederek anlatmak… İkincisi de sadece ‘marş yazarı’ konumunda algılamak. İkisi de sınırlı bakış. Ne idealize edelim, ne de onu bazı kalıplara sıkıştıralım. Açıkçası, müfredatlar tarafından dayatılan edebiyatçılara karşı gençlerde bir ‘mesafe koyma’ alışkanlığı ortaya çıkıyor. Belki bilmeden bile olsa gençler bunu yapıyor. Yani okulun ‘oku’ dediği yazardan kaçmak gibi bir refleks var. O sebeple daha kendiliğinden bir yol izlemeliyiz. Konya Büyükşehir Belediyesi ‘Akif’ konulu kısa film yarışması yapmış. Tam da böyle şeylerden bahsediyorum” şeklinde konuştu.

HAFIZIN HAFIZI MEHMET AKİF

Mehmet Akif Ersoy’un hafızlığı hakkında bilgiler veren Harmancı, “Ankara’daki Milli Mücadele sırasında Tacettin Dergahı’nda kalırken ansızın odasına Mahir İz girmiş. Öğrencisi ile Hâfız-ı Şirâzî’yi Farsça okuyorlar. Bunu okuyan öğrenci metni okurken yanılıyor. Mehmet Akif Ersoy’da hafızasından düzeltiyormuş okunan yanlışları. Mahir İz bu durum karşısında çok şaşırmış. ‘Hocam nasıl anlayıp yanlışı düzeltiyorsunuz?’ demiş. Mehmet Akif Ersoy, ‘Bu benim 18. kez okuyuşum’ demiş. O zamanlar bilinir ki Mehmet Akif Ersoy, bu tarz eserleri defalarca kez öğrencilerine okutmuştur. Buradan hareketle Mehmet Akif Ersoy’a ‘Hafızın Hafızı’ da denir” açıklamalarında bulundu.

ESERLERİ İSLAM ESASLIDIR

Akif’in bütün şiirlerindeki temel kurgunun Kur’an ve İslam temelinde olduğunu söyleyen Harmancı, “Akif, şiirlerinde dinin temel ilkelerini esas alır. Ve bu gözle İslam dünyasına bakar. Üzülür. Kahrolur. Ağlar. Ama asla umutsuz değildir. Çünkü Kur’an umutsuzluğu yasaklar. Akif’ten alabileceğimiz şey şudur: Allah her insanın kalbine bir cevher yerleştirir. Mesele bu cevheri mücevhere dönüştürebilmektir. Hepimizin Akif olmasına gerek yok. Ama hepimiz içimizdeki özü keşfetmek ve bunu dünyaya bir değer olarak sunmak zorundayız. İnsan ya bunu başarır ya da başaramaz. Akif, ilkelerinden vazgeçmediği için ve bu erdemlerini şiirlerine yansıtabildiği için büyük şair olmuştur” diye sözlerini noktaladı.

AKİF BÜTÜN ŞİİRLERİNİ ÜMMETE ARZ ETTİ

Mehmet Akif Ersoy’un Türk şiirindeki yerini ve önemini anlatan Harmancı, “Mehmet Akif Ersoy, on sekiz yaşlarında başlamıştır şiire. Derler ya on sekiz yaşında şiir yazmaya başladıysanız siz on sekiz yaşınızdasınızdır. Kırk yaşında şiir yazmaya başladıysanız eğer siz şairsinizdir. Mehmet Akif’de tam üniversitenin 3. Sınıfında başladığı biliniyor kayıtlara göre. İlginç olan ise otuz sekiz yaşında ilk kitabını yayınlıyor. Dolayısıyla yirmi yıl boyunca kendi sesini aramış. Bunu kendini ifade ettiği sözlerinden de anlayabiliyoruz. Özellikle 1901’den sonraki süreçte birçok yazdığı şiiri yırttığını biliyoruz. Mehmet Akif, Muallim Naci’nin, Ziya Paşa’nın ve Namık Kemal etkisinde şiirler yazdığını görüyoruz. Kendi sesini bulması biraz zaman almış diyebiliriz. 1908’de Sırat-ı Müstakim yayın hayatına başladığında daha önceden yazdığı manzumeleri orada yayınlamaya başladı. Şimdi bilindiği gibi Safahat’ta yedi kitap var. Birinci ve sonuncu kitaplar biraz daha farklıdır. Çünkü, ikinci kitaptan itibaren Balkan Savaşları, Trablusgarp Savaşları, Çanakkale Savaşları ve Milli Mücadele’nin ateşi ile yazılmış eserlerdir. İlk kitabı ise uzun bir süreçte yazılmıştır ve hacimli bir kitaptır. İlk kitabı ile Akif, Türk şiirinin gündemine yerleşmiş oluyor. Mehmet Akif Ersoy adına söyleyeceğimiz en önemli şey ise hayat ile şiirin, şiir ile hayatın bu kadar iç içe girdiği bir şair yoktur. Bu hayat Akif’in, bireysel dünyasına yansıyan bir hayat değildir. Akif’in özne olduğu ve çevresini yansıttığı bireysel dünyaların hayatı değil, toplumsal hayattır. Akif’in en çok şiir yazdığı ve en çok eser verdiği konu ise Türk Milleti’nin yükseldiği yıllarda eserler vermiştir. Sanatını anlamamız adına bu konu çok önemlidir. Mehmet Akif’in durumları yazmamış yaşamış olduğunu bu şekilde görüyoruz. Yaşamı ile şiirleri arasında bir bütünlük var diyebilirim. Mehmet Akif’in şiirleri okuyucusuna misyon yükler. Rahmetli Orhan Okay Hoca, ‘Cemiyet Mistiği’ ifadelerini kullanır Mehmet Akif Ersoy için. Bu ise toplumun sorunları ile ilgilenen kişi anlamındadır. Buradaki toplumdan kastı ise İslam ümmetidir. Mehmet Akif, İslam Milleti’nin milliyetçisidir. Akif bütün şiirlerini ümmete arz etmiştir” ifadelerini kullandı. •Gizem Başar