Akıllı cihazlarınız kabusa dönüşmesin!

Akıllı cihazlarınız kabusa dönüşmesin!
Akıllı cihazlar sundukları kolaylıklarla hayatın her alanında kolaylık sağlamaya devam ediyor. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan robot süpürge skandalı gibi olaylar, kullanıcılara "Güvende miyiz?" sorusunu sorduruyor.

Yapay zekâ destekli akıllı cihazlar sundukları kolaylıklarla hayatımızın her alanında bizlere kolaylık sağlamaya devam ediyor. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan robot süpürge skandalı gibi olumsuz olaylar, biz kullanıcılara "Güvende miyiz?" sorusunu sorduruyor. Uzmanlar ise hiçbir akıllı cihaza yüzde yüz güvenmememiz gerektiğinin altını çiziyor.

Yapay zekâ destekli akıllı cihazlarda dikkat edilmesi gereken hususları Konya Teknik Üniversitesi Savunma, Uzay ve Havacılık Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğretim Üyesi Dr. Alper Kılıç, Konya’nın Sesi Gazetesi’ne anlattı. Kılıç, “Birbirleri ile iletişim ve bağlantı halinde olan cihazlar ‘akıllı cihazlar’ olarak adlandırılmaya başlandı. Televizyon, otomobil, giyilebilir cihazlar gibi sistemler için üreticiler fabrika çıkışlarında her zaman son sürüm işletim sistemleri kullanmayabiliyor. Marka ve ürün işaret etmek doğru olmaz ama dijital alt yapıya sahip her cihaz için güvenlik riski olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

AKILLI CİHAZLARA GÜVENLİK AÇISINDAN DİKKAT!

Dijital alt yapıya sahip her cihazın güvenlik riski barındırdığının altını çizen Konya Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisi Dr. Öğr. Üyesi Alper Kılıç, “Akıllı cihaz dediğimiz kavram aslında yazılım barındıran ürün demektir. Hazırlanan yazılımları barındırıp belli görevleri icra eden makine demektir. Bu cihazlar elektronik cihazlardır ve yazılım çalıştırma kabiliyeti olan cihazlardır. Bahsi geçen cihazlar yazılım çalıştırıyorsa bunlar arasında bağlantı kurabiliriz. Bilgisayar dediğimiz eşya verilerin transferinde bizlere yardımcı olmayı sağlar. Son günlerde birbirleri ile iletişim ve bağlantı halinde olan cihazlar ‘akıllı cihazlar’ olarak adlandırılmaya başlandı. Televizyon, otomobil, giyilebilir cihazlar gibi sistemler için üreticiler fabrika çıkışlarında her zaman son sürüm işletim sistemleri kullanmayabiliyor. Marka ve ürün işaret etmek doğru olmaz ama dijital alt yapıya sahip her cihaz için güvenlik riski olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

‘AKILLI CİHAZLARDA TEDBİR ELDEN BIRAKILMAMALI’

Yapay zekâ destekli akıllı cihazların güvenlik açısından diğer cihazlardan farklı olmadığını belirten Alper Kılıç, “ ‘Otomobiller güvenli midir?’ bu soruyu sorduğumuzda birçok cevap ile karşılaşabiliriz. Otomobiller dört tekerlekli insan kontrolünde çalışan araçlardır. Bizler otomobillere internet bağladığımız zaman insanlar galeyana gelebiliyor. Tedirgin olmakta haklılar. Fakat bu durum otomobilleri daha fazla güvensiz yapmıyor. Sürücü güvenlik kurallarına uymadan aracı kullanıyorsa kaza yapması yüksek bir ihtimaldir. Bu örnek aslında konuya nereden yaklaştığımız ile alakalı olduğunu bize göstermiş oldu. İnternet güvenli midir? İnternet güvenli değildir. İnternete güvenliği bizler sonradan ekleriz. Gerekli önemleri ve tedbirleri almamız gerekiyor. İnternetin güvenli olmaması onu kullanmamamız anlamına gelmez. Gerekli tedbirler ve önlemleri aldıktan sonra internetin büyük nimetlerinden fayda sağlamaya devam edebiliriz. Akıllı cihazlardaki güvenlik sorunları aslında diğer cihazlarda oluşan güvenlik cihazlarından farksız değildir” açıklamalarında bulundu.

AKILLI SÜPÜRGELER TEDİRGİNLİĞE YOL AÇTI!

Sadece akıllı süpürgeler için değil, tüm internet tabanlı cihazlar için uyarılarda bulunan Kılıç, “Yakın zamanda robot süpürgelerin yakaladığı bazı görüntülerin sosyal medyada paylaşıldığı haberlerini okuduk dünya medyasında. Bu durum kullanıcıları güvenlik açısından tedirgin etmeye yetti. Buradaki amacın ev ortamındaki kişileri görüntülemek değil, evi daha doğru bir şekilde haritalamak ve robot süpürgelerin engellerden kaçınma gibi işlevlerini daha da geliştirmek olduğunu düşünüyorum. Bu sistem için öncelikle kişilerden izin alınmıştır. Çünkü, bu araçları icar ederken işlevi için veriye ihtiyacımız var. Bu veriyi de bu şekilde elde edilmiş olabilir. Tıpkı telefonun ilk çıktığı zamanlarda deneme yanılma yolu ile en güvenli şekilde kullanıma hazır hale getirmek gibi. Örneklerle devam edecek olursak bıçak, bir insana zarar vermek için kullanılırsa zararlı hal alır. Ama meyve soymak için kullanırsak bize fayda sağlamış olur. İnternet ve bağlantı kurduğumuz her cihazda aslında böyledir. Kullanım amacımız ve tedbirlerimiz bu konularda çok önemlidir” dedi.

‘İNTERNETE BAĞLANAN CİHAZLARIN GÜVENLİK ZAFİYETİ VAR’

Teknolojik aletlerdeki riskleri bertaraf ederek teknolojinin sağlıklı şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizen Kılıç, “İnternete bağlanabilen her aracın güvenlik zafiyeti vardır. Siber saldırganlar kablosuz ağa bağlı tüm cihazlara erişim sağlayabilecekleri gibi robot süpürgelere de erişim sağlayabiliyor. Genel olarak evlerimizde kablosuz ağ yayını yapan modemlerimizi güncellemek ya da herkesle kontrolsüzce Wi-Fi şifrelerimizi paylaşmak büyük risk. Şifreleri belirli zamanlarda değiştirmek gibi bir alışkanlığımız olmadığında bu modemler, bağlı tüm cihazları ve ev mahremiyetini riske atıyor. Bu tehlikeler var diye teknolojik eşyalardan uzaklaşmak doğru değildir. Doğru olan bu teknolojik aletlerdeki riskleri bertaraf edecek teknolojiler geliştirerek verimli şekilde teknolojiden faydalanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ALGIDA SEÇİCİLİK SİZLERİ TEDİRGİN ETMESİN

Akıllı cihazların insanları görüntüleyip görüntülemediği konusunda açıklamalarda bulunan Kılıç, “Kullanıcılardan gelen bazı sorular ise ‘Akıllı cihazların bizleri görüntülediğini ya da dinlediğini anlamamız mümkün müdür?’ sorusudur. Kullanıcı olarak bunu anlamanın pek mümkün olduğunu söyleyemeyiz. Eğer bir kameraya ihtiyacınız yoksa kamerasız modelleri tercih etmelisiniz. Eğer kameralı bir model aldıysanız ve kameranın elle kontrol edilen bir kapağı varsa kapağı kapatabilirsiniz. Kapak yoksa bir bant yardımı ile kamera kapatılabilir. Son dönemlerde konuştuğumuz bir konunun sosyal medya da karşımıza çıkmış olması da aslında dinleniyor olmamızdan kaynaklı değildir. Algıda seçiciliğin burada başrol oynadığını söyleyebiliriz” açıklamalarında bulundu. •Gizem Başar