Dünyanın En İyi Mutfakları Listesi Belli Oldu! Türkiye Kaçıncı Sırada? Doç. Dr. Yılmaz Seçim Anlattı...
Dünya yemek trendlerini takip eden Taste Atlas, binlerce kullanıcıyla yaptığı araştırma sonucunda ‘Dünyanın en iyi mutfakları’ listesini yeniledi. Türkiye bu listede 7. sırada yer alıyor. Bu sıralama ve Türk Mutfağı hakkında Konya Gastronomi, Aşçılar ve Turizmciler Derneği (KOGAT) Başkanı ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Seçim gazetemize özel konuştu.
Gelecek yıllarda Türk Mutfağının ilk üçe girmesi için neler yapılması gerektiğini dile getiren Necmettin Erbakan Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Seçim , “Tek bir alanda ilk üçe girmek için çabalanıyorsa bu çok zor olacaktır. Biz Türkiye olarak en üst yerlerde olmak istiyorsak. Gastronomi uzmanlarının, turizm uzmanlarının, edebiyatçıların, ülke tanıtımında faydası olacak herkesin bir arada çalışması gerekir. Herkesten elini taşın altına koymasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘GASTRONOMİ İÇİN YAPILAN
YATIRIM HALKA YAPILMALIDIR’
Türk mutfağının geniş bir gastronomiye sahip olduğunu açıklayan Doç. Dr. Yılmaz Seçim, “Gastronomi, insanların yaşam şekillerini, sosyal yaşantısını, kültürel anlamda kutladığı günleri ve bunların tamamını içine alan bir kelimedir. Türkiye’ye baktığımızda ise Türkiye’nin çok geniş bir gastronomiye sahip olduğunu görüyoruz. Türkiye kültürel özelliği çok fazla olan bir ülkedir. Bu açıdan yemek sektörüne yapılan yatırımlara değinecek olursak, burada en önemli olan ise yemek çeşitliliğinden çok yemeğin bir hikâyesi olmasıdır. İnsanlar hikâyesi olan yemeğe her zaman daha fazla talep göstermektedir. Yerli ve yabancı bir turist geldiği zaman bir işletmede yediği yemeği eleştirmesi gayet doğal. Fakat siz müşterinize yemeğin bir hikâyesi olduğundan bahsederseniz insanlar eleştirme noktasında duraksıyor. Dolayısıyla biz Türk ve Konya Mutfağı olarak yaptığımız yemeklerin geçmişlerini bilmemiz gerekiyor. Gastronomi olarak bildiğimiz şey aslında gelinip yemek yenilip gidilecek bir alan olmaması gerekiyor. Konya’dan örnek verelim güzel bir geçmişi olan Çatalhöyük’e baktığımızda insanlar buraya geldikleri zaman bir kamp alanı oluşturmamız gerekiyor. Burada bir kuzu kesilip, ateş yakılıp yemeği hazırladıktan sonra çadırlarda kalan misafirlere ikram edilmesi onlara yıllar öncesini yaşatmak hem damak tadı olarak hem de hikâyesi açısından etkileyici olacaktır. Gastronomi, yerli veya yabancı gelen turistin yaşam alanı içinde tamamen bulunması anlamına gelmektedir. Konya’ya gelen turistlerin yöresel kıyafetlerle oynanan halk oyunlarının yanında yöresel yemeklerin ikram edilmesi turistlere bu anın yaşatılması genel anlamda gastronomiyi kapsamaktadır. Bu sebeple gastronomiye yapılacak yatırımın halka yapılması daha verimli olacaktır” şeklinde konuştu.
‘KONYA MUTFAĞININ
GENİŞ BİR HİKÂYESİ VAR!’
Konya mutfağının geniş bir hikaye yelpazesine sahip olduğunu belirten Yılmaz Seçim, “Konya Mutfağında ki bütün yemeklerin bir hikâyesi vardır. Etliekmekten başlayıp sac arası tatlımıza kadar yer yemeğin bir hikâyesi mevcuttur diyebiliriz. Sac arası, Türklerde çok çok eskiye dayanan bir yemek kültürüdür. Bunun sebebi ise Türk toplumunun göçebe bir toplum olmasıdır. Göçebe toplumların kullanışlı ve hafif malzemelerle yollarına devam etmeleri gerekir ki sağlıklı bir göç yaşayabilsinler. Saca bakıldığı zaman çift yönlü kullanılabilme özelliğine sahip bir eşyadır. İçini çevirdiğiniz zaman içerisinde kebap çeşitlerini rahatlıkla yapabilirsiniz. Et sote, tavuk sote tarzında yemekler rahatlıkla yapılabilir. Ters çevrildiğinde altında ateş yanması halinde yufka dediğimiz Türklerin en eski ekmeklerinden olan ince yapılı ekmeği yapabilirsiniz. Sac arası tatlı dediğimiz ise iki sacın arasında pişen tatlı anlamına geliyor. Geçmişte bunu tatlandırmak için pekmez kullanıldığı da biliniyor. Yakın zamanlarda ise kısmi olarak pudra şekerinin kullanıldığı bilinmektedir. Hikâye noktasında etliekmeğe baktığımızda Mevlana’nın eserlerinde de geçmektedir. Yaklaşık 800 yıl öncesine hikâyesi dayanmaktadır. Konya’nın yemek çeşitlerinin hikâye noktasında dolu dolu olduğunu söyleyebilirim” açıklamalarında bulundu.
‘YEMEKLERİMİZE SAHİP
ÇIKMAMIZ GEREKİR’
Kültürümüzü temsil eden yemeklere sahip çıkılmasının öneminin altını çizen Seçim, “Toplumların hepsinin belli bir zenginlikleri vardır. Bugün baktığımızda Yunanistan’ın birçok yemeğe sahip çıktığını görüyoruz. Baklava buna bir örnektir. Bunun sebebi ise uzun yıllar bizlerle birlikte iç içe yaşamış olmalarıdır. Balkanlarda, Selanik’te olsun uzun yıllar bir arada yaşadık. İlk baklavayı kim yaptı sorusunu sorduğumuzda bunun kesinlikle net bir cevabı olamaz. Önemli olan bu değerlere sahip çıkabilmektir. Yunanistan, uluslararası düzeyde yemeklere sahip çıkma noktasında çok iyiler. Bizlerin ise en büyük eksikliği uluslararası alanda yemeklerimize sahip çıkamıyor olmamız. Gaziantep bu konuda baklavaya güzel bir şekilde sahip çıktı. Bugün Gaziantep Türkiye’nin en iyi gastronomiye kentlerinden birisi oldu. Elimde olan bu kültüre biz sahip çıkamazsak mutlaka sahip başkaları olacaktır. Etliekmek denilince şu an nasıl akla Konya geliyorsa bunun dışında Sivas ve Karaman’da kendilerine ait olduklarını iddia ediyorlar. Hepsinin iddia etmek hakkının olduğunun düşüncesindeyim. Asıl önemli olan kim buna sahip çıkmış, kim bunun tapusunu almış asıl önemli olan budur. Coğrafi işaretler bu konuda bir anlamda tapusunu almak anlamına geliyor” dedi.
‘TÜRK YEMEKLERİ
DAHA SAĞLIKLI VE LEZETLİ!’
Türk mutfağına sahip yemeklerin dikkat çekmek amacıyla isimlerinin değiştirilerek satılmasının kesinlikle doğru olmadığını savunan Seçim, “Tatil bölgelerinde etliekmeği ‘Turkısh Pizza’ satmak doğru değildir. Çünkü İtalya’ya gidildiği zaman kimse ‘İtalyan Etliekmeği’ denerek pizzalarını satmıyor. Bizler elimizdeki yemeği neden başka kültürün yemeğiymiş gibi lanse ederek sunmaya çalışıyoruz? Bu çok büyük bir hatadır. Yemeklerimizin ismi ne ise o şekilde kullanmamız gerekir. Tasteatlas’ın yaptığı sıralamaya göre Türkiye’yi tek bir ülke ile kıyaslanmak yanlış olabilir. Fransa’ya bakıldığı zaman, biz aşçılar genelde şunu söyleriz ‘Bir ete sos dökmek o etin lezzetsiz olduğu anlamına gelir’ Fransa mutfağına baktığımızda ise mutfakları tamamen soslardan oluşur. Temelde yemek yapmaktan ziyade yapılan yemeği soslar ile lezzetlendirilir. Bizde ise kazan yemeği kültürü fazladır. Bizlerde yemek kendi özü ile piştiği için daha lezzetli ve sağlıklı oluyor. Bunu tanıtabilmek çok önemlidir. Dünya sıralamasında baktığımız zaman Türkiye 7. Amerika ise 8. sırada Amerika’nın bir mutfak kültürü yok. Nasıl bizim kültürümüz bu kadar varken sıralamada bize bu kadar yakın? Bunun asıl sebebi ise milletlerin tamamından insanların gelip hepsinin kültürel bir özellik oluşturmasıdır. Amerika bu anlamda geniş bir mozaik oluşturmuştur” ifadelerini kullandı.
‘HERKES ELİNİ TAŞIN
ALTINA KOYMALI’
Türk mutfağının gelecek yıllarda ilk üçe girebilmesi için herkesin elinin taşın altına koyması gerektiğinin altını çizen Seçim, “Herkes kendi üstüne düşeni ülkemiz için yapmak zorunda. Ben gastronomi alanında uzmanım. Benim gastronomi alanında menü yapabilmem gerekir, makale yazabilmem ve bu konu hakkında kitaplar yazabilmem gerekir. Böylelikle Türk Mutfağının gelecek yıllarda ilk üçe girebilmesi için herkesin taşın altına elini koyması gerekir. Konya Büyükşehir Belediyemizin bu konudaki hassasiyetini her zaman kutlarım. ‘Gastrofest’ festivallerinin yapılması mutfaklarımızın tanıtımı için çok büyük avantajdır bizler için. Bunun katlanarak büyümesine ihtiyaç duyuyoruz. STK’ların bu konuda eksik kaldığını düşünüyorum çünkü Konya’da sadece Konya Aşçılar Derneği (KOGAT) bulunmaktadır. Buna daha fazla destek verilmesi halinde daha fazla etkinlikler yapılabileceği düşüncesindeyim. Biz dünyada ilk üçe girmek istiyorsak öncelikle bölgesel çalışmalıyız. Bizler bir anda gidip dünyanın öbür ucuna Konya Mutfağını tanıtamayız. Öncelikle lokal anlamda başlayıp giderek genişlememiz gerekmektedir. Tek bir alanda ilk üçe girmek için çabalanıyorsa bu çok zor olacaktır. Biz Türkiye olarak en üst yerlerde olmak istiyorsak. Gastronomi uzmanlarının, turizm uzmanlarının, edebiyatçıların, ülke tanıtımında faydası olacak herkesin bir arada çalışması gerekir. Herkesten elini taşın altına koymasını bekliyoruz” açıklamalarında bulundu. •Gizem Başar