Gazi Bayram Ali Koşar Yaşadıklarını Anlattı! 'Koşar'ı Da Kaybettik'

Gazi Bayram Ali Koşar Yaşadıklarını Anlattı! 'Koşar'ı Da  Kaybettik'
Türkiye yılardır terörle mücadelesini başarıyla sürdürüyor. Yurt içi ve sınır bölgelerinde düzenlenen çeşitli operasyonlarda, binlerce hain terörist etkisiz hale getirilmeye devam ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri kahramanca mücadelelerini sürdürürken...

Türkiye yılardır terörle mücadelesini başarıyla sürdürüyor. Yurt içi ve sınır bölgelerinde düzenlenen çeşitli operasyonlarda, binlerce hain terörist etkisiz hale getirilmeye devam ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri kahramanca mücadelelerini sürdürürken Türkiye'nin farklı şehirlerinde düzenlenen operasyonlarda yaralanan gazilerimiz Konya’nın Sesi’ne özel yaşadıkları süreci Ramazan boyunca anlatmaya devam edecek.

Şırnak’ta terörün en hareketli olduğu dönemde operasyon sonucu pusuya düşürülerek yaralanan Gazi Bayram Ali Koşar, gazetemize özel yaşadığı o anları bizlerle paylaştı. Koşar, “tüylerim ürperiyor ve içime sığmayacak bir heyecan ile görevin bize gelmesini bekliyordum. Her operasyona gidişimizde karakoldaki havan sandıklarına veda mektubumuzu hazırlar bırakırdık. Gidip de dönememek var. Ardımızda kalanları bu şekilde haberdar edelim isterdik. Her operasyon dönüşü veda mektubumuzu yırtardık” ifadelerini kullandı.

‘ÇATIŞMAYI DÜRBÜN İLE İZLİYOR

TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLUYORDU’

Çatışma sürecinde neler yaşadıklarını detaylı şekilde anlatan Gazi Bayram Ali Koşar, “1975 yılında Karamadan doğdum. Acemi birliğinde görevimi Hatay Dörtyol’da yaptım. Usta birliğim için İstanbul 6. Piyade Tugayı’nda altı ay boyunca ağır silahlar kullanımı hakkında eğitim aldık. Ben askeriyede havan topu kullanıyordum. Eğitim sürecimden sonra Şırnak’ta göreve başladım. 1996 yılında terörün en hareketliği olduğu dönemlerdi. 7 adet karakol o dönem bize bağlıydı. Bizler komplike halinde çalışmalarımıza devam ediyorduk. Bu süreçte haftada iki üç defa çatışmaya giriyor ve zorlu bir süreç yaşıyorduk. Yine böyle bir gündü. 18 kişilik timimiz ile nöbetteydik. Haber geldi. Karageçit bölgesinde hareketlilik olduğu ve oraya gitmemiz gerektiği söylenildi. Güçlükonak Karakolu taciz ateşi ve saldırılara karşı bizden destek beklediklerini söyledi. Akşamüstü hâkimiyet bölgemizden indik. Sabaha karşı Karageçit bölgesinde bulunan karşı tarafımızda mağaralar vardı. Teröristler harekete geçmeye başladı. Teröristlere durmaları gerektiğini söyledik ve teslim olmalarını istedik. Fakat bunu kabul etmediler. İlk işleri silahlarına sarılmak oldu. O an çatışma başladı. Ben ikinci timde olduğum için geride duruyordum. Dürbün ile olanı biteni izliyor tüylerim diken diken oluyordu. Coğrafi yapıdan kaynaklı çoğu terörist kaçtı. Bunun yanı sıra 7 teröristi rehin aldık ve etkisiz hale getirdik” açıklamalarında bulundu.

‘TERÖRİSTLER İLE GÖZ GÖZE GELDİM’

Çatışma sırasında terör örgütü üyeleri ile göz göze geldiğini ifade eden Bayram Ali Koşar, “O an dürbünle izliyordum olan bitenleri. Başta da dediğim gibi tüylerim ürperiyor ve içime sığmayacak bir heyecan ile görevin bize gelmesini bekliyordum. Her operasyona gidişimizde karakoldaki havan sandıklarına veda mektubumuzu hazırlar bırakırdık. Gidip de dönememek var. Ardımızda kalanları bu şekilde haberdar edelim isterdik. Her operasyon dönüşü veda mektubumuzu yırtardık. Bugünde sağ döndük der ve Allah’a şükür ederdik. Yine o çatışma sonrası dönüş yolumuza bize pusu attılar. Diğer timlerle aramızda 2-3 metre olur ve düzenli şekilde yürürüz. O an bizi çapraz ateşe aldılar. ‘L’ pususu denilen şekilde ateş altında bıraktılar bizi. İlk ateşi onlar attı. Tabii o sırada bir arkadaşımız şehit oldu. Şehit olan arkadaşım ile aramdaki mesafe 2-3 metre kadardı. Hal böyle olunca her şeye çok yakından şahit oldum. O an teröristlere karşılık vermemiz mümkün olmuyor. Bunun sebebi ise onların mağaralardan bizlere atış yapıyor olmasıdır. 10 metre mesafemde bulunan teröristlerle göz göze geldim. O an bize saldırmak için etrafımızı çevrelediler” şeklinde konuştu.

KOŞAR’I DA KAYBETTİK!

Timin ikinci ağır silahını kullandığını belirten Koşar, “Timin ikinci ağır silahı olan roket atarı ben kullanıyordum. Komutanım tam zamanı olduğunu ve mağaraya atış yapmam gerektiğini söyledi. Atış yapmazsam hepimizi burada öldüreceklerini dile getirdi. O an komutanımdan helallik istedim. Teröristler o an beni arıyorlardı. Roketi kullanacak kişiyi vurmak istiyorlardı. Komutanım beni koruyacaklarını söyledi. Mevziimden çıkıp iki metre kadar uzaklıkta ilk atışımı gerçekleştirdim. Roketi fırlatmam ile beni fark etmeleri bir oldu ve atışın karşılığını hemen verdiler. O an havaya uçtuğumu ve yere çakıldığımı hatırlıyorum. Aradan beş dakika sonra telsizden ‘Koşar Koşar ses ver’ seslerini duydum. Komutanım çatışmadan kaynaklı yanıma gelemiyordu. Sesim çıkmadığı için telsizden ‘Koşar’ı da kaybettik!’ seslerini duydum. Biraz zaman geçti kendime geldim ama çatışma hala devam ediyordu. O an küçük bir rampada bileğimden biraz kalın olan bir meşe ağacına takılı kaldığımı gördüm. Eğer o ağaca takılmasam aşağıdaki dereye düşerim ve Dicle’ye karışır hayatımı kaybederim. O eşe ağacı beni hayatta tuttu” ifadelerini kullandı.

‘O AN İÇİM YANIYORDU’

Çok fazla kan kaybettiğinin altını çizen Koşar, “Sağ kolumu kontrol ettim fakat ne kolumu hissediyor ne de orda bir parça hissediyordum. Sanki bir boşluk vardı. Bunun tanında bacağımda da çok kötü bir ağrı vardı. Nefes alıp veriyorum ve çok fazla kan kaybediyorum. O an içim yanıyor sandım. Su istedim fakat yoktu. Dirseğim yoktu baktığımda. Kendime o an ilk müdahale yapmaya çalıştım. Biraz kendime geldikten sonra komutanıma telsizden seslendim. Komutanıma ‘Beni ne zaman buradan alacaksınız?’ dedim. ‘Sen yaşıyor musun’ dedi. Evet dedim ve bekledim. Komutanım onunla kalmamı ve uyumamam gerektiğini bilincimi kaybetmemem gerektiğini ifade etti. Komutanıma canımın çok istediğini söyledim. O an hayatımın tamamı gözümün önünden film şeridi gibi geçti. O an demek sadece bu kadar yaşayacağımı düşündüm. Çok geçmeden arkadaşlarım gelmişti başıma. Helikopterler geldi ve teröristleri etkisiz hale getirmeye başladı. Teröristlerin elebaşları o an kaçtı. Şırnak Devlet Hastanesi’ne götürüldüm. Durumumun ağır olduğunu bu sebeple Diyarbakır’a gitmem gerektiğini ifade ettiler. Diyarbakır’da on beş gün yoğun bakımda kaldım. Son olarak GATA’ya sevkim gerçekleşti” diye konuştu.

‘İYİ KÖTÜ ÇOK TEPKİ ALDIK’

“Gazi olduktan sonra çok iyi tepkiler aldık. Peki ya kötü tepkiler almadık mı? Elbette aldık. ‘Gazi oldun da bize mi oldun?’ bu sözün ağırlığını unutmuyorum” şeklinde konuşan Koşar, “Ameliyat süreçlerimde yıprandığımı hissettim. GATA’ya gelince ailemi aradım. Onlara GATA’da olduğum söyledim. Annem beni görene kadar şehit olduğumu ve onu kandırdıklarını düşünüyor ve kendini yıpratıyormuş. Beni gördükten sonra yüreğine su serpildi. Şu an Karayolları Genel Müdürlüğü’nde Destek Hizmetleri Bölümünde büro personeli olarak görev almaktayım. Şu an görev alan kardeşlerimizin Allah yardımcıları olsun. Burunları kanamasın ayaklarına taş değmesin. Bir zamanlar bizler o nöbet yerindeydik şimdi ise onlar. Kendilerine çok dikkat etsinler istiyorum” dedi. •Gizem Başar

TEKZİP

Bayram Ali Koşar, "Belirtilen kötü tepkilerin kurumum ile alakalı değildir. 'Benim için mi gazi oldun' tepkisi ise geçmiş yıllarda bir banka atmsinde yaşadığım bir olay ile ilgilidir" dedi.

Kaynak:Konya'nın Sesi