Erdoğan'dan 35 yaş üstü kadınlara müjde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2022-2023 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde konuştu.
Yeni akademik yılın hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, hocalara ve öğrencilere muvaffakiyetler diledi.
Bireysel ve kurumsal başarı ödüllerini takdim edecekleri bilim insanlarını ve üniversiteleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hocalar ve yükseköğretim kurumlarından nice gurur verici başarılar beklediğini dile getirdi.
İnsanlığın son birkaç yıldır salgınla başlayan, ekonomik sorunlarla ve sıcak çatışmalarla devam eden buhranlı bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Erdoğan, hemen her gün dünyanın farklı bir köşesinde patlak veren yeni krizlerin yaşandığını söyledi.
İkinci Cihan Harbi sonrasında, galiplerin çıkarlarını korumak gayesiyle inşa edilen küresel sistemin, son 70 yılın en büyük sarsıntılarından birini yaşadığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dünyanın geri kalanının canı, kanı, gözyaşı, yeraltı kaynakları pahasına bir avuç mağrurun refahını devam ettirmek üzerine kurulu bu çarpık yapı kökünden çatırdıyor. Soğuk savaşın bitmesiyle barış, istikrar ve özgürlükler adına yeşeren umutlar son yıllarda yerini tekrar korkuya, endişeye hatta kimi ülkelerde faşizme bırakmaya başladı. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, daha önce yapılan tahminlerin aksine refah, huzur, adalet asrı olmaktan ziyade bir nevi çatışmalar çağına dönüşüyor. Bu yeni dönemde bilhassa eşitlik, adalet ve hakkaniyet duygusu ağır yara almaktadır. Zengin daha da zenginleşirken, tüm dünyada yoksulluk yaygınlaşmakta, farklı toplum kesimleri arasındaki uçurum giderek büyümektedir. Dünya nüfusunun yüzde 1'ine tekabül etmeyen bir kesim parasına para, refahına refah katarken, Afrika'dan Asya'ya milyarlarca insan temel gıda maddelerine dahi ulaşmakta zorluk çekmektedir. Ekonomik krizle birlikte bu vahim tablonun fakir ülkeler ve toplumlar aleyhine daha da kötüleştiğine şahit oluyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son 50-60 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyon rakamlarının, Batılı ülkelerde yaşayanlar dahil herkesi zorlayıp, bunalttığını aktardı. Erdoğan, "Yaklaşan kış mevsimiyle beraber bu ülkelerde enerji ve gıda güvenliği konusundaki endişeler giderek tırmanıyor. Nitekim son Prag Zirvesinde tüm liderlerden bunu dinledik. Hepsi 'bu kışı nasıl atlatacağız, nasıl geçireceğiz' hep bunu anlatıyorlar. 'Bizim böyle bir sorunumuz yok' dedim. Liderler sadece anı düşünüyorlardı." diye konuştu.
"Yapacağımız daha çok iş var"
Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmelerin aklıselim ile değerlendirilmediğine dikkati çeken Erdoğan, gerek siyasi istikrarsızlıkların gerekse ekonomik sorunların en büyük darbeyi, küresel sistemin çeperlerinde yer alan yoksul ülkelere vurduğunun altını çizdi.
Ekonomisi zayıf, üretim kapasitesi sınırlı, sosyal barışını tam manasıyla sağlayamamış, siyasi bakımdan müdahalelere açık, kırılgan devletlerin bu sancılı süreci yönetmekte daha fazla zorlandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her ne kadar Rusya-Ukrayna savaşıyla gündemin gerisine düşmüş olsa da önümüzdeki dönemde dünyada köklü siyasi değişimlerin yaşanması kaçınılmazdır. Az gelişmişin gelişmişe, yoksulun zengine, mazlumun zalime, çoğunluğun azınlığa hizmet ettiği, altta kalanın adeta canının çıktığı mevcut yapının devam etmesi mümkün değildir. Atalarımız bu gerçeği 'zulüm ile abad olunmaz' diyerek ifade etmişlerdir. Biz de bir süredir 'dünya 5'ten büyüktür' tespitimizle aynı hakikati tüm platformlarda dile getiriyoruz. 'Daha adil bir dünya mümkün' diyerek tüm sıkıntılara rağmen insanlığın çaresiz olmadığını vurguluyoruz. Son dönemde yaşananlarla birlikte Türkiye'nin verdiği mücadelenin, hiç hesap gütmeden yaptığı samimi çağrıların küresel barışı tesise yönelik çabalarının daha fazla makes bulduğunu, takdir topladığını görüyoruz. Şu anda 7 milyon tonu aşkın tahıl bizim üzerimizden dünyaya servis ediliyor. Diğer ülkelerde herhangi bir ses yok. Ama Türkiye bu konuda üzerinden bütün bu imkanları seferber ederek, insanlığa bir soluk, nefes aldırmanın gayreti içerisinde. Derdimiz var ama diğerlerinin derdi yok. Şüphesiz bu sadece bir başlangıçtır, yapacağımız daha çok iş var."
"Kendi göbeğimizi kendimiz kestik"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, küresel sistemin yapısından kaynaklı sorunlar gün yüzüne çıktıkça, Türkiye'nin haklılığı ve savunduğu değerlerin isabetinin çok daha iyi anlaşılacağına işaret ederek, "Türkiye yüzyılı ifademiz inşallah hemen her alanda vücut bulacak ve kısa sürede gerçeğe dönüşecektir." dedi.
Her krizin risklerle, tehditlerle fırsatları da beraberinde getirdiğine işaret eden Erdoğan, hazırlıklı olanlar için kriz anlarının, aynı zamanda yeni bir dönemin muştusu, daha aydınlık günlerin müjdecisi olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin son 20 yılda hayata geçirdiği projeler, yatırımlar, reformlarla bugünlere hazırlık yaptığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Birileri, şairin ifadesiyle 'oyunda oynaştayken' biz, bir satranç oyuncusu ustalığıyla tarihten, ecdattan ve medeniyetimizden aldığımız ilhamla milletimizi bugünlere hazırladık. Politikalarımızı belirlerken, ülkemize yapılan dayatmalara değil, hep neye ihtiyaç duyulduğuna, insanımızın neyi talep ettiğine baktık. Günü kurtarmak yerine geleceği şekillendirmek niyetiyle hareket ettik. Ne günlük siyasetin geçici tartışmalarının ne vesayet güçlerinin tehditlerini ne de üzerimize salınan envaiçeşit terör örgütünün bizi hedeflerimizden ve ideallerimizden koparmasına müsaade ettik. Yurt dışında yazılmış reçetelerle sorunlara çözüm aramak yerine, kendi göbeğimizi kendimiz kestik, 10 yıllık, 20 yıllık programlarla ülkemizin zengin potansiyelini ortaya çıkarmanın mücadelesini verdik."
"Ufkunuz varsa bu nesli yetiştirirsiniz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerine inşa edeceklerini, ardından da ülkeyi ulaşım, enerji, tarım, diplomasi ile ayağa kaldıracaklarını, kalkındıracaklarını söylediklerini anımsattı.
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin şartları ne olursa olsun 20 yıl boyunca sözlerinin arkasında durduklarını, bu dört başlıktan başlayarak her alanda Türkiye'yi çok farklı bir konuma taşıdıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Birileri bizimle dalga geçti. Biz, 76 üniversiteden 209 üniversiteye çıkarken, 'ne gerek var' dediler. Ama bilmiyorlardı ki bugün Iğdır'da, Muş'ta, Kars'ta, Ağrı'da üniversite olmazsa, oradaki yavrularımız, gençlerimiz nerede üniversite tahlisini yapacak? Parası, pulu, imkanı varsa Ankara'ya, İstanbul'a gelecek, yoksa üniversite okuyamayacak. Ama şimdi profesörlerimiz, doçentlerimiz, tüm akademisyenlerimiz Kars'a da gidiyor, Ağrı'ya da gidiyor, Muş'a da gidiyor, Hakkari'ye de gidiyor ve yavrularımızı evlerinin yanı başındaki üniversitelerde okutuyor. Ufuk budur, ufkunuz varsa işte bu nesli yetiştirirsiniz. Ufkunuz yoksa, o zaman yapılacak herhangi bir şey de yok."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin gelişiminin, atılan bu adımlarla sağlandığını ifade etti.
"Türkiye'nin geleceği aydınlık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin yüksek öğretime erişimini kolaylaştırmak için devletin tüm imkanlarını seferber ettiğini belirtti.
Geçmişte Güneydoğu'ya ve Doğu'ya hocaların nasıl gideceği konusunda sıkıntı yaşandığını hatırlatan Erdoğan, havalimanı sayısının 26'dan 59'a çıktığını, Muş'a, Kars'a, Ağrı'ya uçakla gidilebildiğini ve bir sıkıntı kalmadığını söyledi.
Meselenin "ufuk" olduğunu belirten Erdoğan, "Varsa ufkunuz bu işi başarırsınız, yoksa yaya kalırsınız. Artık bunlar aşıldı. Artık "Türkiye yüzyılı' diyoruz ya, işte Türkiye'nin yüzyılı bu altyapıyla güçlendi." dedi.
Uluslararası iktisatçılarla toplantı yaptıklarını anlatan Erdoğan, iktisatçıların "Türkiye altyapısını bitirdi. Altyapısını bitirdiği için de Türkiye'nin geleceği aydınlık. Sizde böyle bir sıkıntı yok." tespitini yaptığını aktardı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz de dedik ki, 'Bu tespiti bizler de yaptığımız için şu anda başarılıyız ve her geçen gün daha da iyiye gidiyoruz, gideceğiz.' Hele hele inşallah bu yıl sonu önümüzdeki yılbaşı gibi Karadeniz'den doğal gazı da çıkardığımız anda bunun tadına doyum olmaz. Bizim bir zamanlar öyle sondaj gemimiz falan yoktu. Şimdi bizim 2 tane sismik araştırma gemimiz, 5 tane sondaj gemimiz var. Bütün sondaj gemilerimiz 12 bin metreye kadar sondaj yapabiliyor. Bunlara ulaştık. Hatta burada işimiz bittiği zaman uluslararası sularda da dünyanın değişik ülkelerinde gidip, bu sondaj çalışmalarını yapabilecek kabiliyete, güce sahibiz. Öyle çok büyük rakamlarla da bunlara ulaşmadık. Uygun rakamlarla bunları aldık ve şimdi bir taraftan sismik araştırmalar, bir taraftan sondaj çalışmaları yapılıyor. Daha iyi olacak, daha güçlü olarak bu yola devam edeceğiz. Gerek sismik araştırmalarla gerek sondajla doğal gazda da petrolde de artık imkanlarımızı bu sularda bulacağız."
"Şimdi özgürlük, hürriyet var"
Bir dönem kılık kıyafet yasaklarından ideolojik baskılara, siyasi kavgalardan altyapı eksikliklerine kadar Türkiye'de pek çok sorun olduğunu vurgulayan Erdoğan, üniversite girişlerine kurulan ikna odaları, dereceye girip ödül almaya hak kazandığı halde sahneden ağzı kapatılarak indirilen genç kızların görüntülerinin utanç sahneleri olarak hafızalara kazındığını belirtti.
Bunları unutmadıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim polisimi, kızlarımızın ağzını kapatmak ve okula sokmamak, tekme tokat onları dışarı atmak gibi uygulamalara tabi tuttular. Benim kızım imam hatipte okudu. Ama ben kızımı ne yazık ki imam hatipten almak zorunda kaldım. Arkadaşımın müdürü olduğu farklı bir şehirde imam hatibe göndermek durumunda kaldım. Bana sordular yabancılar. 'Niye' dediler? Dedim 'Maalesef biz bu sıkıntıları yaşadık ama şimdi artık bu sıkıntıları aştık.' Şimdi böyle bir derdimiz yok. Şimdi artık hocalarımızın arasında başörtülüler var mı? Var. Öğrencilerimizin içinde aynı şekilde rahat rahat üniversiteye gidebilen kızlarımız var mı? Var. Bütün bunlarla beraber artık emniyet teşkilatında, silahlı kuvvetlerinde hakim, savcı başörtülü olarak görev yapabiliyor mu? Yapabiliyor. Asıl özgürlük budur.
Diyorlar ki hak ve özgürlük... Uygulamayı göster bize? Ne yaptınız hak ve özgürlükte? Tekme tokat dışarı attınız. Kendi milletvekilin, genel başkan yardımcın ikna odalarında bizim yavrularımızın başörtülerini çıkartarak o odalara aldılar. Bunları yaşadık, gördük. Burası halkının yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye. Burada bunları yaptınız. Ama şimdi bunlardan artık sıyrıldık. Şimdi özgürlük, hürriyet var. Eğitimde, öğretimde bunu yakaladık."
Geçmişte harçlardan dolayı öğrencilerin sürekli boykotlar yaptığını anımsatan Erdoğan, harçları kaldırdıklarını, öğrencilerin harç diye bir sorununun bulunmadığını kaydetti.
"Mevcut yükseköğretim yurtları taleplere cevap veremiyor' diye bağırıp durdular. İnsaf edin, şu anda bizim 850 bin öğrenci kapasiteli yurtlarımız var ve ihtiyaçlara rahatlıkla cevap verir haldeyiz. Talep yok, bu noktaya geldik." ifadelerini kullanan Erdoğan şöyle devam etti:
"Ne diyordu bir tanesi. 'Ben 1 yılda bu sorunu çözerim' diyordu. Hayatınız yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Biz uygulamadayız uygulamada. Şu anda modern yurt binalarımız bütün bunlarla beraber üniversitelerimiz hepsi birbirinden güzel. Şu anda dünyaya örnek gösterebileceğimiz altyapısıyla her şeyiyle üniversitelerimiz var. Ortaöğretimde okullarımız var. Buralara geldik. Attığımız adımlarla Türkiye ve Türk üniversitelerine yakışmayan bu kötü manzaraya biz son verdik." değerlendirmesini yaptı.
"Başörtüsü meselesini çözüme kavuşturduk"
Başörtüsü meselesini ortaöğretim dahil tüm eğitim kurumları ile kamu kuruluşlarında çözüme kavuşturduklarının altını çizen Erdoğan, kabine toplantısında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın sunum yapacağını, bu temel hak ve özgürlüğü anayasal güvence altına alma tekliflerini ele alacaklarını söyledi.
Erdoğan, "Çünkü yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Yasal düzenlemeye şu anda ihtiyaç yokken, çıktı 'Yasal düzenleme yapalım' dedi. Yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Senin yanında hiç hukukçu yok mu? Bu işler aşıldı artık. Burada yapılması gereken bir şey var. Eğer samimiysen, eğer dürüstsen, gel anayasa değişikliğini yapalım ve bunu tamamen masadan kaldıralım." dedi.
Bir taraftan üniversite harçlarını kaldırdıklarını, sürekli provokasyon vesilesi yapılan bu meseleyi kökünden çözdüklerini anımsatan Erdoğan, göreve geldiklerinde burs ve kredinin 45 lira olduğunu, bursun 850 liraya, doktoranın asgari ücrete çıkarıldığını hatırlattı.
Erdoğan, "Biz niye varız? Milletimizin devletine yapmış olduğu bu ödemelerle biz, gerek öğrencilerimizi gerek lisansüstü, doktora öğrencilerimizin çok daha huzurlu şartlarda okumalarını, eğitim öğretimi devam ettirmelerini sağlayalım diye varız." diye konuştu.
"Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ni özgürlükçü bir bakış açısıyla değiştiriyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Üniversitelerde) Zaman zaman mağduriyetlere yol açan Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ni özgürlükçü bir bakış açısıyla değiştiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siber güvenlik meslek yüksekokullarına ilişkin şunları kaydetti:
Bu okullarda yetişecek gençlerimiz, siber güvenlik alanında ara eleman değil inşallah aranan eleman olacaklardır."